Tasarım Yeni Hayvanlar.. Tavuk, Sığır, Balık


Mehmet Akif Ersoy  "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar"  demişti. Ben de okuldayken bu söze çok kızar medeniyeti canavar olarak nasıl görür diye şaşardım.

Şimdi bilimin de büyük devlerin finansmanıyla ilerlediğini görünce ;  insanlık yararına yapılıyormuş gibi yapılarak zarara uğratıldıkça  Mehmeh Akif Ersoy'a hak veriyorum. Ama tek dişinin kaldığını düşünmüyorum. O kadar sona gelmedik..  Henüz hayvanların genleriyle oynanıyor, sonra sıra bize gelecek. Belki de tüm bu beslenme şeklimizle genlerimizle oynamaya başladılar bile . Bizi de istedikleri coğrafyada istedikleri gibi tasarlayacaklar.

Soner Yalçın'ın Saklı Seçilmişler kitabından derlediğim bilgilere ek olarak konularla ilgili haber ve videolar ekledim.   😨



🐣Bedensel ve zihinsel gelişim için hayvansal proteinlerin başında tavuk gelir. Asırlardır hasta olduğumuzda şifa niyetine tavuk suyuna çorba yapılırdı. Şimdi ne oldu?





Yeniden Tasarlanan Tavuklar
ABD daha 1930'larda daha fazla gıda, daha az maliyet esasına göre tavukları yeniden tasarladı. 1946 da sektör gözünü genetik bilimine çevirdi.  Kapalı yerlerde yetiştirilen tavukların hastalanmaması için antibiyotikler içeren yemler üretildi. 1950 yılında iki tip tavuk yaratıldı. Biri yumurta için, biri et için.

Tavuk yemlerinde kullanılan hammaddenin %85'i dışarıdan gelir.  Bu yemlerde mısır, soya, buğday, yağ ve katkılar var. İçindekilerden soya ve mısırda  GDO var.  Gümrük kapılarında doğru kontroller yapılmadığı için içlerinde domuz kemiği olma ihtimali bile var.  Eti yenen piliçlere piliç demek  de yanlış olur.  Çünkü onlar henüz civciv olmalıdır.

Sonuç :  Civcivler bir yılda gelmesi gereken ağırlığa 40 günde ulaşıyorlar.  1925 yılında civcivlerin kesim yaşı 112 gün iken bugün 42 gün.

Bilinen isim Rockefeller burada da sektöre girdi ve tavuk üretimi patladı. Eski tip tavuk yerine yeni tip civciv yetiştirdi. Yumurta tavuklarının verimi yılda 200 iken 300 yumurta oldu.

Yumurta tavuklarından doğan erkek civcivlerden yumurta alınmayacağı ve et tavuğu olamayacakları için bu  erkek yavrular  öğütme makinalarında dişi civcivlere yem olarak öğütülüyor, kıyma yapılıyor.  


Peki milyonlarca civciv arasında erkek mi? dişi mi? nasıl ayırım yapılıyor dersiniz? Endüstri ona da bir çözüm bulup tüylerinin farklı renklerde olmasını sağlıyor. Bu şekilde saatte 4 bin civiciv ayıklanıyor.  Bu videolarda da elle ayıklama işlemi yapılıyor.

Dişi tavuklar yaşama şansı buluyor ama onlar da çok şanslı değil, ömürleri çok az. Bir civciv 18 hafta sonra yumurtlayabiliyor. Ondan sonra da 6 ay yaşıyor.  Yumurta vermeye ara verdiği anda da kesiliyor ve eti az olduğu için  o da yem yapılıyor.

Yetiştirme şeklinden dolayı ve yan yana olduklarından birbirlerinin tüylerini koparıp yaralıyorlar. Bunu önlemek için gagalarını kesiyorlar.  Et tavukları ise kısa zamanda aşırı şişmanladıklarından kemikleri bu hıza yetişemiyor ve ayakta durup yürüyemiyor, bir süre sonra kımıldayamaz oluyor. O zaman daha da çok kilo alıyorlar. Bu da istenen bir şey tabii ki..
 
Rockefeller "tek tür ırk" tavuk yaratmaya hızla devam ediyor. Dünya üzerindeki tavuk ırkları azaldı.  İki küresel şirket dünya tavuk pazarını yönetiyor. Damızlıklar bunların elinde.

