2014 yılına büyük bir planla başlıyoruz.
Bir yıldır bu plan içindeyiz. “DÜNYA SEYAHATİ”
Geçen yıldan bu yana düşündüğümüz
ama çalışırken zaman ayıramamak yüzünden
gerçekleştiremediğimiz hayalimiz. Böyle bir seyahat bir haftada
yapılamayacağına göre çalışan birinin böyle bir hayal kurması
pek de mümkün olmuyor. Şimdi araştırdıkça bir çok gencin
meslek hayatlarına ara verip “şimdi değilse ne zaman?”
diyerek Dünya seyahatine çıktığını 7-8 ay çok az bir bütçeyle
Dünyayı dolaştığını görüyorum. Ancak bunu gerçekleştirebilen
çok az genç var. Bu tamamen istemekle ilgili sanırım. Yeterli
isteği olanlar hiç bir engel tanımıyorlar.
Tam bir yıl önce 2013 Yılının başında bu hayali
kurmaya ve canlandırmaya başladık. Öncelikle bu fikri Çeşme
Sheraton aklımıza koydu. Nasıl mı?
Geçen yıl bir promosyon
yaptı. Çeşme Sheraton’da 30 gün Junior Suite konaklayan misafirlerine bir Dünya Seyahati hediye ettiğini duyurdu.
İşleri bir kenara koyunca Hamit
“haydi gidiyoruz, bu bizim kendimize ödülümüz, bu kadar yıl
çalışmamızın ödülü, emekli ikramiyemiz!” dedi ve hemen
anlaşmayı yaptık.
Ardından da ince ince planlama safhası
başladı. Hem gündelik işler güçler devam etti, hem de bu
seyahat planıyla ilgili bilgiler ve planlar sürekli gündemimizde oldu.
Öncelikle gideceğimiz ülkeleri
belirledik. Avrupa elimizin altındaydı, zaten gitmediğimiz ülke
hemen hemen kalmamıştı. Bu nedenle biraz daha uzakları seçtik.
Sheraton ilanında 20 günlük bir tur hayal etmiş. Oysa biz bu turu daha uzun yapmak istedik. Tam 53 güne çıkardık.
Öncelikle kendimiz için bir dünya seyahati planı yapıp sunulan rotalar içinden beğendiğimizi seçtik, rotamızı çizdik. Burada Dünya Seyahati Programı olması için
tek şart Dünyanın etrafını bir tur dönmek. Doğudan batıya, ya
da batıdan doğuya bir rota çizmek mümkün. 39.000 mili aşmamak şartıyla listedeki ülkelerden max. 16 uçuş noktası olmak koşuluyla nerelere gideceğimizi ve toplam milimizi belirledik.
Siz de bir Dünya Seyahati için plan yapabilirsiniz :)
Tıklayın ve Star Allianz Sitesinden Round The World penceresini seçerek rotanızı belirleyin, size tahmini maliyetini çıkartsın. (Tabii ki bu plan sadece uçak için). Sonra ayrıca vizeleri siz alacaksınız, konaklama, yeme-içme, transferler, yol, gezilecek yerler vb. gibi tüm planları da siz yapacaksınız ve giderleri de üzerine ekleyeceksiniz.
Bizim rotamız söyle oldu ;
New York,
Miami, Orlando, Miami, Rio De Jenario, Buenos Aires, Los Angeles, San
Diego, Hawaii, Yeni Zellanda, Sydney, Singapur, Phuket, Hong-Kong
Turumuzun uçuş planı aşağıdaki
gibi olacak.
Böylesine bir tur için daha fazlasını istememek mümkün değil. Hep gitmişken şuraları da -buraları da görelim kaygısı da var. Ancak buna bir dur demek gerekiyor, bunun sonu yok..
