2015 Yılının Nasıl Geçtiğini Gör..



Facebook bu yıl bu uygulamayı bana hatırlatmadı ama bende alışkanlık yaptı. Her yıl geriye dönük bir özet harika oluyor. Bir gözden geçirme gelecek için de yol gösteriyor.. Bu yüzden 2 yıldır yaptığım gözden geçirmeye devam ediyorum. Şimdi sırada 2015 te.. Bakalım neler olmuş?

Bir yılı daha geride bırakırken yine nasıl geçtiğini anlamadığımız günleri hızla tükettik. Bir yandan geride kalan zamana  hüzünlenirken  bir yandan da yeni yıl planları yaparak
gelecek günlere bağlanıyoruz.  Bu hep böyle sürüyor.. Sürsün de..
Ümitlerimiz, hayallerimizi, hedeflerimiz hiç tükenmesin..


Yine bu niyetlerle girmiştik 2015'e..  Yeni yılın ilk günlerinde Hamit'le bir mağazada dolaşırken gelmişti telefon... arayan gelinim Oya'ydı.. " Heyecan yapmayın bir şey söyleyeceğim"  demişti ve heyecanla 9 ay bekleyeceğimiz TORUN haberini vermişti..  Bu sevinçli haberle gözlerim yaşarmıştı, çok duygulanmıştım.  İşte ömrüm boyunca daha önce hiç yaşamadığım bir dönemin ve duygunun haberi gelmişti..    2015 Harika gelmişti, hoş gelmişti :)




Bu demek oluyordu ki bu yıl içinde merakla torunumuzu bekleyeceğiz, O'nu özleyeceğiz..
Daha dün çocukken  oğlumun baba olacak olması çok heyecan verici ve tanımsız bir duygu..
Böylece yeni yılın ilk günlerinden itibaren beklemeye başladık.. 
Hoşgeldin 2015..  Ailemize  şimdiden  "Hoşgeldin Bebek"  demiştik..

"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""


Ocak ayında kız kardeşlerim,  Avon'daki  arkadaşlarımla İstanbul'da buluştuk. Her buluşmamızda farklı bir şehir, farklı bir evde ya da gezide buluşuyoruz. Bu sefer Oya'da İstanbul'dayız.. 
Yine birlikte sabahlıyoruz, yine sohbetler bitmiyor.. 
İnsanın çalıştığı iş yerinde kardeş edinmesi de ne demek değil mi? İşte öyle birşey :))




""""""""""""""""""""""""""""""""""

Satış ekibiyle toplanırken Eğitim ekibi toplanmaz mı?  Tam da o günlerde Betül'ün davetiyle bir araya geldik ve   Kerem'in birinci yaşını kutladık.. :))  Nasıl da özleşmişiz..

Sonraki aylarda tekrar bir araya geldik.. Bu kez Azize'deyiz..



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Tüm bu buluşmalar olurken Hamit akşamları göğsünde bir baskı hissettiğinden bahsediyor.  Hemen bir randevu alıp doktora gidiyoruz.  Doktor  efor testi istiyor..  Hamit gayet başarıyla testi tamamlıyor ama doktor  kalp grafisine  bakarken  şüphe duyuyor ve anjiyo yapılmasını istiyor.  Nasıl yani?  Hamit sporunu yapar, sağlıklıdır.. Hiç tıkanmaz, nefesi kesilmez, uzun yürüyüşler yapar, yüzer..

Doktor bizi şaşırttı tabii ama "biz bir düşünelim dedik"  sonrasında 3-4 doktora daha raporları gösterip fikir aldık. Hepsi de "evet bir problem var  görünüyor, anjiyo kolay iş yaptırın"  dediler. 9 Şubat'ta Hamit anjiyo oldu ve çok şükür akşam eve döndük.  Ana damarda değil ama yan damarda bir tıkanıklık var..  İlaçlar.. ilaçlar..  kan sulandırıcı, kolesterol, aspirin, tansiyon.. 
  
