Sıngapur

.

Singapur'a daha önce iki kez geldim.. Her ikisinde de  hayran olup ayrılmıştım. O zaman öğrendiğim bu küçücük  ülke  Dünya'nın 8. büyük ekonomisini çeviriyordu... Temiz, pırıl pırıldı.. aklımda kalanlar bunlardı..

12 yıl sonra tekrar uğradık..  bu üçüncü..  Sydney'den geldik ve aslında ertesi gün  Phuket'e aktarma yapmak için zorunlu olarak inip bir gece konakladığımız bir nokta oldu..  Bu yüzden üçüncü gidişimiz oldu.. Gelmişken de bir gün kalalım dedik..




Havaalanından bahsetmek gerekir.. Muhteşem ve şaşırtıcı bir havaalanı var..  Şaşırtıcı olması bir kelebek bahçesi bile içermesinden.. başka atraksiyonlar da var elbet, vakti olana..  terminaller arasında da trene biniyorsunuz.. o kadar büyük..



Havaalanından nasıl gideceğimizi araştırırken bir görevli bizi dolmuş taksiye yönlendirdi. Bunların adı Limousine Service.. gideceğiniz otele göre aynı adrese gidenleri birlikte bindiriyorlar. Fiyatı da kışı bası 9 Dolar. Ama oradaki görevliler  yarım saat bekleyeceksiniz, bir saatte de otelınıze varırsınız deyince en iyisi taksiyle gitmek deyip taksiye bindik.  Taksi bize inerken fiş kesti ;))  taksimetre fiş veriyor.. vergisi falan var yani ;))   şaşırdım..

Havaalanı yolu bitkilker ve çiçeklerle çevrıili  harika  bir yol burası..  insan nereye bakacağını sasırıyor.. Çiçek bezeli bu yolları başka caddelerinde göremedim..  Havaalanına onelözel önem verilmiş gıbı görünüyor.. 

Buraların yeşilliğini çok seviyoruz ama zamanında zaten buralar tropikal ormanların diyarıymış. Binaları yapınca ormanları kurutmuşlar.. Kalan yeşillik bile görenleri etkiliyor..   ayyy ne güzel diyoruz...

Daha Sıngapur 'a varınca hemen terlemeye başlıyorsunuz.. hava inaılmaz nemli.. Biz Sydney' in o mevsimdeki güzelim esintili havasından gidince havaya alışamadık.. boğucu..

Aksamüstü Clark Quey' e indik. Burası Singapur 'un akşam toplanma yeri, nehir kenarı.. ışıklarla nehirde gezen motorlar ve kenardaki türlü yeme içme yerleri burayı ışıltılı yapmış. Her yerde kendi yerel mutfakları..  Her şey ballı, şekerli..





Çin, Hint karışık.. Hiç birisi bize uymuyor.. Hiç iç açıcı bir mekan yok.  Lokantaların içleri ve arka tarafları çok kötü.. her yer kalabalık, her yer dolu..  Bir de açıklık alanın tepesine bir çiçek gibi çatı kondurmuslar, insanı boğuyor.. içinde hiç esinti yok, havayı kesmiş..




Singapur ihtişama, havaya çok önem vermiş.. En meşhur caddesi Orchard da kocaman alışveriş merkezleri ve birçok güzel bina var. Bu caddede en lüks alışveriş mağazaları sıralanıyor.. yani bize göre değil.. kim var acaba içinde deyince tüm mağazalar bomboş..  koca mağazalarda 3-5 kişi.. Bir alışveriş canlılığı göremedim..  Birine girsenız çabucak çıkarsınız.. bakacak mağaza yok..  bizim lüks çantalar, ayakkabılar, kıyafetlerle isimiz olmadığı için  jet sosoyeteye hitap eden bu caddede hiç bır zevk almadan dolastık.

Bakın böylesine  boş :((



Sıngapur 'da  Çin, Hint, Arap mahalleleri de var. Oralara gittiğimızde bir işporta çarşısı ve kirlilikten başka bir şey yok..  Bu anlamda Singapur' un o tertemiz halinin gıderek bakımsız ve eskiye döndüğünü görduü. Hiç zevk vermedi.. Sehrin her yerine yayılan bir gelişmişlik dengesi yerine bazı bölgelerine odaklı gösteriş hakimdi.  Üc binanın tepesine bir uçak bina yapmışlar.  Bunlar çok görkemli ama bana çok anlamsız geldi.   Bana aman ne harika dedirtmiyor bu binalar..




Müthis bir mimarı ve mühendislik başarısı olabilir..  Güzelliği binalarla yaratmaktan korkuyorum.. Eğilim ülkemızde de  Singapur gibi ilerliyor. Bazı ülkeler böyle ilginç mimarilere çok önem veriyorlar.. ve ihtiyaçtan fazlasını yapıyorlar..

Şimdilerde Dünya Yeşil Binalar Konseyi toplanıyormuş..   "Yeşil binalar" .. adıyla da bizi kandırıyorlar sanırım.. Sen tropikal ormanları yok et yerine yeşil binalar yap ;((

Yeşil binalar ( çevre dostu ),  bir de yapay ağaçlar çıkmıs..  25-50 metre boyunda.. hem güneş paneli hem de yağmur suyu filtreleme yapıyormuş..  Shanghay' da bir   "yeşil bına " !!  yapılmıs 632 metre..

