Yıl 2004.. Bundan tam 12 yıl önce..
Avon'da yönetici olmuş ve bir ekip yönetmeye başlamıştım.. İş tempom çok yoğundu ama evimi de çok seviyordum. Bu kadar işimin arasında apartmanımızın
problemlerine çözüm olabilmek adına yönetime de girmiştim. 4-5 bloktan oluşan
büyük sitemizde ihtiyaçları gidermek bütçeyi ve apartman
görevlilerini yönetmek üzere görev yapıyorduk. Çoğu akşam “toplantı var” diye
haber gelir, yine apartmanda bir dairede görev yapan yönetimin toplantısına katılırdım.
Çoğunlukla aramızda fikir ayrılığı olurdu ama herkes birbirini ikna ederdi.. akşam toplanmışsak ki genelde öyle olurdu (hepimiz çalışıyorduk) çay demleyip içer, sohbet ederdik..
Güzel günlerdi..
Ancak biz o siteden taşındıktan bir yıl sonra elime bir mahkeme kararı geçti... Gelen resmi yazıyı okuyunca şaşırdım.. Bu kısa mektupta bir mahkeme günü veriliyor ve eğer duruşmaya gelmezsem polis zoruyla götürüleceğim yazıyordu.. Haydaaa...
Bu yazıdan bir apartman sakinimizin eski yönetime dava açtığını, yakıt alımında usulsüzlük yaptığımızı öne sürdüğünü öğrendim.. yakıtı 5 numara gösterip 6 almışız.. (tersi de olabilir..hala anlamam)..
Bizi dava eden yaşlı amcayı tanırdık.. Her gün Adliyeye gider gelirdi, bir çok konuda davası vardı. Sanırım gençliğinde Avukat olmak istemiş,
yaşlılığında vakti bol olunca bu işlere merak sarmıştı.
Yıllar önce aldığımız yakıtın hesabını nasıl verecektik? acaba ben de kandırılmış olabilir miydim? Yönetimde 7-8 kişiydik.. 5 Blok yönetiyorduk.. Gerçekten yakıt alımında ne olmuştu? Dava bugüne kadar nasıl ilerlemiş? neler olmuştu? hiiççç bilmiyordum..
Üstelik mahkeme öyle kötü bir güne denk gelmişti ki ; ben şirketimizin satış ekibine bir eğitim hazırlamıştım.. 3 gün sürecek bir programda yarım gün bana ayrılmıştı.. vee benim eğitimim tam da mahkeme saatine denk geliyordu.
Üstelik eğitimde ; Satış Müdürü, Eğitim Müdürü ve Genel Müdürümüz gözlem yapacaktı :((
Eğer mahkemeye gitmezsem başıma neler geleceğini düşünmek bile istemiyordum..
Yöneticimle konuşup durumu anlattım.. Düşünsenize şirketinizde yönetici konumunda çalışıyorsunuz.. sonra da yöneticinize gidip "beni usulsüzlük nedeniyle mahkemeye vermişler, gidip duruşmaya girmem lazım" diyerek izin istiyorsunuz ?? :(( olacak iş değil.. ama benimki oldu..
Gittim ve durumu anlattım.. birlikte Genel Müdürümüze fazla detay aktarmadan resmi bir işim olduğu için gitmem gerektiğini ve eğitimin saatinde değişiklik yapacağımızı söyledik.. OK.. en azından bu kadarını hallettiğim için havalarda mı uçmalıyım?? hayır yerin dibindeyim..
Üstelik mahkemeden sonra oteldeki eğitime geri dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum.. acaba direkt hapise atarlar mı ?? :)) Nedir bu başıma gelenler?? sırası mı şimdi ?
İzin alınca sabah erkenden otelden ayrılıp mahkemenin yolunu tuttum.. Ortalığı incelemeye çalışıyorum. Benim duruşmam hangi salonda acaba? Bir listeyi inceleyip davayı buldum.. Mahkeme kapısında beklemeye başladım, tek başımayım.. Mübaşir bizim sitenin adını söyleyince içeri girdim..
Ne yapacağımı bilmiyorum, öylece kenarda
durdum. Mübaşir sanıkların önünde
durduğu tahta çiti gösterdi ve “bu bölmeye girin” dedi..
Haydaaa… suçlu muyum ben yaaa!!
Hakim birkaç sayfa karıştırıp bana doğru haykırmaya
başladı.. “Neredesin sen? Mahkeme seni
mi arayacak kaç dava oldu
katılmadın” .. Ben titreyerek “Hakim Bey ben taşındım yazılar elime
geçmedi”.. dedim.. Hakim söylenmeye devam etti..
İçimden "eyvah bu başlangıçla hapse giderim
herhalde " diye düşünüyorum.. .. Bizim dava dosyası 3-4 klasör büyüklüğünde olmuş.. klasörleri karıştırdı,
başladı anlatmaya.. Yakıtı 5 numara gösterip 6 numara almışız (tersi de
olabilir).. Mahkeme tüm belgeleri toplamış, Yönetimdeki tüm kişilerin ifadesi alınmış, bilirkişi atanmış.. bir ben bulunamamışım yani :))
O sırada cep telefonum can çekişerek çalmaya başladı.. Sesini açık
unutmuşum, heyecanla çantamda bulmaya çalışıyorum, elim ayağım birbirine dolanıyor..