Rockefeller "tek tür ırk" tavuk genetiği üzerine araştırmalara son hızda devam ediyor.  Yoksullar sadece tavuk yiyiyor?  Türkiye'de kanatlı et üretimi 217 bin tondan 2 milyon tona çıktı.  Halkımız neden bu denli tavuk tüketiyor?
Civcivi küresel şirketler veriyor. GDO'lu katkı maddeli yemi küresel şirketler veriyor. İlaçı yine bu şirketler veriyor. Piliç kesim araçlarını bile onlar veriyor.

Oysa Türkiye'nin en büyük üreticisi Köy-Tür dü. En başarılı örnek üretici olarak ödüller almıştı.  Mısır satan ABD'li Cargill ve diğer yem firmaları vadeli satışı durdurdu. Köy-Tür' daki  civcivlerin yemsizlikten yaşamı tehlikeye girdi ve 1 milyon civciv öldü.  Kuş gribi aldatmacası da işin sonunu getirdi ve 2005 yılında kapandı.

Kuş Gribi yalanı dünyada ve Türkiye'de tavuk sektöründe bir dönemeç oldu. Köy-Tür kapandıktan sonra Banvit satıldı. Banvit Türkiye'nin en büyük 500 şirketi içinde 44. sıradaydı.  Sonunda Brezilyalı gıda devine satıldı. Bu firma ortadoğuda pek çok firmayı bünyesine kattı. Bu firma da Rockefeller'in şirketiydi. Zaten tüm Latin Amerika'nın tarım kontrolünü elinde bulunduruyordu.

Şu anda Türkiye'de CP isimli bir şirket var. Yem fabrikası kurarak işe başladı, kısa sürede 5 fabrikaya ulaşarak cirosunu 1 milyar dolara ulaştırdı. CP Standart şirketinin merkezi Tayland. Bu firma civciv üretimiyle dünyada 2nci sırada. Bu şirketin arkasında da Rockefeller  var.

Gözlerini büyük Asya tavukçuluk pazarına diktiler. Asya Hükümetleri  tavukları kafes içine almaya zorlarsa küçük işletmelerin çökeceğini öngördüler.  Bu durumda büyük tavuk üreticileri daha çok zenginleşecekti.

Böylece Domuz Gribi, Deli Dana Hastalığı .. ölüm tohumları ülkemizdeki en büyük tavuk firmalarını vurdu ve tavuk şirketleri Köy-Tür, Mudurnu Piliç, Şeker Piliç gibi milli şirketler kapandı.  Lades Tavukları vardı.. kapandı.




Ya yumurtalar?  Hayvanlarda bit, pire, keneleri yok etmek için kullanılan kimyasal madde yumurtalarda ortaya çıktı. Bu zehirli ürünün insanların tükettiği hayvanlarda kullanımı yasak. Ancak Hollanda, Belçika, Almanya, İngiltere, Fransa da zehirli yumurtalar tesbit edildi.  Bizde?

Helal
Helal gıda pazarının büyüklüğü 2.5 trilyon dolar.  Dolayısıyla bu büyük paranın arkasında da devler var.  Mesela Nestle'nin helal sertifika sahibi 150 fabrikası var.
Şu sorular hocalara sorulmalı ;

-Hocam içinde domuz eti-kemiği olan yemlerle beslenen hayvanları yemek caiz midir?
-Hocam yem paketlerin de domuz ürünleri yoktur yazması gerekmez mi?
-Hocam artık ülkemize kırmızı et de dışardan geliyor. Nasıl anlayacağız?

Tavuk maliyetlerinin azaltılması ve fiyatının artmaması için sürekli yem geliştiriliyor. Ucuz yem üretme gayesiyle  domuz, at, eşek, kedi, köpeklerin ve mezbaha atıklarının, kanlarının yem yapıldığı ve Türkiye'ye bu ürünlerin giriş yaptığını anlatıyor.

Yem maliyetlerinin artması daha ucuz yem üretilmesini gündeme getirdi.  Büyümeyi hızlandıran yüksek proteinli maddeler besicilerin gözdesi oldu. Yaradılışı itibarıyla tahıl ürünü yemesi gereken sığırlar bir çeşit et obur haline getirildi. Sığırlara kendi hemcinsleri yedirilerek yamyamlaştırıldı.

