24 Ocak gūnūnü 24 saat değìl tam 31 saat yasadık.
Gece başladığında havaalanına gittik.. Hiç uyumadan havaalanına gidelim sabah saat 05:00 e kadar Lounge' larda oyalanırız diye ummuştuk ;(
Is Bankası kendi kart sahiplerini 25 TL karşılığında içeri almaya başlamış. Içerde hiç alışık olmadığımız bir manzara. Bazı Araplar ailece yayılmışlar, ya da kimileri ayakkabılarını çıkarıp sandalyelere yatmışlar.. Bu durumda teşekkür edip ayrıldık. Akbank'in Axes Lounge' unda oturduk. Gayet nezih ve güzeldi.
Uçağımız sabah 05:00 te hareket eti. New York'a aktarmalı gideceğiz. Önce Frankfurt'a 07:20 de indik.. Havaalanı bayağı büyüktü. İndikten sonra epey yol yürüyüp bir de trene binip ancak uçağımızın kapısına ulaştık.
New York'a 10:55'te uçacağız. Beklerken Gurcan'in yüklediği filmlerden birini seyrettik. Bizi teknoloji konusunda çok mükemmel destekledi. Türk filmlerinden bazılarını IPad'a yükledi ve bize çift çıkışlı bir kulaklık aldırdı. İki kişi kulaklıkla Şener Şen'i güle güle seyrettik.
Uçağımız Lufthansa, kocaman bir uçak, eni boyu görünmüyor ;)
Bu yolcululumuz 8,5 saat sürecek. . Uçak havalandıktan sonra yolun yarısına kadar sürekli ikramlar geliyor. Yemek, şarap, kahve, çay, kahve likörü, atıştırmalık yemek... Bu arada tavla oynadık.. Serena Williams' ın hayatını izledik, güzelce uyuduk.
New York JFK Havaalanına gelene kadar hep gündüz oldu. New York'a indiğimizde saat 13:35'ti. Aslında havada toplam olarak 11 saat 55 dakika uçmamıza rağmen sabah 05:05'te binip öğlen 13:35'te inmiş olduk. Yaklaşık 9 saat geçmişti.. Ama zaten Frankfurt'ta 3,5 saat beklemiştik. Onu da çıkarın uçuş 5 saat sürmüş sanırsınız.. Saat farkları böyle oyun oynuyor işte.. bize zaman kazandırdı :))
New York havaalanı çok basit ve eski. Uçaktan inince upuzun bir kuyrukla giriş onayımızı yaklaşık bir saatte alabildik. İnince Air Train'e bineceğimizi planlamıştık. Öğrendik ki Air Train çalışmıyor, kaldık otobüse..
Havaalanı öyle anlamsız ki, inince diğer terminallere gitmek için tren yerine otobüslere biniliyor. Yolcuların ellerinde koca koca valizler otobüsler tikis tikis.. İsteyen istediği 4 terminalden birinde iniyor. yerler buzlu, kar yagmıyor ama yol kenarlarinda karlar yiğili. Bizdeki gibi kirlenmiş. New York havaalanı bizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Manhattan bölgesine giden havaalanindan bir otobüs buluyoruz. Kişi başsi 16 $ ödeyerek otelimizin bulunduğu caddeye yakin bir bölgede yaklaşık 1 saat sonra iniyoruz. Yollarda bir beton yığını, eskilik ve karanlık var. İstanbul'da havaalanından çıkıştaki yolları ve çiçekleri hatırlamamak elde değil..
Otobüsten inince durakta bekleyen otobüs görevlisine adres soruyoruz, "bekleyin, sizleri shuttle ile otellerinize götüreceğiz" diyor. Aman ne güzel.. demeye fırsat kalmadan donuyoruz. ..
Öyle bir soğuk var ki, içimizi donduruyor. Yaklaşık 5 dk. bekleyip shuttle gelmeyince biz kendimiz gideriz, tarif edin diyoruz. "uzak ama.. 10 blok sonra" dese de biz tarif ettiği yola çıkıyoruz. Hiç olmazsa yürüken donmuyoruz..
Otelimizi ve caddeyi, sokağı rahatlıkla buluyoruz. Zaten adres bulmak çok kolay, tüm sokaklar numaralı. New York bir simetri şehri ;))
Otelimize yerleşip dişari çıkıyor, birşeyler yedikten sonra biraz dolaşıp, yakın çevreyi şöyle bir kolaçan edip günü bitiriyoruz.
Böylece 24 Ocak günü hic uyumadan tam 31 saati deviriyoruz ;)) Yani bir türlü zaman geçmedi, biz zamanın önüne geçtik ve gece kafamızı yastığa koyduğumuzda 24 Ocak gününü tam 31 saat yaşamış olduk ;))