Bu telefon sesini duyunca yine Hakim bağırıyor.. “Mahkemeye cep telefonuyla mı girilir?, kapat
şunu”.. “Kapatıcam Hakim Bey, ilk kez mahkemeye çıkıyorum çok heyecanlı olduğum için unutmuşum,”.. “Susss.. Hiç mi
televizyonda filmlerde mahkeme görmedin, adabı öğrenmedin?” deyince içimden “kızım sen mahvoldun” diyorum..
Hakimin bu bağırmalarından sonra iyice kafam boşalıyor.. Ne olacak bu işin sonu diye kalbim hızla çarpıyor. Sanırım suçluyum ki Hakim böyle davranıyor modundayım.. Kaç yıl verir acaba?
Bize davayı açan yaşlı amca da salonda bir duvara yaslanmış bankta oturmuş bizi dinliyor.. Diğer yönetimdeki arkadaşlar
önceki davalarda ifade verdiklerinden bir tek ben kalmışım, yalnızım L
Hakim dosyaları karıştırmayı bitirince yaz kızım diyor. KARAR..
Davanın bilirkişiye gittiğini, O'nun da raporunu vermiş olduğunu, verilen raporda yakıt alımında bir usulsüzlük bulunmadığına karar verdiğini açıkladı.. “Sanıkların beraatine karar verildi..Mahkeme sona ermiştir”
dedi. Nasıl yani Allaha şükürler olsun..
hapise gitmiyor muyum ?? modundayım..
Bizim davacı amca kararı duyunca bastonuna dayanarak ayağa kalktı ve yüksek
sesle “itiraz ediyorum Hakim Bey” dedi..
Hakim bana bağırdığı gibi amcaya da “otur yerine, burası itiraz yeri değil.. ilgili yerlere gider sonra
itirazını yaparsın” dedi..
Daktiloda Hakimin söylediklerini yazan kız
son tuşa daha kuvvetlice bastı ve dava bitti J
Nasıl mutlu olduğumu ve sevincimi anlatamam.. Mahkeme salonunda çektiğim eziyet bitmiş, bu hakimi bir daha hiç görmeyeceğim diye yüreğime su serpilmişti :)
Davam bittiğine göre hızla toplantıma dönebilirdim.. Gittim ve öğleden sonraki seansımı bir şey olmamış gibi tamamladım :)
Davam bittiğine göre hızla toplantıma dönebilirdim.. Gittim ve öğleden sonraki seansımı bir şey olmamış gibi tamamladım :)
Sonraki zamanlarda oturduğumuz yerlerde yöneticilik yaptım mı acaba? Hayır.. Oturduğumuz sitelerde profesyonel yönetimler olduğu için yönetici olmamıza gerek kalmadı.. yoksa gerçekten bu yaşananlar caydırıcı olamazdı..
Hamit'le ben elimiz cebimizde eleştiri yapmadık. Çoğu kez içine girdik, sorumluluk aldık, seyirci kalmadık.. üstelik inanılmaz yoğun bir çalışma hayatımız varken yaşadığımız yeri de önceliklerimize ekledik..
Yıllarca semtimizin sorunları için mahalle Muhtarımızın yanında olduk, okullarda yapılan toplantılara katıldık, Milletvekilleri bölgemize geldiğinde toplantılarına gittik, ihtiyaçlarımızı aktardık.. Meslek odalarına ziyaretler düzenleyip, ihtiyaçları anlatıp, geliştirmeleri için çaba gösterdik.
Biz böyle olunca sanırım etrafa mesaj yollamış olduk :)
Tam da o yıllarda ben apartmanda yöneticilik yaparken bir komşumuz bizi Büyükçekmece Rotary Kulübe girmemiz için teşvik etti, çok faydalı olacağımızı ve bizi de aralarında görmek istediklerini belirtti ve bunda ısrarcı oldu...
Tüm bu ilişkiler, tanışıklıklar, sohbetler yaşadığımız yerle ilgili herhangi bir konuya el
atmamızın, yönetmemizin, yardımcı olmamızın nedeni oluyordu.
Böyle başladı Rotary maceramız.. bölgemizde yeni kurulacak olan Rotary Kulüp'te Hamit görev aldı.. Üstelik kurucu üyelerinden oldu.
Her farklı alandaki deneyim bizim hayatımızı renklendirdi. Her renk bir pencere açtı.. Her pencereden farklı bir resim keşfettik. Hayatımızın kendisi bu deneyimlerden ve hikayelerden oluştu..
Bazen arkadaşlar "ne çok anlatacak şeyin var" diyorlar.. Evet çok var, çünkü hayatı rengarenk yaşamayı, her yere girmeyi, herkesle konuşmayı, her yeri gezmeyi, her şeyi yemeyi, her şeyi merak etmeyi seviyorum. Sadece merak etmiyorum kafamı da içeri uzatıyorum :))
Örnekleri çoookkk.. Blogumda yazdığım hikayelerden biri de Termik Santrala bile girmiş olmamı anlatıyordu.. O kadar yani.. yaramaz çocuk gibiyim, korkularım yok..
Merak ettiyseniz tıklayın :)) Üstelik güncellenmiş haliyle..
Termik Santrala Turistik Gezi.. Nasıl Yani ?