Facebook 2013 yılının nasıl geçtiğini gör.. demiş ve bildiği kadarıyla benim sayfamda bu yılımı özetlemiş. Benim adıma böyle güzel bir dizin yaratması hoşuma gitti. Ancak 2013 yılını böyle birkaç resimle ve ayrıldı, gitti, gezdi, buluştu.. diye anlatmak hiç de yetmez. Zaten anlatmamın zamanı gelmişti Facebook buna vesile oldu, anlatmaya başla dedi. 2013 ne çabuk geçti. Yoksa ben mi unuttum yaşadıklarımı :(
Facebook 20 anını hatırla demiş.. Bakalım ben ne kadarını sıralayabileceğim..
-----
Yılın en büyük değişimi kuşkusuz 14 Ocak'ta Avon'dan ayrılarak emekli olmam oldu. İş hayatına tamamen son vererek zamanımı sadece kendim istediğim gibi harcamaya başladım. Tabii karşılığında banka hesabıma kimse bir şey yatırmadı. Mutlu muyum? çooook..
-----
İşten ayrıldıktan hemen sonra bir boşluğa düşmeyelim diye Benelüx turuna çıktık. Ocak ayının en soğuk günlerinde Belçika, Brüge, Amsterdam, Köln, Lüxemburg'u 10 gün boyunca arabayla turladık.
Resimleri görmek için tıklayın.
Resimleri görmek için tıklayın.
-----
Hemen hemen aynı günlerde annemin evine hırsız girdi. Hem de gündüz vakti. Tam da dışarı çıkışını kollamışlar ve çıkar çıkmaz girip, giysilerin arasına sakladığı parasını bulmuşlar :((

Bu sırada iyi ki çalışmıyorum diye düşündüm. Yoksa bunu kolayca atlatmasına yardım edemezdim, bu kadar yanında olamazdım. Bu olayla birlikte annemle bankalar, çilingirler, karakol-polis dolaşmaya başladım. Evinde huzurla oturamadığı için de O'nun ihtiyaç duyduğu tüm çözümlere yardımcı olmaya çalıştım. Yeni bir adrese ihtiyaç duyuyordu, burada oturamam dedi.. Birlikte kiralık veya satılık evleri dolaşmaya başladık. Her gün birlikte bir yerlere gittik ve hemen hemen her gün annemle zaman geçirdim. Sonunda sorunu çözdük .
-----
Beylikdüzü'nde işime yakın diye kış aylarında severek oturduğumuz 1 odalı dairemizdeki kişisel eşyalarımızı boşalttık ve evi eşyalı olarak kiraya verdik. Silivri'ye Nisan 'da gidip yerleştik.
-----
Hamit meslekte "25 Yıl Onur Ödülü" nü Mali Müşavirler Odası Başkanı'ndan bir törenle aldı. Bu törende bulunmak ve eşimi bu onurlu ödülle alkışlamak bana gurur verdi.
-----
Hamit Nisan ayında son beyannamelerini de verip mesleğine veda etti. O'da benim gibi emekli oldu. Mali Müşavir olarak 20 yıldır kendi işinde çalışıyordu ama toplamda 40 yıllık iş hayatını geride bırakmış oldu.
-----
Annemin yaş gününü akrabalar ve arkadaşlarımızla kutladık. Nice yıllara sağlık ve mutlulukla..
-----
Nisan'da uzun zamandır görmediğimiz amcama Kastamonu'ya gittik. Hepimiz için harika olan bu buluşmada paylaşacak, konuşacak o kadar çok şey birikmişti ki..
Bu hikayenin ayrıntısını daha önce yazmıştım. Hikayeyi okumak isterseniz linke tıklayın.

İstanbul'a kırık kolla döndük. Tekrar hastane, muayene, tekrar alçı süreçlerinden geçirdik.
Bir ay boyunca kucağında kendi deyimiyle 3 kiloluk bir bebek taşıdı.

