Vallahi Çelişki Var !




Herkesin yaşadığı yerle ilgili herhangi bir konuya el atmasının, yönetmesinin, yardımcı olmasının, gönüllü olmasının ilk basamağının kendi çevresi, yaşadığı mahalle ya da apartman  olduğunu düşünürüm. 

Ancak maalesef toplumumuzda bu paylaşım ve dayanışma yeteri kadar mümkün olamıyor.  .
Oysa bakın size ne anlatacağım ;

10 Yıldır her sene birden fazla kez  Bodrum yarımadasının tamamen dışında kalan Yalıçiftlik Mevkiinde Sea Garden’da kalırız..   Bu yazın başında gittiğimizde  spor hocasıyla konuşurken dağda yürüyüş yolu yapıldığını,  uzun bir parkur olduğunu ve  yürüyebileceğimizi  öğrendik..






Nasıl yani?  bu yol daha önce yoktu??  "Yolu bir misafirimiz açtı"  dediler??   Misafir dedikleri de orada konaklayan bir aile..  Çok meraklandık,  niye böyle bir yolu durduk yere bir aile tatile gelmişken açsın??  hiç bir fikir yürütemedik ve meraklandık..  "Hala devam ediyorlar, belki görürsünüz"  dediler..

Buradaki tüm doğa SİT alanı içinde olduğundan koruma altında.. Ağaçlara dokunmak yasak..
Yürüyüş yapmak için ormanın içindeki bu dar yolu aradık, bulduk..  Buralarda yürümeye alışığız.. Şimdi yukarıdaki haritaya bir daha bakın isterseniz.. Çünkü biz bu tesisten Bodrum'a kadar sahilden yürüyerek tepeleri aşmış bir aileyiz :))  (Tabii bir yürüyüş grubuyla)..

 Ağaçların arasında kalan bu dar yol öyle hemen görülmüyor ama bir ucunu yakaladıysanız ilerlemek çok kolay..  ormanın içi.. patika bir yol..  yol üzerinde yerdeki  taşlar ayıklanmış ve kenarlara dizilmiş.. yola çıkan dallar düzenlenmiş..




Uzunca yürüdükten sonra bir oturma  bankı konulmuş. 




Tam da denize nazır.  
Denizden toplanmış büyük çakıl taşları ortasından delinip iplere dizilmiş 
ve dallardan sallandırılmış.. 

Orada otururken miss gibi denizi, denizin dibini, ağaçları va çakıl taşlarını kokluyorsunuz.. Müthiş..

Yol  1-2  kilometre bu şekilde açılmış. Yol ilerledikçe yolu kimin nasıl açtığını da giderek daha çok merak ediyoruz. Yürüdükçe bunu konuşuyoruz ve birden karşımıza yolda çalışan aile çıkıveriyor.. Onları çalışırken yakalıyoruz..

Karı-Koca ve bir de 17 yaşında oğulları.  Üzerlerinde tulumları kenarda  kazmalar, kürekler, çapalar, taşlar, ayaklarında dağcı botları, termosları, sulukları.. çalışıyorlar.. tanıştık..

Bu iri yarı- sağlıklı, sapasağlam, genç adamın hikayesi ;

Amerika'da yaşayan bu aile Türkiye'ye tatile geldiğinde yamaç paraşütü yapıyor..


Yamaç paraşütü yaparken dağa çakılıyor ve bacağını çarpıyor.. Bir sürü kırık ve çıkıkla yaralanıp bir hastaneye kaldırılıyor..

Tedavi süreci devam ediyor ama bir bacağı daha zayıf ve kısa kalıyor..  Nedeni kalçasındaki çıkığın farkedilmemesi ve yanlış kaynaması.. Sinirler eskiye dönmüyor. Yıllarca çok uğraşıyor eskiye dönmek için..

Doktorlar  "doğada ol ve bacağını zorla" diyorlar..  O'da tası tarağı toplayıp Bodrum'a Sea Garden'a yerleşiyor..  Tesisin imkanları nedeniyle bir ev tutmaktan çok daha iyi olduğunu düşünüyor..

O'da doğada temiz havada doğayla mücadele ederek kendini zorluyor, bacağını eski haline getirmek için mücadele ediyordu..  Hikayeyi hem üzülerek hem de hayranlıkla dinledik..

Oğulları da uzaktan eğitim alıyor ve okula devam etmiyordu. O’nun okulu doğaydı.. Daha sonra orada çalışanlardan duydum.. 17 yaşındaki oğlan ara sıra dağlara çıkıp poşetlerle çöpleri topluyor, kedileri besliyordu..  doğayla iç içe olmaya bayılıyordu.

