"Hatıralar Yabancı Bir Ülkedir" demiş bir arkadaşım..
Lise yıllarının unutulmaz dostlukları ve anıları.. Bu günleri yaşatabilmek için düzenlediğimiz "Hatıra Defterleri" .
Çeşitli şekilleri olan, içleri kendinden çeşitli resim baskılı, kilitli, kilitsiz birçok modeli olurdu. Bunlar elden ele dolaştırılır ve herkesin bir şeyler yazması istenirdi. Bazen içlerine "Hayatın sarp ve dikenli yollarında..." ile başlayan klasik cümleler, geleceğe dair dilekler yazılırdı.
Lise son sınıftayız. Kırtasiyeden bir hatıra defteri almak yerine güzel siyah ciltli bir defter alıyorum. Aslında iki defter alıyorum, diğerı turuncu olan. Onu şiir defterim yapıyor ve her yazdığım şiiri oraya geçiriyorum. Siyah ciltli olan hatıra defterim oluyor.. Bazı sayfaları pembe, bazıları mavi, bazıları yeşil renkli.. İçinde bir resim, baskı falan yok, çizgisiz.. Kendim bir matbaaya giderek üzerine adımı soyadımı yazdırıp "Hatıra Defteri" yapıyorum. İlk sayfaya kendim yazıyorum.. Aynen söyle demişim...
10 Mayıs 1977
Zamanı durdurmak mümkün değil. Her geçen dakikada hayatın sonuna biraz daha yaklaşıyoruz. Yaşam denen bu tiyatroda bazen komedi, bazen dram oynuyoruz. Eğer elimizde olsaydı, herhalde sadece komedi
oynamak isterdik. O halde her yeni günün başka bir güzelliğini bulmaya çalışırsak, yaşamımızı renklendirmiş olmaz mıyız?
Ben de her günün başka özelliklerini gelecekte hatırlayıp mutlu olacağımı düşünerek sizden yardım etmenizi istiyorum. Eğer sizler için ayırdığım birkaç sayfada kendinizi tanıtırsanız, gelecekte sizi çok iyi hatırlayabilme olanağını bana sağlamış olursunuz.
TEŞEKKÜRLER
Harfi harfine, virgülüne kadar böyle.. Arkadaşlarım bir fotoğraflarını yapıştırmışlar ve 2-3 sayfadan oluşan kendi hikayelerini, ailelerini ve gelecekteki hayallerini, isteklerini paylaşmışlar.. Kimi kendisi resim yapmış, kimi çiçekleri kurutup yapıştırmış, kimi şiir yazmış, kimi beğendiği sözleri sıralamış.. Şairler Behçet Necatigil, Ümit Yaşar, Bekir Sıtkı Erdoğan, Cahit Sıtkı Tarancı..
Şimdi tekrar tekrar okurken , o zamanki yaşamları, düşünceleri, hayata bakışı, duyguları, şartları ve hayalleri görüyorum.. gurur duyuyorum hepsiyle.. Nasıl güzel ifade etmişler kendilerini.. ne sıcak ve samimi anlatmışlar.. Sıkışmış zamanlarda 1-2 satırla ve klişe cümlelerle değil, içlerinden gelerek yazmışlar.. Kendilerini anlatmışlar..
Ve ben bu güzelim Hatıra Defterimi elden ele dolaştırırken KAYBETTİM.. İlkokul Öğretmenimin karneme yazdığı gibi unutkanlığımın önüne geçememiştim.. Hatıra Defterim nerede? kimde kaldı ?bilmiyorum..
Daha önce yazdığım "Yolda Kalmaya Alışığım" yazımdaki gibi ;
Bizim eksik yanlarımız başkaları tarafından tamamlandığında bunun adı dostluk, arkadaşlık, yardımseverlik olmuyor mu? İyi ki o sabah benzin almayı unutmuşum :)) Hikayem olmayacaktı.. demiştim..
Hatıra Defteri'mi tam 25 yıl sonra buldum :)