Bu ilaçları alınca Hamit'in  enerjisi giderek azalıyor ve yoruluyordu..  İlaçlar yan etki yapıyordu.. Bu ilaçları sadece iki hafta kullandı.  İkimiz bir sağlık süreci üretip,  araştırıp,   bir-iki kişiye de danışarak ilaçları bıraktık..  



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

24 Ocak'ta  Hamit'in can dostu ve  40 yıllık arkadaşı Tuğrul'u kaybettik.. 

Mekanın cennet olsun arkadaşım.. Gülüşün kulaklarımızda..



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Kız kardeşlerimle buluşmaya devam ediyoruz. Bu kez çok uzaklara gittik. Diyarbakır'dayız. Banu'nun bebeği oldu, aramıza katılamıyor. Dert değil,  biz O'na gideriz.  Diyarbakır'da bir otele rez. yaptırıp Banu'nun eşinin son model jeep'ini de alıp çevreyi dolaşıyoruz.  Şoförümüz Oya bizi hiç birimizin bilmediği caddelerden geçirip  şehirler arası dolaştırıyor. Sabah çıkıp akşama kadar geziyor, akşam da Banu'da sohbeti koyulaştırıp günü geceye karıştırıyoruz. 

Urfa Kalesi, Balıklı Göl, Çarşılar, Diyarbakır kebapçıları, Camiler derken harika hafta sonunu bitiriyoruz.  Yine her şey bahane, birlikte olmak şahane, Çünkü hepimiz çılgınız :))




"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Hamit'in damarlarında tıkanıklık ve kolesterol düşürücü ilaçlar yerine bir beslenme tarzı benimsemek için diyetisyene gitmeye başladım. Ben gidip sağlıklı bir hayat için beslenme düzeni öğreniyorum ama evde ikimize de aynı düzeni işletiyordum. 

 Ana yemekler, ara öğünler, ekmek, yoğurt, süt, salata hep aynı şeyleri yiyip içiyoruz.  Toplamda  diyetisyene iki ay gidip  beslenme işini öğrendikten sonra hedefimize ulaşıyoruz. Hamit ve ben  beşer kilo veriyoruz :))   

Yanlışlarımız neydi?  Şimdi neyi yapmamız gerekiyor? beslenmenin püf noktaları nedir?  hareket yaşamımızın neresinde? ne kadar olmalı?   artık çok netiz..  kendimizi sıkmıyor, bunu bir diyet gibi uygulamıyoruz. Bu bizim yaşam biçimimiz oldu..

Bu yıl  yürüme,  cimnastik, yüzme, bisiklet, badminton'a  bir de squash ekledik. 
Böylece hayatımızın en performanslı oyununu da oynamaya başladık.  



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Biz bir Bodrum müdavimi olarak 2015 sezonunu Mart ayında açıyoruz. Biraz erken bir mevsim olmakla birlikte sessizliği, baharın uyanışını, şehirdeki kış izlerini unutup temiz hava almayı çok seviyoruz. 
İlle de deniz demiyoruz.  Ruhumuzu dinlendiriyoruz. 
2015 yılında da öyle yaptık. 10 günlük bir Bodrum Hapimag molası verdik.



"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

2014 Yılında başladığım  İsmek  "ÇİÇEK YAPIMI"  kursu devam ediyor. Haftada bir tam gün kursa gidip çiçekler yapıyorum. Kimi kumaştan, kimi velvetten..  Kesiyoruz, biçiyoruz, boyuyoruz, ütülüyoruz, tele bağlıyor, tohum yapıyor, yaprak yapıp ütülüyor bir araya getirip vazoya diziyoruz.. 

