Çalıştığım son 15 yılda seyahatlerim çok yoğun devam ediyordu. Hem iş hem ev.. birlikte problemsiz gidiyordu. Bu çok zor bir iş, öyle üstesinden gelmek kolay değil ama bizimki problemsiz ilerliyordu sanki.
Birincisi ben işe verdiğim emek kadar eve de zaman ayırıyordum. Yıllarca hep kendi ev işlerimi kendim yaptım. Düzenli bir yardımcım olmadı. Evde yemeklerimiz olur, temiz ve tertipli bir düzende yaşardık. Zaten ev işi yapmayı da sevdiğimden her işe kendim sarılırdım. Ama yine de bu tek başına olacak bir iş değil di mi ?
En büyük yardımcım Hamit'ti. Evde olmadığım zamanlar kahvaltısını bile örtüler üzerinde hazırlayıp keyif yapar, yürüyüşünü yapar işine öyle giderdi. Bulaşıkları yerleştirir, yıkananları yerlerine kaldırır, ütüleri yapar, dolap, oda vb. yerleri dağıtmaz, her şeyi yerine koyardı. Evi nasıl bırakmışsam öyle bulurdum. Ne şahane değil mi?
Evde yemek olmadığı zaman "bunu dert etme bir şekilde karnımızı doyururuz" derdi. Bu ona göre işin en kolayıydı. Hatta bir keresinde yine ben seyahatteyken telefon edip benden pilav tarifi istemişti. O kadar işi ilerletmişti yani :)) Bütün bunlar olurken aklım hiç geride kalmıyordu. Tamamen özgürdüm. Hayatımı kolaylaştırıyordu.
Aksamasın diye haftalık, aylık, 3 aylık planlar yapıyordum. A-4 kağıda bastığım 3 aylık planlarıma seyahatlerimi, bölgelerimi, toplantılarımı, görüşmelerimi, koçluklarımı, yönetim toplantılarını, evle ilgili konularımı, gideceğimiz sinema, tiyatro etkinliklerini, komşu-arkadaş ziyaretlerimizi, tatillerimizi yazıyor ve hepsini önceden planlıyordum.
Mesela Hamit'le oturup 3 aylık sosyal çevre planlaması yapıyorduk. Kimleri davet edelim? kimlere gidelim? hangi gün? tatilimizi ne zaman planlayalım? nereye gidelim? kaç gün kalalım? hepsi planda yazılıydı. Bir yerde bir söz okumuştum. "Eğer siz doldurmazsanız bütün boş zamanlarınız başkaları tarafından doldurulur" diyordu. Ne doğru.
Bu kadar yoğun çalışmama rağmen ki; Avon'da çok yoğun ve geniş bir coğrafyada ve çok seyahat ederek 15 yıl çalıştım. Etrafımdaki kimse benim yoğunluğumu, iş problemlerimi, uykusuz gecelerimi, gecelere sarkan seyahatlerimi bilmedi, anlamadı. Çünkü hiç şikayet edecek bir durumum yoktu. Bazen "yaa planım çok yoğun, çok sıkıldım" derdim de Hamit "kim yapıyor bu planları" derdi. Beeennnn. Evet tüm planları ben yapıyordum. Daha iyi plan yapmalıydım..
Ancak işler nefes aldırmıyordu. İş yerindeki projelere yetişmekte zorlanıyor, toplantıdan toplantıya koşuyor, sahada da kocaman bir ekiple çalışıyordum. Bir keresinde bir proje grubu olarak Genel Müdürümüze artık bu değişimleri yönetmenin ve toplantıların bizim zamanımızın çoğunu aldığını ve tüm işlere yetişemediğimizi söylediğimizde ; Ron "Bunlar başlangıç ve biz sadece geçici bir dönem için değil, devamlı bu performansla çalışacağız" dedi.. O zaman anladık hayat bize kolay olmayacaktı. Mademki değiştiremiyorduk ; biz değişecektik.
Bir de bu kadar yoğunlukta evimizi daha da uzağa, Silivri'ye taşımıştık. İş yerine her sabah 65 km yol yaparak gidiyordum. Tek avantajım erken yola çıkıp trafiğe takılmadan gitmemdi. Yolda geçen zamanda işleri düşünmek, telefon görüşmeleri yapmak için iyi oluyordu.. Çünkü bizim işimiz eve gelince de bitmiyordu.