Keşke gittiğimiz ülkelerde birkaç ay kalıp
sonra tura devam edebilseydik. Bu fikir ne kadar da cazip görünüyor
ama göründüğü kadar kolay olmuyor. Bir hafta bile yurt dışına
çıksak söylendiğimiz ülkemizi özlüyoruz. Çünkü burada
sevdiklerimiz var. Kocaman bir aile olmuşuz. Artık gençler gibi
7-8 aylık bir seyahat planı yapıp, maceraya yelken açmamız mümkün görünmüyor.
Araştırdıkça işleri sadece Dünyayı
gezmek olan sadece bunun peşinde dolaşan bir sürü genç gördüm. Dünya'da gençler bu tür hayallerin
peşinden giderken biz de ise önce hayatını kurmak öncelikli
oluyor. Çünkü bu memlekette bir hayat kurmak çok zor. Bu yüzden gençlerin haytalık edip Dünyayı dolaşmaları yerine bir işe girip bir an önce para kazanmaya başlamaları temel hedefimiz.
Gençler bu işi bedavaya ya da ucuza getirmenin yolunu bulmuşlar. Coachsurfing
gibi sitelerden birbirlerini buluyor ve hiç tanımadıkları
kişilerin evlerine misafir olup birbirlerini ağırlıyorlar. Facebook sayfaları var, sürekli İstanbul’da da etkinlik
düzenleyip bir araya gelip toplanıyorlar. Üye olduğunuzda hemen size gelip kalmak isteyen Dünya vatandaşlarından istekler geliyor. Sonra siz de onlara gidip kalabiliyorsunuz..
Bazıları daha da ileri gidip bu
seyahatlerini adım adım nasıl planladıklarını, seyahatte neler
yaşadıklarını, bütçelerini, gördükleri yerleri bloglarında
anlatmışlar, fotoğraflar eklemişler, tecrübelerini paylaşmışlar.
Bu anlamda araştırdığım bazı bloglara
hayran kaldığımı söyleyebilirim. Bekran Sarsılmaz'ın Yol Hiç Bitmez, Uzar Gider bloğu bunlardan biri. Mutlaka bağlantıyı tıklayarak okumanızı öneririm. Bu ilgim hayranlıkla kalmadı, bazı bloggerlarla yazışmalar da yaptım. Bazı konularda bilgi aldım.
Hele Che’nin çıktığı yolculukta başta
Che olarak başladığı Güney Amerika’ya yolculuğunun sonunda
bir Lider Che’ye dönüştüğünü okuyunca seyahat etmeyi daha
çok sevdim. Gezmeyi, yeni kişiler tanımayı, farklı kültürlerde az da olsa yaşamayı, dolaşmayı, dünyayı tanımayı, farklılıkları keşfetmeyi çookk seviyorum.
Bu yüzden dolaşmak ve gezmeye
ayırdığımız bütçe bizim hayatımızın hep öncelikleri arasında oldu. İşte bu yüzden bu kadar çalıştık belki de.. İki yıl önce Datça'da konuştuğumuz lokanta sahibine "burada yaşamak istiyoruz? ne dersiniz?" deyince, "organlarınız sağlamken gelin, geç kalmayın" demişti. Bu bizim hiç unutamadığımız bir tavsiye oldu. Uzun seyahatlere çıkmak, tüm gün yürümek, uzun uçuşlara katlanabilmek, geceleri uçakta iki büklüm kalabilmek, hala bir yerleri görmek için istekli olmak.. bunlar hep yaşı çağrıştırıyor. Bu yüzden hayatı kaçırmadan, çok geç olmadan acele etmek istiyoruz.
Rota belli olduktan sonra kalınacak
gün sayılarına baktık, her ülke için kaç günün yeterli
olabileceğine ilişkin araştırma yapıp gün sayılarını
belirledik. 24 Ocak’ta tura NewYork’a uçarak başlıyoruz ve
plan dahilindeki ülkeleri dolaşıp son durak olan Hong Kong’tan
17 Mart’ta dönüyoruz. Daha önce kesintisiz hiç 53 gün tatil yapmadık :)
Bu 53 günün içinde bazı geceleri uçakta uzun uçuşlarla 9-10 saat uçarak geçireceğiz.