Böyle bir bina hiç yapılmasa daha yeşil değil mi?  Bu projelerın sonu yok.. korku veriyor.. İnşaat mimarisindeki ve teknolojısindeki gelişmeler gökyüzünü örtecek görünüyor.. ;((  

Üstteki binanın tepesindeki uçağa da ağaçlar dikilmiş...  Singapur' un her yerinde bir inşaat var. Hala büyük binalar devam ediyor. Bir çok yer tamir ediliyor.  Çevre düzenlemeleri bakımsız..

Mükemmel binalar, büyük bir ekonomi...  bir ülkeyi sevmek için çok yetersiz..  bir de kültür Avrupa ıle karışmadığı için çok uzak doğulu..  Halkı  Çinli, Hintli, Pakistanlı..    

Yer altı metrolarına indiğinizde herhalde havaalanına geldim diyorsunuz..  Geniş alanlar, yürüyen yatay, dikey merdivenler..  gerçekten zengin bir ülkedesiniz..  Yer altından çalışan MRT dedikleri metrolar çok güzel.



Metroların ve istasyonların ayrı kapıları var. Yanı tren yokken kapılar kapalı, oranın bir raylı sistem olduğu anlaşılmıyor. Tren gelince kapı kapıya denk geliyor, hem trenin hem de istasyonun kapısı açılıyor, müthiş güvenlik yaratılmış.. Hem de hiç bir kötü görüntü yok..

Tren biletı almak için makinalarında dijıtal haritalar var, gideceğiniz durağa dokunuyorsunuz biletinizi hesaplıyor.  Tren hatları çok güzel dizayn edilmiş ve çok güzel haritalandırılmış. Çoğu ülkede kırmızının gidiş mi geliş mi olduğu durak isimlerinden anlaşılırken, burada varıs noktasına numara verilmiş,  acayıp kolay olmus.

Singapur'u teknolojık ürünlerle dolu , ucuz biliriz..  Bir çok bu tip teknoloji ürünü satan çarşılarında yeni, bizde olmayan, daha ucuz bir şey göremedik.. Bir de taklit mi, gerçek mi bilemiyorsunuz.

Samsung telefonumun orjınal kulaklığını kaybettım. Acaba burada bulur muyum diye çarsıdaki dükkanlara bakınırken birinde satıcı  "var"  deyip   Samsung telefon kutusundan kulaklığı çıkarıp bana verdi.   Düşünsenize bizde telefonlar kutusundadır ve içindeki  aksesuarları ayrıca kutudan çıkarılıp satılmaz.   "Yok canım kardeşım"   dedım.. ben Türkiye' den kralını alırım..

Yine de kendimize yeni teknoloji yassı silikon kulaklık almadan edemedik..

Singapur 'da da direksiyorlar solda.. İngilizlerin etkisi burada da kendini gösteriyor.. Singapur' da 1800' lerde İngiliz limanı kurulduktan sonra modern tarihi başlıyor.. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra da
İngilizlerın kontrolü altına giriyor..  İste o zaman ticareti gelişmeye başlıyor. Hindistan ve Çin'in  ticaret merkezi, Güney Asya' nın da antreposu..  

Sehrin havası, kokusu, ınsanı  bu sefer bize uymuyor.. Hele arka mahallelerdekı Çin, Hint, Arap karışımı.. yok kalsın ;))   deyip geçiyoruz..   Son günümüzde uçak öğleden sonra.. ama biz erkenden modern alışveriş merkez olan havaalanına gidiyoruz..





Bu sefer havaalanına giderken daha tecrübeliyiz.. MRT havaalanına gidiyor ;))  sadece hat değiştirerek ve iki kişi 5 dolara havaalanına kolayca  ulaşıyoruz.. Bizimki B terminali.. Havaalanı icinde de ayrı bir trene binip B'ye  ulaşıyoruz..





Havaalanı iyi ki erken gelmişiz  dedirtiyor..  İyiki de de öyle yapmışız, ohhh dedikk.. Singapur' u en iyi temsil eden yer ;))   Birçok mağaza, teknolojık ürünler..  gezerken vakit çabuk geçiyor..

Singapur Havayolları ile uçuyoruz. Bu havayolları Dünya' da birincilikleri olan bir havayolu şirketi.. Gercekten de öyle..  Sydney 'den  Singapur' a yine aynı havayoluyla gelmiştik.. Uçağa binerken iki kapı yapmışlardi.. Iki ayri koridordan ucağa alındık..   "Allah Allah " dedim aynı uçağa biniyoruz .. bu niye?   Sonra ne göreyim uçak iki katlı.. biz ikinci katındaydık..  manzaralı ;))

Güleryüzleri, selamlamaları, ikramları,   içkileri, çay kahveleri, sıcak havluları, yere kadar etekli hostesleriyle kalbimizi fethettiler.. Bizim de kalbimize giden yol midemizden geçiyor elbet ;))