İşte tam da bu yüzden iyi bir plan yapmak gerekiyordu. Ancak hep öğrendiğimiz gibi işle özel hayatın ayrılması değil birbirine karıştırılması benim için mükemmel bir çözüm oldu.. Zaten evde de devam eden bir işiniz varsa nasıl karışmayacak!! Pek mümkün değil.. Hayatımdaki kişiler birbirleriyle tanıştılar, oturup sohbet ettiler, yemek yediler. Onları birbirine karıştırdım.. tüm hayatım oldular..
Bu yüzden tüm işe ait planlarımı hem de özel planlarımı takvimime işledim. Kendi işlerimi de gittiğim illerde hallettim. Bu takvimin en sağ sütun yanındaki kalan boşluğa da o haftayı belirleyen en önemli aktiviteleri yazardım. Bir plan belirleyecekken arkadaşlarımla bu plana bakardım. Eğer tiyatro bileti almışsam o gün şehir dışında olmazdım. Ya da hazırlık yapmam gereken bir davet varsa önüne, arkasına başka bir şey koymazdım.
Seyahatlerim nedeniyle kendi şehrimde dolaşamazdım. Yapılacak işler listem de uzar giderdi. Ben de nereye gidiyorsam orada işlerimi halletmeyi seçtim. 20 Yaş dişim için antibiyotik kullandım, süre bitti dişim çekilecek..Diyarbakır'da.. Elimde reçete gözlük camlarımı yaptıramıyordum, Ankara'da.. Çaydanlık alacaktım, Kırıkkale'den.. Evlenen birine bir küçük altın, Urfa'daki kuyumcudan.. Tarkan konserine bilet Adana'dan..
Alışverişlerimi başka diyarlardan yaptım. Gittiğim şehirleri de yaşadım. Arkadaşlarımla iş biter sohbetimiz başlardı. Birlikte akşamları sinemaya gider, bazen alışveriş yapar, bazen evlerinde misafir olur, bazen otel lobisinde sabahlar, güzel şeyler yer, bazen de Lunaparka bile giderdik.
Seyahatlerim nedeniyle kendi şehrimde dolaşamazdım. Yapılacak işler listem de uzar giderdi. Ben de nereye gidiyorsam orada işlerimi halletmeyi seçtim. 20 Yaş dişim için antibiyotik kullandım, süre bitti dişim çekilecek..Diyarbakır'da.. Elimde reçete gözlük camlarımı yaptıramıyordum, Ankara'da.. Çaydanlık alacaktım, Kırıkkale'den.. Evlenen birine bir küçük altın, Urfa'daki kuyumcudan.. Tarkan konserine bilet Adana'dan..
Alışverişlerimi başka diyarlardan yaptım. Gittiğim şehirleri de yaşadım. Arkadaşlarımla iş biter sohbetimiz başlardı. Birlikte akşamları sinemaya gider, bazen alışveriş yapar, bazen evlerinde misafir olur, bazen otel lobisinde sabahlar, güzel şeyler yer, bazen de Lunaparka bile giderdik.
Sözün özü : siz siz olun plan yapmayı bırakmayın. Bir kağıda 3 ayı çizin, sonra içini doldurmaya başlayın.. İş dışında yapılmış detay sosyal planlarınız olsun. Akrabalar, arkadaşlar, komşular, geziler, sinemalar... hepsini takvimdeki 3 aya dağıtın. onları önceden arayıp bilgilendirin, biletleri alın.. iş için seyahat ediyorsanız gittiğiniz yerde de planlar yapın..
Eşinizi, ailenizi herkesle tanıştırın, siz de onların aileleriyle tanışın, bir araya getirecek etkinlikler planlayın.. karıştırın.. sonra hayatı akışına bırakın. Ama önce plan yapıp bir takvime işlemeyi unutmayın.. zamanın anlamadığınız şekilde uçup gitmesine izin vermeyin.
Eşinizi, ailenizi herkesle tanıştırın, siz de onların aileleriyle tanışın, bir araya getirecek etkinlikler planlayın.. karıştırın.. sonra hayatı akışına bırakın. Ama önce plan yapıp bir takvime işlemeyi unutmayın.. zamanın anlamadığınız şekilde uçup gitmesine izin vermeyin.