Gidelecek her ülkede saat
farklılıkları olacak. Zaten Amerika’nın doğusu ile batısı
arasında bile 3 saat fark var, koca ülke. Uçaklardan inişte
sürekli bir ayarlama ve yeni saate adapte olma modumuz olacak.
Bir yelkenliye binip dünyanın tüm
okyanuslarında yelken açarak Dünya turu yapanlara ne demeli ? Bu bir aşk.. İnsan ancak aşkı için her şeyi göze alabilir hem de denizde..
Bunu ben asla yapamazdım, hayal bile etmedim. Ama hep hayalinin peşinden giden insanların hikayelerine ilgi duydum. Biyografi ya da otobiyografi kitapları her zaman çok ilgimi çekti. Benim hayal edemediğim mücadeleleri neler için vermişlerdi.
Tekstil Mühendisi olarak İngiltere'de bir
öğrenciyken küçük bir gazete ilanıyla yanına bir arkadaş arayan ve
aynı hayali kuran bir İngiliz’le hayallerinin peşinden gitmiş.. Hem de 1952 yılında.. Sadun Boro'nun bu seyahate nasıl çıktığını merak ederseniz, Kitaba ilgi duyarsanız tıklayın.
Bu hikayeler bana hep "imkansız" diye bir şey olmadığını gösterdi. İnsanın isterse herşeyi yapabileceğini gösterip beni her zaman araştırmaya ve hayal kurmaya itti.
Aynı zamanda farklı bir amaçla seyyah olan ve yaşadığı zor şartlarda hayalinin peşinden giden Bilim Adamı Charles Darwin'in hayat hikayesi de beni çok etkilemişti. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Kitaba ilgi duyarsanız tıklayın.
Bu yüzden bazılarının "ama param yok, ama zamanım yok, ama ben yapamam" diyerek bazı şeyleri istiyor ama yapamıyor görünmelerini kabul edememişimdir. Hep hayallerini gerçekleştirmek üzere engelleri aşan ve mücadele eden insanlara hayranlık duymuşumdur.
Bu seyahatten sonra kendime de hayran olurum belki :))
Devam edelim..
Rotamızdaki ülkelerin hava
sıcaklıkları da farklı olacak. NewYork’ta kış varken
Miami’de denize gireceğiz. Bu seyahatte fazlaca deniz olacak.
Belki yelkenliyle denizde dolaşmayacağız ama denizlerle ve
okyanuslarla kucaklaşacağız.
Miami’deCruise seyahati ile Karayip adalarında, güneyde Rio’da
32 derecede Copacapana plajlarında,
okyanusun ortasındaki yanardağ lavlarından oluşmuş minicik ada
Hawaii’de, 2004' de depremden sonra tsunamiyle kabaran ve kenti
yerle bir eden denizde Phuket’te olacağız. Ocak-Şubat-Mart’ta
Türkiye’de kış yaşanıyor olacak. Bu da Dünya’nın
nimetleri.
Tüm kalacağımız ülkelerdeki
konaklama planımızı da internetten tamamladık. Birçok seyahat
edenin yardımcısı olan sitelerde araştırma yaptık. Booking.com,
Tripadvisor ‘dan otelleri belirledik. Sonra ödemeli,
rezervasyon iptaline imkan sağlayan, merkeze yakın, fiyatı uygun,
memnuniyet puanı yüksek otelleri bulmak için bayağı bir
inceleme, araştırma yaptık.
Tüm bu seyahatte sadece bir araba
kiraladık. Miami-Orlando arasında gidip geleceğimiz 4 gün için.
Bunun dışında havaalanı transferleri, her ülkedeki ulaşımın
nasıl olacağı, metro sistemleri ve durakları, ücretleri gibi tüm
çalışmalarımızı da tamamladık. Kalacağımız yerler için Google haritayı kullanarak yol tariflerini aldık, metro duraklarına ve uzaklıklara kadar detaylandırdık.
