San Diego
Los Angeles tan San Diego ya yaklasik 2 saatlik bir yol var. Onceden bir plan yapmayip, gidince ulasima duruma gore karar veririz demistik. Ancak gordugumuz en rahat cozum araba kiralamak oldugu icin daha Brezilya dayken arabayi ayarladik.
Los Angeles ta kaldigimiz otel bizi shuttle ile LA Rent a Car a birakti. Merhaba, hosgeldiniz faslindan sonra.. kusura bakmayin sizin kiraladiginiz arac henuz donmedi?? ahh bu musteriler.. eeee.... size baska bir araba verelim.. Oluurrrr... ne vereceksiniz? PT Cruiser.. pardon anlamadimmm... Hamit e soruyorum.. sen boyle bir araba biliyor musun... bilmiyor... boyle bir marka duymadik.. gorevli hanim de tamam mi? diye soruyor.. valla biz bu arabayi hic duymadik, bilmiyoruz.. hemen gosterelim....
Arabanin yanina gidiyoruz.. arabalar yan yana sunu mu gosteriyor? bunu mu? aaaa... gosterdigi ustu acik spor bir araba.. Hamit soyle bir oturuyor, sagina soluna bakiniyor.. tamamdir, daha ne olsun.. bu da baska bir deneyim ;))
Arabayi teslim alirken ustunun nasil acilip kapandigini da ogretiyorlar.. Gorevli hanim cok cana yakin.. Turkiye den geldigimizi duyunca .. oyle miiii.. ben sizin sarkilara bayiliyorum.. Sibel Can, Mahsun Kirmizigul, Turkan (burada kimden bahsetti anlamadim, Turkan sarkisi mi? Soray mi? Tarkan mi? olsun onemli degil ) Ibrahim Tatlises.. hepsini birer birer saydi.. hep onlari dinliyormus.. bilin bakalim kadin nereli? Iran dan gelmis.. eee komsu ne de olsa, Amerikali bizim sarkilari dinleyecek degil ya !
Otoyollarda parali gecisler var mi? soruyoruz ama bilmiyorlar.. Neyse patronu arayinca Freeway den gidersek hic gise olmadigini ogreniyoruz. Cunku Miami Orlando arasinda ve Orlando nun icinde neredeyse tum yollar parali.. Buralar icin cebinize bozuk para doldurun onerisi yapiyorlar. Allahtan oralarda bizim kiraladigimiz aracta Sunpass vardi da giselere takilmadan gectik. Yani bir nefes almaya para almiyorlar..
Otelde rezervasyon yaptirmissiniz diyelim 250 dolar. Cikarken oduyorsunuz %20-25 sehir vergisi.. uzerine bizim KDV den %8-18 arasi.. sizin booking.com fiyati firlayiveriyor.. Buralarda fiyatlari okumak zor. Tum etiketler uzerine kasada vergi ilave ediliyor. Yani herkes KDV haric fiyati kullaniyor. Aslinda boylesi mantikli. Siz urune 200 Dolar oduyorsunuz, gerisini Devlete oduyorsunuz.. Magazalar ikisini hep ayiriyor.. Oteller de boyle.. Vergi disinda bir de sehir vergisi var. O da sehrine gore degisiyor ;))
Araba kiralama ucretlerine sigortayi da ekliyorlar. Gunluk 11 Dolardan basliyor. Tam kapsamli yaptirirsaniz daha da fazla. Bu zorunlu olani.. Bu sigorta ucretleri de eyaletler arasinda farkli. Miami de toplam 20 Dolarken burada zorunlu sigorta gunde 11 dolar.. Hamama giren terler... diyoruz...baska care yok.. sigorta yaptirmamak bence cok buyuk risk. Amerika`da araba kullanmak cok rahat, kuralllar cok siki deniliyor ama ben buralarda da kazalara sahit oldum.. bu yuzden risk almaya gerek yok..
Tum odemeleri yapip rahatladiktan sonra ;)) Arabamiza kurulup yola ciktik. Yine otelimizin adresini girip navigasyonumuzu calistirdik. Iki saat sonra otelimizin kapisinin onundeydik. Yollarda giderken San Diego nun nasil bir sehir olduguna dair isaretler gormeye basladik. Mustakil evler, genis araziler, yesillikler...
San Diego hayranlik yaratacak bir sehir. Once kocaman Little Italy tabelasi bizi karsiliyor. Bu sokakta iki yanda da sirali lokantalar, barlar.. hep Italyan stili.. yemekler Italyan..
Biz tren istasyonuna gidiyoruz. Trenler yer altindan degil ustunden gidiyor, genis genis, piril piril.. tren raylarini sehrin icinden gecirmisler. Arabalar, yayalar, trenler ic ice.. Arjantin de uzun yol ve yuk trenleri boyleydi. Trenlerin gecis alanlarinda oyle siki guvenlikler yok. isiklar var. Burada kontrol tamamen trenin makinistinde.. Duruyor, yavasliyor, uyariyor.. Bizde ki gibi kaptirip onune kim cikarsa ezip gecmiyor.. Yaya gecislerinde neredeyse durma noktasinda bir hizla ilerliyor.. Cok guvenli, bu yuzden her sey ic ice yasayabiliyor.