Ben hayran kaldım ve dedim ki ;  “ne hoş.. böyle bir yürüyüş yolunu Türkiye’de kimse gönüllü olarak yapmamıştır. Bu yüzden kimin bu yolu açtığını çok merak etmiştim”.. “Biz alışığız” dedi..  Amerika’da  ilan edilir ;    “Pazar günü küreğini kazmasını kapan gelsin, bisiklet yolu yapılacak derler, herkes evde neyi varsa alır gelir ve tüm bisiklet yolları gönüllülerce yapılmıştır”  dedi..

Aynen bizdeki gibi .. :(

Emekli olduktan sonra gönüllü olmak için bir çok hamleler yaptık.. birçoğunda ilerleyemedik..  Sanırım doğru adreslere henüz ulaşamadık.. umudumu yitirmedim.. Oysa biraz da amacımız toplumdan aldığımızı topluma vermekti.

TOG- Toplum Gönüllüleri Derneği’ne  müracaat ettik..  Üniversite öğrencilerine Rehberlik yapabilirsiniz dediler.. nasıl sevindik anlatamam :))   ama öyle kolay olmadı..

Yetkililerle birçok buluşma ve sohbet gerçekleştirdik, deneyimli kişilerle konuştuk, eğitime katıldık.. artık sabrımız giderek taşıp, daha ne kadar bekleyeceğiz? niye bekliyoruz? moduna gelince,  iki yıl sonra  iki Üniversite öğrencisini bize yönlendirdiler..

Onlarla ne mi yapıyoruz?   buluşup, sohbet ediyor, gezilere katılıp İstanbul'u geziyor, bazı etkinliklere gidiyoruz. Üniversiteli gençlerle olmak harika bir şey.. Birbirimizden çok şey öğreniyoruz.   Onların hepsi toplum gönüllüsü gençler.. Kendi Üniversitelerinde, birlikte ürettikleri  projelerde çalışıyor ve görev alıyorlar. 





Kış aylarında hedefimde  bir yaşlı, bir genç, bir çocuk   gönüllü projesine katılmak var.  Küçük çocuklar için Eğitim Gönüllüleri'ne başvurdum,  10 gündür herhangi bir  yanıt gelmedi.. (Başvurunuz alınmıştır falan da olmadı :((  Bekliyorum.. gelmezse çareler arayacağım..

Geçen hafta Belediyemizin Kültür İşleri Müdürlüğü'ne başvurdum..  Müdire Hanım  "Ne olabiliiiiirrr?? ne olabiliiiirrr?" diyerek düşündü ama gönüllü bir iş bulamadı.. İletişim bilgilerimi aldı, arayacaklar ??




Oysa kahvelerimiz adam dolu.. Emekliler Lokalimizdeki tavla sayısı giderek artıyor.. yan yana gelen herkes siyaset konuşuyor.. eli cebinde "ne olacak bu memleketin hali"  modunda.. el işi kurslarımız kadın kaynıyor.. Kurdele işi, çiçek yapımı, tahta oyma, bakır kaplama, tel sarma.. ne isterseniz var.. hepsi bireysel.. topluma dönük semtimizde ne var?    


İşte durumumuz ;

Son bir yılda kentlerimizde yaşayan 18-35 yaş arasındaki gençlerin  gönüllü faaliyetlere katılma oranı ; 


Gençlerin    Türkiye'de   %5 'i   ,    Amerika'da    %71   'i    gönüllü olmuş..    

Ne tezat değil mi? Dünya'nın en zengin ülkesi birçok kişiyi gönüllü yapmayı başarıyor..

Türkiye 55 ülke arasında sonuncu olmuş.


Bir araştırma yapılmış ;  düşük eğitimli ve düşük gelirli gençler  "param yok"  demişler..  yüksek gelirli ve eğitimli gençler de  "zamanım yok"  demişler..




Eğer kurumlar ortaya çıkıp sadece para ile değil emeğimizle de gönüllü olmamızı açıkça isteseler, yerel yönetimlere, okullara, basına talep bildirseler, haberimiz olsa ve katılmak kolay olsa  
daha farklı olur muydu acaba?

Şimdi yetişkin halimizle GÖNÜLLÜ  olarak biz ne yapabiliriz diye düşünebilirsiniz .. 
Çevremizde hep para desteği isteyen, para toplayan bir çok dernek ve gönüllü kuruluş var. O'da lazım tabii ki ama bağış dışında bir şeyler de olamaz mı?  