Ben sınıfın  "aykırı"  öğrencisiyim. Hoca yapılacak çiçeği tarif edip kalıbını veriyor, renkleri söylüyor.. Ben hemen internetten çiçekle ilgili bir araştırmaya giriyorum. Kalıbım herkesten farklı, boyaların değişik oluyor.  Yine de tüm sınıf yaptıklarımı ilgiyle ve beğeniyle izliyor :))
Artık hoca da alıştı karışmıyor :))

Oya da bana bir ip ve model verdi "örebilir misin?"  dedi.. Ne demek :))  zevkle.. 
Bakın aşağıdaki yastık da benim eserim :))  



Ayrıca Torun haberi alınınca el işi ne yapılır? ne öğrendim?  Keçe.. bu hayvan motiflerini de tek tek çizip, biçip, doldurup, işleyip ben yaptım.. Bunları kurdeleye monte edip perdeye astık.. aynı renklerden Oya ile şekiller kesip bir de gece lambası yaptık,  ikimiz de bu işe bayıldık...





Bu işleri Silivri'de bahçede otururken yapıyordum. Bahçeye kurduğum dikiş makinası da gelen geçen komşuları çok hayrete düşürdü..  "Aaaa Arda Hanım dikiş mi dikiyorsunuz?"  dediler, gelen geçen laf atmadan edemedi.. Bizde işler böyle.. Keyifli :))  Bir de bu dikilenler kız kardeşlere pareo olacaksa değmez mi??  



Geçen gün eski iş arkadaşlarımla yazışırken  "helva kavuruyorum"  dedim..  Nasıl yani?   Ayy hiç sizi helva kavururken, yemek yaparken düşünemiyoruz"  dediler..  Oysa bende marifetler çoookkk.. üstelik en bayıldığım işim temizlik olduğunu da bilmezler :))

                                    

İşte benim eski iş arkadaşlarım.. Beraberliğimiz 17 yıl önceye dayanır.. Grubun adı Kibele.. Bu isim şirkette de böyle anılırdı.. Bu satış ekibi ortak bir hedefe koşar, koşarken hayatı es geçmez.. Yoksa böyle dostluklar kurulabilir miydi?  2015 Yılında 3 ayrı buluşma ile bir araya geldik.. Öyle çok anlatacak şey oluyor ki!!  aramızda bir turu ayrılana kadar döndüremiyoruz :))







""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bahar gelirken Yıldız Park'a  gitmenizi tavsiye ederim. Belki tadilatları da bitmiştir. Eğer çok sık yolunuz düşmüyorsa Beşiktaş'tan yürüyerek gidin.  Bir turistik gezi tadında olacağı kesin. Ben çok zevk aldım. Yol üzerinde Beşiktaş Balık Pazarı, Bahçeşehir Üniversitesi, Beşiktaş Anadolu Lisesi'ni görmeden, içine girmeden, tarihini öğrenmeden dönmeyin.. 
Tabii bizim gibi Beşiktaş'tan Yıldız Parkı'na oradan  Zincirlikuyu'ya  yürürseniz tamam demektir :))



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bodrum..  güneş açtıkça  "zamanım geldi"  dediği için  Mart'tan sonra bir de Nisan sonunda gidiyoruz. Bu kez yanımızda arkadaşlarımız Sevgi ve Saim'de var.  Sevgi  ortaokul-lise arkadaşım.. 

Biz yeni bir yemek düzeni ve çeşitliliği belirlemişiz, onlara da aynen uygulatıyoruz.  Saim her ne kadar  5 dakikada bir  "şimdi ne yiyicez?"  diye sorsa da tüm plana hepimiz uyuyoruz.  Bodrum'da arkadaşım Berna ve diğer dostlarımızla da buluşup gitar eşliğinde 
şahane bir meyhane gecesi yaşıyoruz. 




""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Mayısta'da  bir hafta Antalya'dayız..  Öyle güzel bir güneş var ki güneşleniyor ve yine muhteşem sessiz sakin bir tatil yapıyoruz.  Bu sefer bize huzur veren Barut oteldeyiz.. Şimdilerde her sene buraya bir kere gitme kararımız var. Hatta 2016 rezervasyonumuz şimdiden hazır bile :))




""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""


Bu arada ben Antalya'ya  geleceğim için annemi de abimlere  Kartepe'ye gönderiyorum.  Tembih ediyorum "anne ben dönene kadar orada kalırsın"  diye.. Fakat öyle olmuyor.. 3-5 gün sonra annem "ben evime gideyim"  diyerek yola çıkıyor. İstanbul'da otobüsten inerken ayağı takılıyor ve yere kapaklanıyor. 