Bir-iki durak sonra trenden indigimiz nokta Gaslamp Quarter.. San Diego nun en hareketli bolgesi. Burada birkac paralel cadde boyunca lokantalar, barlar, guzel magazalar siralanmis. Cok sik, tertemiz, nezih, isikli, sakin... Aksam olunca sokaklar kalabalik olmaya basliyor. Bircok lokanta ve barin kapida gorevlisi var, sizi onlar oturtuyorlar. Oyle istedigim yere gidip oturayim yok.. Kapidaki gorevli genc kizlar yoldan gecen herkesi selamliyor, hal hatir soruyor ;)) Bugun nasil geciyor? diye sesleniyor, hepsi guzel giyimli, makyajli..
Barlara giris sadece 22 yas uzerine serbest. bu yuzden kapida resmen kimlik kontrolu yapiliyor. Yani bu adamin saclari agarmis, 22 nin uzerindedir diye bir kanaat kullanmak yok. Herkesin kimligine bakiliyor.. O na neden bakmadin, bana neden baktin.. yok... iste bundan dolayi her yerde adil olundugu hissediliyor.. kanaat kullanmak, iltimas gecmek, tipine takilmak.. yok.. yok..
Tum barlarin bu kontrolu yapmak uzere gorevlileri var.
Barlar kalabalik, cok guzel.. icerde muzik var.. Hatta bazilarinda canli performans var.. Bu caddeler uzerindeki magazalar aksam saat 20:00 de kapaniyor. Yeme- icme basliyor. Lokantalar cok guzel, bembeyaz ortuler, peceteler.. Biftek, tavuk, pizza, makarna... menuler bize hic yabanci degil.. Bazi fast food markalari da var.
Amerika da en muhtesem yiyecek dondurma. Oyle bir yiyorlar ki anlatamam. Oyle kulah falan yoookk.. koca kaplarla alip kasikla yiyiyorlar.. Hani bizim kutu doldurmalarin yarisini falan bir kisi oturup yer yani ;)) porsiyorlar kocaman. Biz en kucugunu secip aliyoruz. Kornet te var ama kasikla yemege biz de alistik.. Allah sonumuzu hayirli eylesin ;)) Sadece cukulatali.. demek yetmiyor, onun da 4 cesidi var.
Gaslamp bize huzur veriyor, saga sola bakina bakina dolasmak icin harika.. Bir cok kisi barlarin ve lokantalin disindaki masalarda oturuyor, her yerden muzik sesleri geliyor.. Meydanda bir sinema var ama, hic musterisi yok.. Gariptir, ben Amerika da sinema salonu gormedim.. Bu kadar film ureten bir ulkenin sinema salonlarini merak ediyordum.. Bir kac yerde rastladim ama cok siradandi.. Filmler 11 dolar. Afisler falan sizi sinemaya davet etmiyor. Oysa Isvec te sinema salonlari bir davet yeriydi. Fuayesinde sampanya iciliyordu.. Bir tek New York ta cok guzel bir sinema gordum.. su anda Turkiye de kim bilir ne filmler oynuyordur? diye dusundum.
Burada one cikan gundemde bir film goremedim. Oysa Yine Isvec te her yer 007 James Bond filminin afisleriyle donanmisti. Filmleri izlemek icin cesitli gruplar ve sirketler salonlari kapatiyordu. Fuayede davet masalari, garsonlar, cikista herkese dagitilan James Bond semsiyeleri.. Bu havayi Amerika da goremedim. Afisler falan hic bir yerde yok..
San Diego bir kiyi sehri. Burada da Los Angeles gibi upuzun bir kumsal var. Bu sefer kumsala gidiyoruz diyerek arabamizin uzerini aciyoruz.. Otelimizle kumsal arasinda 9 kilometre var.. Otoyola cikinca amaniiinn diyerek kapatmak istiyoruz ama hareket halindeyken kapanmiyor.. saclarimiz filmlerdeki gibi ucusuyor .. kendimizi bir anda Hollywood yildizi gibi hissediyoruz ;)) bir yandan da bir radyo kanali bulup ucuyoruz..
San Diego da yatlarla dolu limanlari, girintili cikintili koylari, incecik kumlari, her daim iliman iklimi, gunesi ile tam bir tatil beldesi.. kislari hic olmamasi buralari Amerika nin gozdeleri yapiyor.. Deniz yine okyanus.. dalgali.. bu yuzden sorf cok yaygin..