Dünya Bankası gibi işbirliği yaptığımız örgütler "sizin süte ve ete ihtiyacınız var"  diyerek uzun süre ödemeli ve düşük faizli krediyle bize sığırlarını sattılar.  Türkiye'deki koyun ve keçi yetiştiriciliği unutuldu.  Oysa Ankara ve çevresinde yetiştirilen tiftik keçisinin tüylerinden 20 bin top kumaş üretilip yurt dışına satılıyordu. "Angora" buydu.  Batı ülkeleri "elmas iplik" diyordu.  Padişah fermanıyla İngiliz sanayi casuslarına damızlık tiftik keçilerinin verilmesinin ardından İngiliz tekstili Osmanlı pazarına hakim oldu ve üretim yok oldu.

British Angora Goat bizim Ankara Keçisi



Dünya'da 800 den fazla sığır ırkı var.  ABD ve AB dünya'da pazar paylarını sürekli arttırıyorlar. Ülkemizde ise azalıyor.  1980'den 2016'ya ;
16 milyon sığır yerine 14 milyon
1 milyon manda yerine  142 bin
49 milyon koyun yerine 30 milyon..

Neler oluyor?
Küresel şirketler hayvanların genetik çeşitliliğini azalttı. Sığırları birkaç ırka indirdi. Ülkemizde hayvancılıkla uğraşanların sayısı giderek azalıyor.  Batıda ise hayvancılık sektörü sanayileşiyor.  Öyle ki ABD ve AB toplam tarımsal gelirini hayvan ve hayvansal ürünlerden elde ediyor.  Bunlar dünyadaki toplam hayvan varlığının %30-40 ına sahipken hayvansal üretimin %75-80 ine sahipler.

Buna karşın bizim de içinde bulunduğumuz az gelişmiş ülkeler hayvan varlığının %60-70'ini ellerinde bulundurdukları halde üretimin %20-30'unu  gerçekleştiriyor.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nde  bu sektörü geliştirmek için  Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Yem Sanayii kuruluşları hayata geçirilmişti.  Buna karşılık 1980'lerde hayvancılık sektöründe köklü değişimler yaşandı. Et kombinaları ve soğuk hava depoları özelleştirildi. İşte özelleştirmeden sonra Hürriyet Gazetesi Haberi ;

--------------------------------------------------
KOMBİNALAR ALIŞVERİŞ MERKEZİ OLDU

Daha önceki dönemle birlikte özelleştirilen dokuz kombinanın hiçbirinde et kesimi ve işletmesinin yapılmaması ve bu kombinaların yerine iş merkezleri, bina ve otellerin kurulması eleştiri konusu oldu. Bunun en önemli örneğini Ankara’daki son olarak Ankamall adını alan Migros Alışveriş Merkezi oluşturdu.

EBK’nın piyasadan çekilmesi ile hem kurum hem de sektör çöküşe geçti. EBK, son olarak 2003'te 61.7 trilyon, 2004'te 22 trilyon trilyon lira zarar etti. Sağlıklı kesim alanlarının olmaması, sektörde kaçağı da artırdı. Bunun üzerine EBK’nın Tarım Bakanlığı’na geri verilmesi kararı alındı.

-----------------------------------------------------------

 Et ve Balık Kurumunun 35 işletmesinin 18 i satıldı.  5'i bedelsiz devredildi, 3'ü kapatıldı.  2010 yılında ithal et yasağı kaldırıldı. 2018 sonuna kadar 500 bin büyükbaş, 475 bin küçükbaş ve 20 bin ton karkas et ülkemize dışarıdan getirilecek.

Hollanda 1989 yılında 50 bin üreticiyle  yaklaşık   2 milyon baş sığır ile et-süt üretti
2014'e gelindiğinde  3 milyon üreticiyle  yaklaşık 14 milyon baş ile et-süt üretti
Hollanda'ya  fazla ürettiklerini satmak için dış pazar lazımdı, Türkiye piyasası sonuna kadar bu ülkelere açıldı.

Et Balık Kurumu yeniden faaliyete geçirildi ve icraatı çok başarılı .. İşte haberi :

Devlet, 500 bin baş sığır ithal edecek

Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu'na 31 Aralık 2017 tarihine kadar 500 bin baş canlı hayvan ithalatı için yetki verildi.