Ben de 10 Mayıs Anneler Günü'nde annemi arayıp "Anneler Günün Kutlu Olsun" diyorum ama annem bir gün önce düşmüş ve kalça kemiğine bağlantılı bir kemiği kırmış, yataktan kalkamıyor.. Annemi abim gelip aldı ve geri götürdü.  Tekerlekli sandalyede oturdu, ayağa kalkamadı.  Bir ay boyunca doktor kontrolleri devam etti.. Doktor "tamam yürümeye başlayabilirsin"  deyince yürüteçle İstanbul'a geldi. Hemen hep birlikte düz ayak Silivri'deki evimize yerleştik.  Her gün antreman, yürüyüş egzersizi, doktor kontrolü, ağaçlar altında güneşlenme.. derken annem kendini toparladı..


Bayramın ilk günü Silivri'de                                       Avşa'ya giderken motorda 

Her sene Avşa'ya Haziran gibi giderdi bu kez gidemedi.  Bayram'dan hemen sonra 21 Temmuz'da Avşa'ya birlikte gittik.. O'nu yerleştirip, düzenini kurduktan  sonra geri döndük.. 

Yaz döneminde bizim için Silivri günleri başlıyor ve kışa kadar buradaki evimizde kalıyoruz. Hafta sonlarında Gürcan ve Oya geliyorlar, birlikte yemekler yiyip sohbetler ediyoruz. Gelecek olan torunumuzu konuşuyor, gelişimini şimdiden takip ediyoruz. Oya yaptığı hazırlıkları anlatıyor. Bu kez konularımız değişik.   




Bu yüzden  Oya'nın doğum gününde ona sürpriz hazırlıyor ve doğacak torunum adına Oya'ya bir mektup yazıyorum. Heyecanımız başka.. Torunumun adı da Mert olacak galiba??


"""""""""""""""

35 Yıl önce aynı iş yerinde birlikte çalıştığım uzun zaman birbirimizi kaybettiğimiz arkadaşım  Sevinç ile birbirimizi bulmuştuk ama bir türlü bir araya gelememiştik. . O Hollanda da ben burda.. Bu yıl onu da nihayet gerçekleştirdik..


""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Temmuz'da bizim kız kardeşler grubuyla planımız vardı, Bodrum'a gidecektik. Oya'nın aldığı evin tadını çıkaracaktık.. Öyle de yaptık..  Geceleri gündüzlere karıştırıp, birlikte şarkılar söyleyip türlü yaratıcı şarkılarımızla felekten geceler çaldık..  kolonyalı mendilden küpeler yapıp tezahüratlar ürettik.. Bodrum'un beachlerini keşfettik,   yedik, içtik, denizin tadını çıkardık.. Anlatırken bile çok özlüyorum.  Neyseki Ocak planımız da hazır :))

.


Bodrum'daki son günümüzden sonra  Nalan'la  yine O'nun kardeşinden ödünç aldığı arabaya atlayıp Şirince'yi alt üst edip,  orada Nalan'ın bir akrabasının otelinde kalıyoruz. Sohbetler şahane, deneyimler şaşırtıcı.. Otelin sahibi olan gençlerin hikayeleri muhteşem..   oradan İzmir'de yine Nalan'ın ailesiyle buluşup orada da yeğenlerle kalıyoruz.. şahane bir aile..  sonra da ver elini Çeşme.. Çeşme'de denizle ruhumuzu , akşam da Alaçatı'da  gözlerimizi doyuruyoruz..  





""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bu buluşmalara Banu Diyarbakır'dan gelemiyordu, bebeği vardı. Bu yüzden "haydi yaz olsun da sen İstanbul'a gel"  demiştim..  O'da hem işi düştü hem de bizi ziyaret etmeden gitmedi hem de yine bir araya gelmek için fırsat bulmuş olduk... Harika 2 gün geçirdik.  Vedalaştık O yeğenine gitti..