Nisan sonunda Antalya'ya tatile gittik.
Çalışırken yaptığımız bu tatilleri emekli olduğumuzda da yapmak istedik. Standardımızı bozmadık :))
Havanın sıcacık olmasından dolayı çok güzel dinlenip, deniz ve güneşle buluştuk.
-----
Antalya dönüşü annemin evini taşımak üzere harekete geçtim. Yeni şirin evinin tadilatını, boyasını yaptırıp hazır hale getirdim. Eski evindeki tüm eşyalarını ayırdım. Kullanılmayanlar, eskimiş olanlar, lazım olmayacaklar.. hepsini ayırdım. Annem bu arada kolu kırık olduğu için sadece oturduğu yerden komut verebiliyor. Tüm mutfak eşyalarını tasnif ettim. Kocaman bir bavul ve kolilerle git-gel yakın mesafeye hepsini kendim taşıdım. Kolu alçıda olduğu için yanımdan ayırmadım.
-----
Avon'daki arkadaşlarımla büyük Sardunya-1 buluşmasını gerçekleştirdik. Adana'dan, Diyarbakır'dan, Ankara'dan, İstanbul'dan kız kardeşlerim geldi de birlikte eski ekibimle harika bir hafta sonu geçirdik.
Fotoğraflar için tıklayın..
-----
Sonunda annemin kolunun alçısı açıldı. 10 gün kadar kolunu sıcak suyla hareket ettirip açması gerekti. 10 gün sonra kontrole gittiğimizde Dr. tamamdır deyince zaten sabırsızlıkla beklediği Avşa'ya gitmek için birkaç gün içinde bavulunu hazırladık. 11 Haziran'da abim gelip annemi Avşa'ya götürdü. Evin ilk sezon açılışında yanında oldu, yardım etti.
-----
Biz de Hamit'le bavulları hazırlayıp Doğu'ya yola çıktık. Urfa, Halfeti, Mardin, Diyarbakır 'ı araba kiralayıp dolaştık. Karagül dizisinin setine gittik. Banu'da süper bir haftasonu geçirdik. Fotoğraflar için tıklayın
-----
Haziran başına kadar arabam yoktu. Zaten işten ayrılınca hiç bir şeyim olmadığını anladım. Araba, cep telefonu, bilgisayar.. Benim hiç bir şeyim yokmuş :(( Her şeyimi şirketim vermiş.. Hemen cep telefonu ve bilgisayarı aldım ama araba için acele etmedim. Belki bir araba yetebilir diye düşündük ancak ihtiyaç olduğunu anladık ve Hyundai i20 aldık.
-----
Avon'daki arkadaşlarımla büyük Sardunya-1 buluşmasını gerçekleştirdik. Adana'dan, Diyarbakır'dan, Ankara'dan, İstanbul'dan kız kardeşlerim geldi de birlikte eski ekibimle harika bir hafta sonu geçirdik.
Fotoğraflar için tıklayın..
Sonunda annemin kolunun alçısı açıldı. 10 gün kadar kolunu sıcak suyla hareket ettirip açması gerekti. 10 gün sonra kontrole gittiğimizde Dr. tamamdır deyince zaten sabırsızlıkla beklediği Avşa'ya gitmek için birkaç gün içinde bavulunu hazırladık. 11 Haziran'da abim gelip annemi Avşa'ya götürdü. Evin ilk sezon açılışında yanında oldu, yardım etti.
-----
Biz de Hamit'le bavulları hazırlayıp Doğu'ya yola çıktık. Urfa, Halfeti, Mardin, Diyarbakır 'ı araba kiralayıp dolaştık. Karagül dizisinin setine gittik. Banu'da süper bir haftasonu geçirdik. Fotoğraflar için tıklayın
-----
Haziran başına kadar arabam yoktu. Zaten işten ayrılınca hiç bir şeyim olmadığını anladım. Araba, cep telefonu, bilgisayar.. Benim hiç bir şeyim yokmuş :(( Her şeyimi şirketim vermiş.. Hemen cep telefonu ve bilgisayarı aldım ama araba için acele etmedim. Belki bir araba yetebilir diye düşündük ancak ihtiyaç olduğunu anladık ve Hyundai i20 aldık.
-----
Bir basınçlı su makinası alıp arabaları evin önünde yıkamaya başladım. Çoook zevkli oldu.
----
Bu arada Hamit'in yılın başında nişanlanan yeğeni Özlem Eskişehir'de evlendi.
Biz önceden gidip bir de Eskişehir turu yaptık.
-----
Beylikdüzü'nde geçen yıl yatırım olur diye aldığımız 2 odalı evimiz bitti, teslim aldık. Oturacak mıyız? Silivri mi? Beylikdüzü mü? nerede oturacağız sorularına uzun bir süre cevap bulamadık.
Cevapları zamana yaydık, acele etmedik. Teslim aldığımız evle ilgili ufak tefek yapılacak işlerle ilgili yaz boyunca Silivri'den Beylikdüzü'ne ara-sıra gidip geldim.
-----
Yaz boyunca birçok arkadaşımla Silivri'de birlikte olduk. Bahçemizde keyifli zamanlar geçirdik. Uzun zamandır görmediğim, özlediğim arkadaşlarımla kucaklaştık. Birçok arkadaşımı da ben ziyaret ettim. Bebeklerini kucakladım, evlerinde misafir oldum, birlikte doğum günlerini kutladım.
-----