Devlet, 500 bin baş sığır ithal edecek
Ali Ekber YILDIRIM
İZMİR - Geçen yıl olduğu gibi 2017'de de sıfır gümrükle sığır ithalatını sadece devlet yapacak. Bu konuda ilk karar alındı. Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu'na 31 Aralık 2017 tarihine kadar 500 bin baş canlı hayvan ithalatı için yetki verildi. Karara göre, Et ve Süt Kurumu damızlık hariç olmak üzere besilik ve kasaplık 500 bin baş canlı hayvan ithalatını sıfır gümrükle yapacak.
Bu ithalatla Türkiye 2016'da olduğu gibi bu yıl da sığır ithalatında Avrupa'da birinci dünyada ise Amerika'dan sonra ikinci olacak.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yerli ırklar yok oldu.  İthal ırklar ise GDO'lu  yemlerle beslendiğinden sağlıksız. GDO'lu hayvan gübresinin toprağa da hiç bir faydası yok. Yemleri de hayvan leşlerinden oluşan bu hayvanlar sağlıksız. "Deli dana" hastalığının nedeni bu değil miydi?

Türkiye toplamda 19 GDO'lu hayvan yemi ithalatına ve kullanımına izin verdi. Fransa'da bir üniversitede bir araştırma yapıldı. Bilim ekipleri 24 ay boyunca Monsanto'nun genetiği değiştirilmiş mısırını ve yabani ot ilacını fareler üzerinde test ettiler.  Farelerin karaciğer ve böbreklerinde ciddi hasarlar oluştu, hızla kansere yakalanıp öldüler.

Bu araştırma büyük bür gizlilikle iki yıl yürütüldü.  Ondan önce yapılanlar hep 90 günlüktü. Oysa ilk tümörler 4 ile 7 ay içinde oluşuyordu. 90 günde gözlemlenen emareler için "biyolojik olarak anlamlı değildir" denilerek dünya pazarına sunuluyordu.

Monsanto 1994 yılında ineklerin daha fazla süt vermesini sağlayacak bir büyüme hormonu piyasaya sürdü. Bu büyüme hormonu hayvanların sağlığını bozduğu gibi insanlarda da meme, ilik, prostat kanserine yol açıyordu. Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa Birliği dahil 27 ülkede yasaklandı.

Bu biline biline Monsanto bu maddeyi ABD'li bir başka dev Eli Lilly & Company'e sattı.
Bu şirket aynı zamanda dünyaya antidepresan hapı Prozac'ı da satıyor.

Etlere birçok kimyasal işlem yapılıyor.
-Kimyevi maddeler %25-30 hacim artışı yapıyor ve su oranını arttırıyor
-Canlı, parlak görünmesi için şırıngayla kimyasal enjekte ediliyor
-Katkılar ekleniyor ; fosfatlar, emülgatörler, askorbik asit vb.
-Raf ömrünü uzatan şarküteri ürünlerine  kimyasallar ekleniyor
-Bozulmayı önleyen sodyum sülfat pankreas kanserini %67,  lösemi riskini %700 arttırıyor.

Çin Tuzu
Monosodyum Glutomat Et suyu tabletler, hazır köfte harçları, hamburger, hazır çorbalar, kuruyemiş, sakız, cips, dondurma, renkli yoğurtlar, salata sosları, çiğköfte vb ürünlerde kullanılıyor.

Lezzeti arttırıyor, yedikçe yediriyor. Obeziteye yol açıyor, sinir hücrelerine zarar veriyor, bir çok hastalığa yol açıyor. Hamile kadınlar kullandığında direkt cenine geçiyor. AB ülkelerinde 3 aylığa kadar bebek gıdalarında  kullanımı yasak. ABD dahil 50 ülkede kullanımı sınırlandırıldı, Türkiye'de serbest.

2017 yılında Brezilya'da bir skandal yaşandı. Dünya'nın en büyük et ihracatçılarından Brezilya'daki   bozuk etlerin son kullanım tarihlerini değiştirip, etlere kimyasal madde ve su karıştırdıkları iddiasıyla 21 şirkete soruşturma açıldı. 22 Ülke ithalatı durdurdu.