Gitti gitmesine ama Büyükçekmece göl kenarında festivalde karşılaşmaz mıyız?? olmaz böyle şey. Yüzlerce insan.. Şebnem Ferah sahnede, biz dolaşıyoruz ve yine buluşuyoruz :)  Bu sefer yanımızda Oya ve Gürcan da var. Hep birlikte bir çay içmez miyiz :))  Harika..



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bu kez Ağustosun ilk haftasından ortasına kadar Baltıklar'a gittik.   Yine arkadaşlarımız Sevgi ve Saim'le birlikteyiz..   Pullmantur Cruises Empress  Gemisiyle  Baltık Başkentlerini gezdik. 
  Talinn - St. Petersburg -  Helsinki - Stockholm - Warnemünde - Kopenhag..  

Bu seyahatin en güzel tarafı arkadaşlarımızla seyahat etmek..  Hiç canımız sıkılmadan güle-oynaya zaman geçiriyoruz. Birlikte karar alıyor, birlikte hareket ediyoruz. Ekstra turlara katılmadan her yeri kendimiz dolaşıyoruz.  Harika yerler keşfediyoruz. Turlara katılanlara üzülüyoruz :))



""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Artık süre daralıyor ve torunumuzun doğumu yaklaşıyor..  1 Eylül'de planlandığı gibi hastanedeyiz.. Öğleye doğru bal gibi şeker Mert geliyor..  Artık hayatımızda bir kişi daha var. Üstelik herkesin ilgi odağında ve şimdiden mücadeleci, şimdiden kuralları seven, mis kokulu..

İlk aylarda henüz gözleri tam algılayamazken şimdilerde bakıyor, gülüyor, sesler çıkarıyor. Her hafta farklı biri oluyor.  1 Eylül'de doğduğu için hesap kolay.. 
tam 4 aylık oldu.. Ne sıcaklığı ne de kokusu hiç bir şeye benzemiyor..




Doğumdan sonra bebek odasına alındığında tüm aileyi nasıl da kendine güldürüyor.. 
İşte öyle tatlı bir şey :))

""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Eylül'ün son haftasında  yine Avşa'dayız. Annemi özledim.. Bu sefer Avşa'da boşalmış, sessizleşmiş, her şey harika görünüyor..  Annemi bu kez abim gelip alacak o yüzden ben tek başıma dönüyorum..




"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Kız kardeşlerimle bu kez  Adana'da buluşuyoruz.  Özlem her şeyi hazırlamış bizi misafir ediyor. Şahane evinde bahçede keyif yapıp, yağlama, vişne likörü, Türk kahvesi' nden mide fesatına uğrayınca ben ertesi gün evden ayrılıyorum. Özlem'in eşi Orhan'la  Adana'nın en güzel kebaplarını yiyip harika kafelerinde oturuyor, en meşhur dondurmalarını yiyiyoruz.. 
Bizim kızlar da evde çalışıyor,  kampanya kapatıyorlar :))

 Ertesi gün  önce İskenderun, orada bir kahve molasının ardından  Antakya'ya geçiyoruz.   Nalan tüm planı ayarlamış, kiliseler, çarşılar, şelaleler, deniz kıyıları, türbeler, dağ köyleri..  dolaşmadığımız yer kalmıyor. Kiliseye girmek için mücadele edip  papazdan özel bir vaaz alıyoruz.. sohbetimiz uzuyor..Yine şahaneyiz..  Savon Otel'de  keyif yapmadan dönmüyoruz. Çantamızda cevizler, fıstıklar, peynirler, zeytinler..  erzak doluyuz :))   bagajımız çiçek dolu :))

Burası Harbiye.. sarı ceketli saçları kafasına yapışık simli gömlekli  tıknaz bir bey  elinde mikrofon gazino gibi dolaşarak türkü söylüyor..  Kalkıp oynadık bile :))
Keyfimize baksanıza..