Oradan da Tokat-Niksar yaylalarına çıktık. Bu sefer Nurşen'in memleketinde dolaştık.
Akrabaları ziyaret edip herkeslerle bayramlaştık.
-----
Yaz biterken Ağustos sonuna doğru nerede yaşayacağımıza karar verdik. Madem emekli olduk sosyal hayatımız devam etmeliydi. Henüz inzivaya çekilemezdik. Bu yüzden Beylikdüzü'nde oturma kararı aldık. Silivri'de 10 yıldır bahçedeydik, harikaydı ama şimdi İstanbul'a bir bağımlılığımız kalmadı. Bu yüzden yaz aylarında da gezebilmek için Silivri'yi eşyalarıyla birlikte kiraya vermeye karar verdik. Henüz gelecekteki kendimizi tanımıyoruz :)) Acaba özleyecek miyiz? bilmiyoruz.. bu yüzden denemek istedik.
-----
30 Ağustos'ta Figen'in yazlığına Altınoluk'a gittik. Oya-Güler-Ben.. Figen'in babası ve İpek'le birlikte harika bir tatil yaptık. Şu bedavadan yediğimiz dordurmalar ve ısmarladıklarımız harikaydı :))
-----
Hamit gelip Altınoluk'tan beni aldı. 15 günlük bir tatil için Çeşme'ye yerleştik.
Çeşme'nin doyasıya tadını çıkardığımız bu tatilden sonra Ege'yi dolaşa dolaşa dönüşe geçtik. Urla'da Didem'i, Cunda'da Sevgi'yi, İzmir'de Ayşem'i ve Serap'ı görmeden geçmedim. Hepsini aradım buldum, buluştum. Çeşme tatilimle ilgili yazım için tıklayın
-----

Evimizin maskotu olan Horoz salonda hep aynı yerde oturuyor..
-----

Artık Eylül'ün sonuna gelmiştik. Döndükten sonraki hafta Avşa'ya annemi almaya gittim. Harika bir havayla karşılaştım.
Hemen dönmedim birkaç gün tadını çıkarıp ana-kız başbaşa yedik, içtik, gezdik.. Gemiyle yaptığım yolculukların tadı damağımda. Hele Marmara Adası'nda yediğim Kalamarları unutamıyorum..
Adanın sessizliğinde sabah yürüyüşleri yaptım, durgun denizlerinde yüzdüm. Sonra hava soğumaya başladı.. Birlikte evi kapatıp döndük.
-----
Dönüşte Silivri'yi beğendiğimiz bir aileye kiraya verdik .
Ekim sonunda Beylikdüzü'nde yaşamaya başladık.
-----
Cep telefonum düştü ve bozuldu. Alırken sigorta yaptırmıştım, tamire gönderdim. Yaklaşık bir aydır küçük bir telefonla idare ediyorum. Herkeslerin numarası telefonumda kaldı, resim de çekemiyorum. Teknolojiyle bağım koptu.. henüz bekliyorum, telefonumu özledim..
-----
Kasım'da Adana'da Sardunya-2'yi gerçekleştirdik. Bu sefer İstanbul'dan, Ankara'dan, Diyarbakır'dan koşarak Adana'ya gittik. Muhteşem bir hafta sonu geçirdik. Yağlamalar, , içli köfteler, bahçe sohbetleri, kahve falları, Vişne likörleri, sabaha kadar oturmalar, yattıktan sonra bile kıkırdamalar, yastık kapmalar, komşu ikramları, tabu oynamalar, dertleşmeler, gülüşmeler, hayal kurmalar..
-----
Aralık ayında birkaç günlük bir gezi ile sıcak sulara dalıp çıkmak için Yalova'ya gittik. Yalova Termal tesislerinin yeşil ormanları arasında gezinip, Atatürk'ün gelip kaldığı, şimdilerde müze olan Köşkünü dolaştık. Otelimizin SPA'sında havuz, kese, masaj, sauna, buhar arasında detoks yaptık.