Denizin uzerine koca koca uzun ahsap dikmeler uzerine denizden cok yuksek bir iskele yapilmis. Iskele uzerine iki yana siralanmis kucuk kucuk evler.. Iskelede biz de dolasiyoruz.. Bu evler bayagi dayali doseli, onunde bir kucuk verandasi var, giristeki saksilarda cicekleri, altinda okyanus dalgalari...
Buranin bir otel oldugunu ogreniyoruz, Evin yerine gore geceligi 250-550 Dolar arasinda degisiyor.
Otel brosurune 6 ay onceden rez. yapmaniz onerilir yazilmis.. Haydaaa... Bu otel deniz uzerindeki tek.. nasil buraya yapilmis, ozel bir izin mi alinmis arastiramadim.. Gece olunca korkunc olacagini saniyorum, ben boyle bir yerde kalmazdim, dalga sesleri falan.. brrrrrr..
San Diego da cok buyuk bir fuar merkezi var. Upuzun bolumlerden olusan bu bina, buralarda fuar merkezleri cok guzel binalarda, bizim Tuyap gibi bir garabet degil.. San Diego da da bir fuar var. Bir magazada biz bakinirken biri bize laf atiyor, aaaaaa.. bir Turk genc... ITU den ogretim gorevlileri Metalurji fuarina gelmisler, 10 gundur burdalar. Harika.. deneyimleri paylasip, tavsiyeler aliyoruz.. Bize Meksika sinirindaki alisveris merkezini ovuyor.
Ertesi gun bu sefer korka korka Meksika sinirina gidiyoruz. Cunku yoda dalarsaniz siiipp Meksika dasiniz... Sonra don donebilirsen... Otoyola dort gozle bakiyoruz.. Meksika dan once son cikis... yaziyor.. biz de hemen saga sapiyoruz.. Ohhhhh... siniri gecmedik...
Alisveris merkezleri oyle bizdeki gibi koca koca binalar degil. Amerika daki tum alisveris merkezleri bir alan icine dagilmis ve tek katli, icinde sokaklari olan, her iki yaninda magazalarin siralandigi, bankasi, yeme icme yerleri olan birimler. cogu yerlesim yerinde kucuk dikdortgenler icinde yapilmisken, bazilarinda kocaman alanlara yayilmis.
Hem eglendirirken hem de alisveriste insanlarin cebinde ne varsa alan Orlando' nun en meshur alisveris yerlerinde maalesef mutlu olmamis, magazalardaki mallar dizilis ve sunus tarzlariyla bizi mutlu etmemis, yiyecek icecek te cok sinirli gelmisti. Ama insanlar hem buralari hem de Miami yi bir alisveris cenneti goruyordu. Magaza %50 indirim yapmissa ancak ilgimizi cekebiliyordu zaten paramiz dolar karsisinda kus gibiydi. Bir penye 60 dolarsa, ehh duz hesap 120 TL vermek gerekiyor.. Valla bizim oralarda krali bu paraya deyip yanindan geciyorsunuz.
Alisveriste simdiye kadar gordugumuz en ucuz yer New York.. Hele yeme icme de Kral ilan ediyorum.. diger ulkeler yaninda bedava... Urunler, sunumlar.. muhtesem..
Orada gorup te almadigimiz seylerin sonraki eyaletlerde fiyatlarini gorunce tuuuhhh... cekmemek elde degil.. Clearens dedikleri indirimler sasirtici.. Zaten fiyatlari inmis, bir de tepesinde %40 indirim diyor. Yani indirimli fiyattan indirim ;)) Cogu magazada bu bolumleri yokluyoruz. Ozellikle spor magazalarinda bu bolumler cok revacta. Tum tek kalan numaralar burada, sansiniza..
Tum bu alisveris yerleri icinde San Diego nun bu Meksika sinirindaki alisveris merkezi yuz gulduruyor. Urunler cok cesitli ve guzel.. Clearans lar dikkat cekici.. Soyle uzaktan Meksika gorunuyor.. aman Allahim.. dag tepe gecekondu dolu.. San Diego nun zarifligi ile hic benzesmiyor. Ayni cografya, ayni deniz.. Fark insanda..
San Diego'nun ic taraflarinda ise cok buyuk bir park var. Icinde hayvanat bahcesi, muze, kafeler, havuzlar, cicekler... Hayvanat bahcesi icin "dunyanin en buyuk hayvanat bahcesi " diyorlar.. Ben demistim.. bu Amerikalilarin en buyuk.. leri yapma ve ne buyuk oldugunu soyleme istekleri var.. ama guzel yapmislar .. simdi ne diyelim... ;))
San Diego emeklilerin hayallerini susleyen sehir.. Herkesin yerlesmek istedigi yer.. huzurlu.. sakin... biz de aynen oyle hissediyoruz... Hatta Hamit.. Haydi eyvallah ben burada kaliyorum pozu veriyor ;))
Yok daha gidecek gorecek yerlerimiz var :))