Yıllar önce Rotary Kulüp bünyesinde bir eğitime katılmış ve  yetişkinlere okuma yazma öğretmeyi  öğrenmiştim. Köyden kente göç eden orta yaşın üstü 6 kadın öğrencimden birinin ilk okumayı öğrendiği cümlede beni bacaklarımdan kavrayarak nasıl havaya kaldırdığını ve sevincini asla unutamam :)

Toplum için çalışmak büyük bir doyum sağlıyor öyle değil mi? 

New York'ta ikiz kulelerin yıkılışından sonra yenilenen alanın girişinde  kocaman bağış kutuları vardı ve herkes geçerken cebindeki bozuklukları atıyordu.  Müze olarak açılan bölümde ise  
bu zengin ülke ziyarete gelen tüm Dünyalı'lara  "Lütfen bize 5 dolar bağış yapın"  diyebiliyordu..



Amerika bağış toplamaya çok alışık bir memleket.  Sadece gönüllülük yaygın değil, aynı zamanda bağışta  ayrı bir kategoride çok güçlü.. Biz ise sanırım sadece bağışı gönüllülük görüyoruz. Tüm yardım isteyen internet siteleri böyle...  Bize yardım edin.. tıklayın.. hesap numaralarımız :......


Bir İnternet Sitesindeki  Amerika Gönüllü Program Duyurusu ;
(Bu programlarla Amerika dışından da Gönüllü çekiyorlar)..

Öğrenci iseniz ve yoğun bir eğitim yılı geçirdiğinizi düşünüyorsanız, iyi bir yurt dışı tatilini hak ettiğinizi kabul ediyorsanız; ancak bunun için yeterince paranız yoksa Uluslararası Gençlik Kamplarının yanı sıra ABD’deki çalışarak tatil olanaklarını da düşünebilirsiniz. Volunteer USA programı ile Amerika'da gönüllü olarak bir aileye yardım edebilir, bir çiftlikte çalışabilir ya da bir hostelde yardımcı olabilirsiniz. Volunteer USA programında ortalama 20 saat aileye yardım edersiniz ve bunun karşılığında onlarda size ücretsiz konaklama ve yemek sağlarlar.






ÇALIŞMALARIN KAPSAMI : Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampları’nda yapılan işler genellikle ustalık gerektirmeyen, herkesin yapabileceği türden, beden gücüyle yapılan işlerdir.
 Kamplar iş türlerine göre 3 gruptur :
  • Bedensel Çalışma Kampları
    Çevre düzenleme ve koruma, ağaç dikimi ve orman içi çalışmalar, arkeoloji, restorasyon, bakım, onarım, çiftliklerde çalışma, festival düzenleme, sahil temizliği, vb.
  • Kültür, Sanat ve Özel İlgi Kampları
    Fotoğraf, sinema, tiyatro, müzik, el sanatları, dans, grafik, WEB tasarımı, maket uçak yapımı, vb.
  • Sosyal İçerikli Çalışma Kampları
    Yaşlılara bakım, engellilere yardım, çocuk kamplarında gözetmenlik, evsizler, mülteciler ya da sokak çocuklarıyla çalışmalar, vb.


Amerika   2004 yılında, 62,8 milyon kişinin son bir yıl içinde, en az bir kere bir kuruma bağlı olarak gönüllü faaliyette bulunduğunu ortaya koymuş..



 Şimdi Amerika'dan bir Gönüllü Faaliyet Haberinin Özeti ;
Bir  " Bisiklet Yolu"   gönüllüler tarafından temizlenmiş.  Yolun yıllık bakımı ;  Askeri Donanmadan birileri, Meclis Üyeleri, 100'den fazla gönüllü ile birlikte yapılmış.. tüm gün birlikte çalışmışlar.. Ne mi yapmışlar?  Yabani otları temizlemiş,  çöpleri ve cam kırıklarını toplamış, bazı yerlerdeki onarımları yapmışlar..  Sonra da duyuru yapmışlar.. deniliyor ki ;  bisiklet yolu şimdi çok iyi durumda.. bu hafta sonu gidip bisiklete binebilirsiniz.. Hava inanılmaz güzel, yollar tertemiz... keyfini çıkarın..  Bisiklet yolunun dışındaki güzelliklere de bakın.. 

Hem yapılan işe hem de mesaja hayran olmamak elde değil..

Çok fazla Amerika'dan bahsettim..  çünkü beni çok şaşırtıyor.. Dünya'nın her yerinden gelen milyonlarca insanı ortak yaşam için gönüllü yapabilmek büyük başarı.. 


Biz canımızı vatan uğruna vermeye hazırız !  Emeğimizi ?   Hayır !   Vallahi çelişki var..


Ancak bu konuya ilgi duyup yazımı sonuna kadar okuduğunuza göre siz de Gönüllüsünüz..
Haydi o zaman kürekleri hazırlayın :))