New York'ta Deniz Üzerinde



Özgürlük Heykeli bir çok resimde ne kadar da kocaman görünür.  O zamanlar Amerika ya gelen göçmenleri karşılayan bu heykel bir ada üzerine yerleştirilmiş.  Denizin ortasında.. ama o görkemli görünüşü sadece resimlerde.. Kendisi denizde küçücük kalıyor. 



Araştırdığımda  adaya uzaktan bakmanın yeterli olacağını düşünmüştüm.   Öyle de oldu. Manhattan' in güney ucundaki Sout Ferry limanından kalkan bir gemiye binip Staten Island' a gittik.

Adayla ulaşımı sağlayan bir gemi olduğundan ücretsiz.  Aslında turistik amaçlı değil,  kendi insanlarını taşıyor. Turistleri adalara götüren başka acenteler var, bunlar ücretli.  Daha önce incelememin faydasını görüyoruz.. Hemen sorup iskeleyi buluıyoruz.






Gemi yine kocaman.  Kocaman pencereleri var ama cok kirli. Otobüsler de genellikle böyle. Pencereden bakmak zor.  Neyse ki heykelin görüneceği tarafın pencereleri daha temiz.  Boylece adaya gidip geliyoruz.

Hemen yanıbaşında  Wall Street var. Meşhur boğa ortada dururken etrafinda birkaç genç resim çektiriyor, biz kenarından dolanıp boğayı görmezden geliyoruz.  


Bu bölge eskiden duvarla cevriliymiş. Bu yüzden Wall Street ama simdi bu duvardan eser yok. 

Hava dondurmasına rağmen Brooklyn Köprüsünü yürüyerek karşıya geçtik. Alttan arabalar geçerken tahta zemin köprüde yürümek ve Manhattan görüntüsüne karşıdan bakmak gerçekten çok güzel.

Eskiden Dünya'nın en büyük asma köprüsüymüş, sonra daha da uzunları yapılmış. Bizim köprülerden FSM 18.  Boğaziçi 21. sıradaymış.

Mesut Yar hep yazıyordu, köprüyü yayalara açın diye..   Tadına doyulmaz sanırım... Brooklyn' de yürürken aklıma geldi.



Köprünün bazı yerlerine  asma kilitler bağlayıp  dilek tutmuşlar..




Uzaktan bakınca resimde görünen binalar sanki bitişik gibi  görünüyor.. Manhattan 'in en ışıklı bölgesi burası.  Güneşin batışı buradan harika izleniyor.




Manhattan denilen bölgenin bu uç kısmını (güneyi) alın, 
tam Manhattan'ın ortasındaki 3 caddeyi de ekleyin gerisini bırakın.   

Çin mahallesi, mini Italya, Harlem' i görünce yok canim burası New York olamaz .. 
Allah Allah..  dememek elde değil.







Binlerce kişi kendilerine ayrılmış bu mahallelerde yaşıyor.  Zaten buralarda her yerde, hep çekik gözlü ya da zencileri görüyorsunuz..  Evlerin yangın merdivenleri hep dışlarında.. binalar özensiz, eski.. çöpler toplanmamış.. her yerde Çince yazılar, marketlerde kendi ürünleri, manavları, balıkçıları..

Harlem'de ise herkes zenci.  Herkes iri yarı.. tipler sanki birazdan üzerinize saldıracak gibi.. ayakkabıları kalın tabanlı, kaba saba.. fiziki üstünlükleri ayırd ediliyor.

Bu anlamda New York çeşitliliği birlikte yaşıyor.