New York'ta mükemmel spor salonları var. Girişleri ve lobileri yine gökdelenlerde olduğu gibi, çok genis ve çok havalı. Madison Square Garden bir gökdelenin içinde. İnsan içine girince şaşırıyor. Bir binanın içine nasıl tribünleri yerleştirmişler diye. Hiç spor salonu gibi değil, görünmüyor..
Harika bir girişi var. İçi pırıl pırıl..
Arada sirada önünden geçerken içeri girip, havayı koklayarak, salona yaydıklari alkıs ve tezahürat seslerini dinlemekle yetindik. Bu sesler banttan.. sanki içerde bir gösteri varmış gibi ıslık ve tezahürat sesleri yayınlıyorlar.., iceri gireni galeyana getiriyorlar.. ahhh ahhhh..Bu salonda her gun bir program var. Bir gun konser, bir gun boks maci, bir gun basketbol, bir gün piyano resitali :))
Salonun güzelliğine bakar mısınız?
Burada bir etkinliğe katılmak en az 65 Dolar'dan başlıyor..
Sinemalar 15 Dolar.
Broadway' de bir oyun 65 Dolar'dan başlıyor. Oyuna göre fiyatlar değişiyor.Onlara gore gayet uygun olan bu tutarlar doların şu günlerdeki yükselişiyle bizim için çok yüksek rakamlar. Last minute denilen son dakika biletleri meydanda satılıyor , 2-3 dolar ucuza :(( Internette daha ucuz bilet var dediğimde "sahtedir" diyorlar, hep gişeden satmak istiyorlar.
Yol kenarlarında da "ucuz bilet" diyen zenciler var ama o biletlere de güven olmuyor.
Kuş bakışı.. Madison Square Garden tam da Penn Tren İstasyonunun yanında.. Hatta kapıları salonun içinden de geçiyor.. Bir etkinlik dağıldığında hemen istasyona geçiş yapabiliyorlar..
Nasıl şehir tepeden de korkunç ve inanılmaz değil mi?
New York'un eğlence caddesi.. Times Square.. Gündüzleri anlamsız.. Geceleri bol ışıltılı..
Times Square'de akşamları binaların on yüzlerinde kocaman LED ekranlarda çeşitli reklamlar dönüyor.. her yer ışıltılı oluyor.. Ara sokaklarda da çeşitli müzikli oyunlar, tiyatrolar..
Broadway'de şu günlerde Lion King, Mathilda, Phantom of the Opera, Jersey Boys, Mamma Mia, Allaaddin.. oyunları sahneleniyor. Zaten bu oyunlar yıllarca oynuyor.
Bu eğlenceli hareketli caddeden daha da yukarı doğru ilerlerseniz Manhattan bölgesinin tek yeşil alanına çıkıyorsunuz. Central Park. Etrafı gökdelenlerle çevrili bu alan insana ohhhh.. dedirtiyor.. ama çok etrafındaki binaları yok sayamıyorsunuz..
Aslında iş yerlerini sıkıştırıp, yaşam alanlarını genişletme mantığı var. Bu özel alanlara ayrılmış şehircilik mantığını daha sonra gezimizin devamında diğer ülkelerde de gördük. Binaların arasında küçük küçük parklar yerine kocaman bir yeşil alan. Bir yaşam merkezi.. Bu daha hoş geliyor.. ama binalar yine de korkunç.. İşyerleri genelde hep birbirine çok yakın gökdelenler.. İşinden çık, parka git diyor..
Biz kışın gittiğimiz için yeşili göremiyoruz. Central Park karlarla ortulu. Icinde at arabaları tur düzenliyor. Sincaplar ortada dolaşıyor. Ağaçlar şimdilik yapraksız.
Central Park'ta çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bir internet sitesi var. Parkla ilgili her şeyi öğrenebiliyorsunuz. Ne olacak park işte demeyin.. Biz bilemeyiz.. alışık değiliz.. bakın parkın etkinlik takvimi var :)) http://www.centralpark.com/events/
Bilmediğimizi bilmiyoruz.. . ama şimdi nasıl da böyle bir parkın özlemini duyuyorum..
Parkın hemen köşesinde kocaman bir binada Apple var. Cok incelikli camdan ama değisik bir sistemle yaptıkları asansörle sokaktan bir kat aşağıya iniyorsunuz. Icerisi tıklım tıklım. Herkesin önünde IPhone 5, IPad' lerin modelleri, yeni ekranlar, bilgisayarlar. İçerde internet ve cihaz kullanımı serbest.
Her yerde olduğu gibi burada da bir çok göorevli size yardımcı.
Çocuklar için ayrı masalar düzenlenmiş..
New York kocaman gökdelenleri, farklı şehircilik anlayışı, eğlence anlayışı, ucuzluğu, yemekleri, farklı kültürlerin mahalleleri, televizyonları, şovları, müzeleri, pazarlama dehaları ile aklımızda kalacak.
Bu gece New York macerasını noktalıyoruz. Yarın sabah 09:22 de daha sıcak ve güneşli olduğunu umduğumuz Miami' ye bu sefer Newark Havaalanından uçuyoruz. Miami 'de görüşmek üzere..