Okulumda ilerleyemiyordum, duraklama dönemine girmiştim. Siyasi partilerin gençlik örgütlenmelerinin olduğu üniversitelerde sağ-sol çatışmaları sürekli yaşanıyor, bu çatışmalar üniversite işgallerine ve eğitim öğretimin durmasına neden oluyordu.
12 Eylül'den sonra üniversiteleri denetim altına almak için 1981 yılında YÖK kuruldu ve tüm Üniversiteler YÖK'e bağlandı, birçok Öğretim Görevlisi görevlerinden alındı. Bu dönemde birkaç kez okuluma gittim ama derslere giremeden geri döndüm. Böylece okulla arama mesafe girmeye başladı.
Okuldan mezun olabilmek ve meslek edinebilmek için daha önümde en az iki yılım vardı ve evleniyordum.
Hep böyle çalışamazdım. İşimde bir atak yapabilmem iyi olurdu. Arkadaşlarla konuşmaya başladım. Acaba yeni bir iş nasıl bulabilirim? farklı bir görevde nasıl yer alabilirim? Artık bir kulvar değişikliği yapmak istiyordum.. İşletme okuduğuma göre biraz daha bana uyan, ilerde işime yarayacak bir tecrübeye ihtiyacım vardı.
İSOTAŞ'ta birlikte çalıştığımız arkadaşım Cihangir Eyüp'te oturuyordu. Bir gün konuşurken, komşusunun SQUIBB ilaç firmasında Personel Müdürü olduğunu söyledi... "Eleman arıyorlar" dedi. Bu inanılmaz görünüyordu. Cihangir'e "hemen gidip görüşürüm" dedim.. O'da randevuyu ayarladı.
Squibb o zamanlar Levent'te eski Eczacıbaşı İlaç Fabrikası'nın tam karşısındaydı. (Şimdiki Kanyon'un karşısı).. Tarifi o kadar zor oluyor ki..şimdilerde orada hiç ilaç fabrikası kalmadı. O tarihlerde birçok ilaç fabrikası bu caddede sıralanırdı. Kanyon yerinde Eczacıbaşı İlaç vardı, karşısında Squibb, çaprazında Fako, diğer tarafta Roche.. Şimdilerde yine birçok ilaç firması Levent'te ama fabrikalar yok.
Levent'teki bu fabrikalar o dönemlerde en iyi iş yerleriydi. İş kolu hem ilaç olduğundan hem de sendikalarının gücünden dolayı (Petrol-İş Sendikası) çok iyi şartları vardı. Bunları işe müracaat ederken bilmiyordum.
Squibb İlaç Fabrikası'nın Personel Müdürü Doğan Büyükbağatur ile görüştük. Yöneticisi olduğu "Personel" bölümüne eleman arıyordu. Personel bölümünde bordrolama ve işçilerin çalışma saatlerinin hesaplamaları yapılacaktı. İşi bilmiyordum ama ofis makinalarını hızlı kullanabiliyordum. Hesap makinasını da, para saymayı da, rakamlarla oynamayı da hızla öğrenirdim. İstekliydim.. Hem de Üniversite öğrencisiydim. Okula devam etmek için iş yerimi hiç rahatsız etmeyecektim..
Doğan Bey bana ilk görüşmede "Tamam" dedi, ay sonunda başla :)) Yupppiiii.. İşyerimi Odakule'den
Levent'teki İlaç Fabrikalarına taşımıştım :))
Şartları başımı döndürmüştü.. Maaşım İSOTAŞ'ta aldığım maaşın iki katıydı. Üstelik yıl boyunca bir ay tek, bir ay çift maaş alacaktım. Yılda bir kez kömür yardımı , yazın ayrı, kışın ayrı ayakkabı yardımı, ya da en meşhur ayakkabı mağazalarından alışveriş çeki.. evlenme yardımı, çocuk doğum yardımı, kreş yardımı... Bu yardımlar da hep büyük tutarlıydı.
Hemen dönüp İSOTAŞ'ta Güngör Bey'le paylaştım. "Hayırlısı olsun" du.. Bu haberden sonra son güne kadar çalıştım. Son gün tüm ofis bir pastanın başında toplandık ve Genel Müdürümüz Hayri Bey bir veda konuşması yaptı. Konuşmasında ; "Arda'ya çok teşekkür ediyorum... Son ana kadar sanki buradan hiç ayrılmayacakmış gibi çalıştı" demişti. Pasta kesildikten sonra Güngör Bey bana ; pasta fikrinin tamamen Genel Müdürümüz Hayri Bey'den çıktığını "Teşekkür etmek istiyorum, pasta alalım" dediğini anlatmıştı. Bu beni çok sevindirmiş, değerli hissettirmişti.
İSOTAŞ'ta Emlak Bankasının Genel Müdürü ve Mühendisleri ile, şirketin konusunda meşhur ortakları ve bürokrat misafirleri ile büyük bir deneyim yaşamıştım. Saygı duyduğum ve sevdiğim kişilerden ayrılıyordum. Ancak yeni işim ve işyerim beni heyecanlandırıyordu..
Yine Cuma günü ayrıldım, Pazartesi günü yeni işime başladım.
Böylelikle evlenirken nikah salonumuzda 3 çiçek vardı. Kelebek Mobilya, İSOTAŞ,
SQUIBB adına Genel Müdür Tekin Gökçe..
Arkamızda çiçeklerimiz..

İSOTAŞ'tan Güngör Bey'i Nikah Şahidim olarak çoktan belirlemiş ve kendisine söylemiştim.. O' da memnuniyetle kabul etmişti. Güngör Bey'in kardeşi Şişli'deki meşhur eğlence mekanı'nın sahibi GÜNAY'dı... Bizi yine kendisinin işlettiği Lalezar isimli mekanına davet etmişti.
Evlendiğimiz gece bu davetle Lalezar'a gitmiş, boğaza karşı bu nezih mekanda yemek yemiştik.
Şimdilerde buranın yerini bile hatırlamıyoruz. Maçka'da neredeydi acaba? Lalezar'da kalmadı.. :((