Bu konuda fikir bildiren bir
çok seyahat severin de yorumlarını ve tercihlerini, önerilerini çeşitli
bloglardan okuduk. Bu konuda internet bir engin deniz.
Seyahati bu kadar kolaylaştıran
teknoloji olmasaydı ne yapardık acaba? Eskiden yoktu.. hiç
gezemiyorduk. Oysa şimdi Miami’den Orlando’ya giden otobüslerin
sefer saatlerinden ücretlerine, Ocak ayındaki Orlando
Magic Basketbol takımının programına, nerede oynadığına? Phuket’te Fantasea Show'una kadar her şeyi bulmak, incelemek ve biletlerini almak
mümkün.
Seyahat planımızın aylar süren
araştırması gün geçtikçe son halini aldı ve giderek netleşti.
Son aylara gelince bir kocaman takvim oluşturup duvara astık.
Kasım-Aralık-Ocak. Tüm tamamlanacak işleri ve görevleri küçük
post-itlere yapıştırarak takvime yerleştirip bir zaman planı
çıkardık. İşler tamamlandıkça post-itleri yerinden aldık.
Bir excel tablo oluşturup tüm seyahat planımızı yazdık. Günler, uçuş
tarih ve saatleri, otel konaklamaları, isimleri, konaklama gün
sayıları vb.. Ayrıca otel bilgilerini, bazı ülkelerin metro
haritalarını print edip yanımıza alıyoruz.
Bu seyahat için vize gerektirmeyen
ülkeler de olduğundan Amerika- Avustralya- Yeni Zellanda vizelerini almamız gerekti. Vize işlemlerimizi hiç bir aksaklık çıkmadan
kendimiz tamamladık.
Daha önce Avrupa’nın birçok ülkesine
gidebilmek için defalarca vize almış biri olarak bu ülkelerin bizi çok şaşırttığını söyleyebilirim. Amerika’nın
Konsolosluk görevlisinin başka ek bir belge istemeden mülakatta
hemen vizeyi onaylayan kağıdı elimize vermesi ve
ayrılırken gülümseyerek ve yüzümüze bakarak “iyi yolculuklar” demesi üstelik vizenin 10 yıllık
olması “Olleeeeyyy” dedirtecek cinstendi. Bir İtalya vizesi
almaya kalksak seyahat süresinin bittiği gün vizemiz biterdi.
O zaman bu şu anlama geliyor dedik Amerika bizi birçok kez bekliyor :)
Yeni Zellanda vizesi için on-line
doldurduğımız formu ve diğer evrakları postaladık. Bu
Konsolosluk postayla çalışıyor, gitmemize gerek kalmadı. Pasaportumuzu ve evraklarımızı gönderdik vizemiz geldi. Ankara’dan aradığımız Konsolosluk görevlisi bireysel olarak
ilgi gösterdi ve vizemizin aciliyeti nedeniyle işlemimizi öne aldı ve çok
kibarca ilgilendi.
Avustralya daha da şaşırttı. Bu
Konsolosluk’ta postayla çalışıyor. Biz de Yeni Zellanda gibi
on-line formu doldurup, pasaportu ve evrakları kargoyla gönderdik.
Bir kaç gün sonra aradıklarında kibarca “Göndermişsiniz ama
Pasaporta hiç gerek yoktu” dediler???
Aaaa nasıl yani, vizeyi
nereye yapıştırıyorsunuz? "Biz yapıştırmıyoruz efendim.. biz e-mail
gönderiyoruz, siz print alıp pasaportunuz içine koyabilirsiniz"..
Tüm bu Konsoloslukların görevlileriyle telefonla
görüşme ve aranma durumumuz oldu. Görüşmeler inanılmaz kibar
ve teşekkür doluydu. Hep yardımcı olmaya çalışan birini
karşımızda bulduk, yaklaşımlar çok güzeldi. Bilgi vermenin ve
almanın ne demek olduğunu hissettik.
-Evraklarınızı gönderiyoruz, yarın
elinizde olacaktır
-Aaaa ama biz evde yokuz?