Soya Kıyması
Ilık suyla ıslatıyorsunuz 1 kilo soya kıyması 3 kilo su çekiyor.  Kullanım fiyatı kilosu 50 kuruştan aşağı oluyor.  "Annemin Köftesi"  gibi köftelerin tamamı soya katkılı. Üzerine de mix.kıyma ya da soya proteinin vb. farklı ibareler koyuyorlar.

Tadı nötre yakın. Aynı zamanda cevizle karıştırıp baklavaya, kıymayla karıştırıp köfteye, unla karıştırıp ekmeğe, keke konuluyor. Afiyet olsun.



Sosis
Bir danadan 25-30 kilo sinir çıkıyor. -40 derecede dondurup-öğütüp çıkan unu sosise basıyorlar. Üzerine de %100 dana yazıyorlar. %100 dana eti değil ..





Sağlıklı et üretmek için İzmir Belediyesi Tansaş'ı kurdu. Aynı şekilde Gima'da küresel sermayeye yer açmak için kapandılar.  Türk çiftçisinin cebine girmesi gereken 4 milyar dolar küresel şirketlere aktarılmış oldu.  5-6 şirketten oluşan et lobisi kazandı.

Şimdi Hollanda'da bir üniversitede açıklama yapıldı ;  "Bir domuzdan alınan kök hücreleri 1 milyon faktör düzeyinde çoğaltabilirsek ihtiyacımız olan 1 milyon domuzu yetiştirmemiz gerekmeyecek".

2013 yılında Londra'da yapılan tanıtımda ilk kültür etinden yapılan hamburger yenildi.  200 gram sentetik eti 11 dolara mal ettiklerini belirttiler. Çok pahalıydı, ucuza mal etmek için çalışıyorlar.  Bu iş için kimler ortak oldu?  Microsoftun kurucusu Bill Gates, Cargill, Virgin Group.


Balık
İşkenceyle balık üretimi 
Denizde avcılık tonajımız düşüyor. Yılda 80-100 bin ton balık ithal ediyoruz. Dört tarafı denizlerle kaplı ülkemizde GDO'lu yemlerle beslenen balık ithal ediyoruz.

-Norveçten  uskumru, fener, mezgit, kalkan, somon
-Senegal'den Lagos, mercan, dil balığı, barbun
-Gana'dan dil balığı, mercan, mezgit, sinarit
-ABD'den ve Kanada'dan  Istakoz, yengeç, deniz tarağı
-Hollanda'dan barbun
-İspanya'dan kalamar alıyoruz.

Kamu Spotu. "Balık yiyin" diyor.


Balıklar iki şekilde geliyor, dondurulmuş ya da buzlanmış. Dondurulmuş balığın raf ömrü uzun, çünkü katkı maddeleri kullanılıyor.

Balıklara ne yem veriliyor? Balık unu.  Bileşeninde protein ve Karadeniz'de avlanan hamsi, sardalya unu, GDO'lu mısır, tavuk atıkları kullanılıyor. Balıklara gün ışığı zannetmesi ve peş peşe yavrulaması için kesintisiz aydınlatma kullanılıyor.

Somon vücudunda barındırdığı zararlı kimyasallar  nedeniyle insan vücudu için son derece zararlı. Yetiştirildikleri sular, yemler, antibiyotikler, bulundukları kafeslerden dolayı sağlıksız hale geliyorlar. Medya ise "somon yiyin" diyor.  Oysa sağlıklı olan İstanbul'un güzelim uskumrusu yok edildi.

Dünyada kültür balıkçılığı artıyor.  1980'de dünya balıkçılığının %9'u kültürken bugün %50 lere ulaştı.  Pazar payı 150 milyar doları geçti. Kimi balık türlerine bazı genler aktarılıyor. Balıklar 10 kat hızlı büyüyorlar. İngiltere GDO'lu balık çiftliklerine sınırlama getirdi.



Anadolu hızla kuruyor. Sulak alanlarımız yok ediliyor.  Türkiye çölleşiyor. Beyşehir, Burdur, Asi, Çivril Gölleri ölüyor. Ergene nehri kirletildi. Göllerimiz, nehirlerimiz, denizlerimiz can çekişiyor. Oysa su tarımın can damarı. Uluslararası Doğa Koruma Birliği tarafından verilen rapora göre Türkiye en fazla canlı türünün yok oluşunun yaşandığı ülke.



Türkiyem Türkiyem cennetim..



Devam edecek..