"""""""""""""""""""""""""


Ekim ayı geldiğinde bizim İSMEK kurslarına kayıt başlıyor. Kaydolmadan olmaz, 
neden ?  Çünkü bu yıl bizim sitenin alt katına taşındılar. Hiç dışarı çıkmadan gidebiliyorum. Yağmur, çamur, kar.. farketmez.  Bu fırsattan yararlanıp Beylikdüzü Belediye'sinin Dans Kurslarına da katıldık. Her Çarşamba Hamit'le birlikte dans dersi alıyoruz. Salsa öğreniyoruz :))   Hamit yine sınıfın tek erkeği.. Kadınlar beni tebrik ediyorlar.. kimse eşini getirememiş.. 

Ben ayrıca Salı günleri Karakalem Resim kursuna da gidiyorum. Resim yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum, çok zevk alıyorum. Öğle yemeklerinde eve çıkıyorum. Sabahları da üzerime bir yelek, doğru alt kata okula :))

"""""""""""""""""""""""""""


Ekim ayının sonunda ve Kasım ayında olmak üzere iki kez daha Bodrum'a gidiyoruz. İstanbul'da geçiş döneminde olan havalar Bodrum'da inanılmaz güzel gidiyor ve 22 derece denize girip güneşleniyoruz. Her zaman Kasım ayında bulunamayacak kadar güzel bir güneş var. Sıcaklık 26 derece.  Toplamda  21 gün Bodrum'da konaklıyoruz.




""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bu arada İtalya'ya gitmek üzere bir tura yazılmıştık. Onlardan telefon geliyor ve katılım sağlayamadıkları için iptal edildiğini bildiriyorlar.. Bu hayal kırıklığı yaratıyor çünkü Sevgi ve Saim'le birlikte gidecektik.  Yılın başında Baltık Başkentleri yaptığımız için vizelerimiz hazırdı. Üstelik hepimiz emekliyiz ama Sevgi torununa baktığından tüm izinleri de buna göre planlanmıştı.

Bir gün içinde arayıp tarayıp aynı tarihlere denk gelecek şekilde Benelux turuna yazıldık. İki yıl önce kendimiz bu turu yapmıştık ama içinde Paris olduğu için bize çok cazip geldi, bir de turla dolaşalım dedik.  Zaman yaklaştığında Paris'te ard arda patlamalar oldu, endişe ettik ama tur şirketi bir değişiklik yok, her hafta 2 turu gönderiyoruz, problem yok dedi..

Gerçekten de Belçika'da caddelerde bekleyen askerler ve tanklar dışında  hiç bir yerde Paris 'te bile bir korku ve önlem görmedik.  Özellikle sınır geçişleri ve otoyollarda kontroller sıkı tutulmuştu.. Enerji zirvesi Paris'te biz oradayken yapılacaktı. O pazar günü yollarda trafik olmasın diye trenler ve tüm taşıtlar ücretsiz yapıldı.. 
Oleeeyyy..  ver elini Paris :))





"""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bu yıl bloguma 36 yazı ekledim.  Şimdiye kadar toplam 164 yazım oldu. bugünlerde 3. yılımı tamamlıyorum.  50.000 görüntülemeyi aşmaktan mutluyum.  Sizlerin takibiniz beni çok motive ediyor. Bundan sonrasında da hikayeler devam edecek :))  
Lütfen blogumu takip etmeye devam edin..



"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""


31 Aralık günü  Yeni Yıla girmeden önce, yemek masamızda  Hamit'le başbaşa 2016 planlarımızı oluşturduk.  Kişisel  hedeflerimiz, sosyal ilişkilerimiz, spor, seyahat, sağlık  planlarımızı belirleyip ilk 3 ayın planına aktardık. Takvimimiz hazır.   Hayat akıp giderken boş zamana vakit yok :))  
Bu yüzden planlıyoruz.  O zaman bizi mutlu eden her bir hayat damarına ayıracak vakit bulabiliyoruz.  Umarım hepimizin tüm hayalleri  ve planları gerçek olur.

Hoşgeldin 2016