-Bana başka bir adres verebilirseniz
oraya da gönderebiliriz..
-Çok iyi olur :))
Süperrrr... Ertesi gün Gürcan pasaportları teslim alıyor. Cep
telefonuma da teslim bilgisi geliyor.
Gitmeden önce yanımıza neler almamız
gerektiğini listeliyoruz. Hem kışlık hem de yazlık
kıyafetlerimiz olacak. Kış ve yaz aylarını birlikte yaşayacağız,
bu nedenle tam tekmil olmalı. Pantolon, kazak, penye, şort, spor
ayakkabı, terlik, mayo, vb. Birçok kıyafetin listesini yapıp
eşyalarımızı hazırladık.
Seyahatte bavul beklemekten kurtulmak
ve aktarmalı uçuşlarımızda zaman kaybetmemek ve uçuş saatine kadar elde bavul dolaşmamak için sırt çantasıyla
gidiyoruz. Bu yüzden çok
iyi organize olmamız ve ihtiyaçlarımızı minimuma indirmemiz
gerekti. Az eşya götürsek de bizi toparlayacak büyüklükte, dayanıklı birer sırt çantası almayı da ihmal etmedik.
Seyahat sırasında gerekli olacak
internet ve yurt dışı paketleriyle ilgili araştırmalar yaptık.
Maalesef tüm ülkelerde geçerli olacak bir paket yok. Dünyanın
kuzeyi ve güneyi farklı paketlerde. Güney yarı küre “uzaklar” paketinde. Avustralya ve Yeni Zellanda hiç bir pakette yok. Bu durumda pahalı paketleri almak hesaplı değil, kullandıkça yenilenen paketleri tercih edeceğiz. Konaklayacağımız otellerde Wi-Fi olacak, gün içinde zorunlu olduğumuzda telefonumuz için gerekecektir.
Ülkelerin elektrik volt farklılıkları
da olacak. Bunları da planlayarak gerekli fiş yedeklemesini
yanımızda götürüyoruz. Yolculuk sırasında dinlemek üzere
şarkılar, türküleri yüklüyoruz. Telefonlarımızın pilini
yedekliyor, kulaklıklarımız, ek hafıza kartları, Ipad ile
teknolojik hazırlıklarımızı da tamamlıyoruz.
Bu arada sağlık kontrolünden geçip
check-up’ larımızı tamamladık. Bundan sonrasında sıra banka
işlemlerini planlamaya geldi. Biz yokken kredi kartlarımızın,
otomatik ödemelerimizin planlanması gerekli.
Hazırlıklar bitti ama
heyecanımız giderek artıyor.
Bugünden sonra tam 10 gün kaldı. Haftaya 24 Ocak Cuma günü sabah saat 05:00'te Lufthansa ile önce Frankfurt daha sonra New York'a gidiyoruz.
Geçenlerde yazdığım
2013’ün nasıl geçtiğini gör yazıma şimdi bütün bu
planları da eklemek gerekir. Tüm bu planlama aşamaları 2013’te yaşadığımız acı tatlı anılar arasında gerçekleşti.
2014 Hareketli başlayacak görünüyor. Oralardan yazabilir miyim? Tüm planlarımı buna göre tamamladım ve canlı canlı yazmaya çalışacağım. Fotoğraflar göndermeye mümkün olduğunca bizi takip etmenizi
sağlayacak şekilde iletişimde olmaya çabalayacağım.
Siz de eğer merak ederseniz hem www.ardanınpenceresi.com adresinden, ya da Arda'nın Penceresi yazarak Google'dan beni takip edebilirsiniz.
Facebook benim yazılarımın tanıtımını yaptığım bir platform. Bu yüzden yukardaki adreslere daha çok girin. Daha çok yorum yapın, mesajlarınızla beni desteklemeye devam edin.
Sözüm bitti.. bu kadar uzun süre sevdiklerimi geride bırakmamıştım, zor bir durum.
Gitmeden yine yazarım. Bu yüzden şimdi vedalaşmıyorum. Gitmemize daha çoook var :)