Her yerinden sıcak sular çıkan Gökçerede Köyü'nün Atatürk'ün bıraktığı 1932 yılındaki haline yetişemediğini, ağaçları, yolları, tesisleri ile 1932'nin gerisinde kaldığını görüp hüzünlendik. Yağma edilen, inşaat halindeki bitişik nizam pansiyonları, otelleri üzülerek izledik. Bu güzelim ormanlık bölgede oturacak bir ağaç altı yok mu keyif yapacak? dedirten yapılaşma çok berbat.
Gökçedere yeni Belediye Başkanı döneminde birkaç yıl öncesinde turistik bölge ilan edilmiş. Bu da sonu olmuş. Araziler değerlenmiş, oteller arsaları istila etmiş. Evler pansiyona dönüşmüş, her yerler arapların istilasına uğramış. Daha yolları yapılmadan, bir planı çizilmeden acele acele otel yapılıyor. :((
-----
Ekim ayında Beylikdüzü'ne yerleşmeden önce Beylikdüzü Kültür Merkezi'ni hayranlıkla gezmiş ve Hamit'le birlikte bir kursa gitmeye karar vermiştik. Kursların birçoğu dolmuştu. Hamit son anda TSM Korosuna ben de nikah şekeri ve süslemecilik kursuna yazıldım. İkimizin de dersi haftada bir gün. Salı günleri ben tam gün, Hamit yarım gün kursa gidiyoruz.
Sınıflarımız aynı katta. Teneffüslerde buluşup çay-kahve içiyoruz. Bazen O bizim sınıfa geliyor, yaptıklarımıza bakıyor. Bazen ben onların sınıfını dışardan seyrediyorum. Ellerini sıraların üzerine vura vura ritm tutuyorlar. La, La, Sol, Sol.. sınıftan sesleri taşıyor. Müzik defteri aldı, evde de solfej çalışıyor. (Biraz tembel, evde fazla çalışmıyor :))

Ben de çeşitli objelerle nikah şekeri yaparak başladım. İpek böceği kozasından çiçekler, nişan tepsisi, kumaştan ve tellerle kadın çorabından çiçekler yapmayı öğrendim. Seneye yine farklı branşlara gitmeyi düşünüyoruz. Okullu olmak harika.. evimize de yakın yürüyerek gidip geliyoruz.
-----
Bu yılın en önemli işlerinden biri de yılın başında BLOGU'mu Arda'nın Penceresi' ni açmam oldu. Bir yazar disipliniyle her hafta bir yazı yayınlamaya çalışıyorum. Anılarımı, duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Yaşadıklarımı geleceğe taşıyorum.
Bu yıl yaşadığım tüm bu seyahatler, problemler, taşınmalar, işler-güçler arasında yazmayı ihmal etmeden bloğuma her hafta yeni bir yazı ekleyebildim, yazabildim.
Şu ana kadar 62 yazı yayınladım.
Yazılarımın toplam sayfa görüntüleme sayısı 12.382
Dileğim : Daha fazla okunmak, daha fazla yorum almak, daha fazla paylaşılmak..
Bu bir kitabın baskı sayısının artması gibi.
Yazdıklarım ne kadar çok size ulaşırsa, okunursa o kadar motive oluyorum :))
Bundan sonra yazılarım devam edecek..
-----
2013 yılının özeti böyle. Hareketli bir yıl olmuş :))
Bundan sonra da ailemle ve arkadaşlarımla, beni takip edenlerle birlikte sağlıklı, mutlu uzuuuun günlerimiz olsun istiyorum.. Bir yandan da 2014 planları yapıyorum. Pek yakında paylaşacağım..
Sevdiklerimizle birlikte daha nice mutlu yıllara..