Yıl 2009. Günlerden 2 Ağustos..
Adana’da eğitimdeyiz. Yaklaşık 10 kişilik bir
katılımımız var. Mekanımız da Adana’nın en güzel göl manzaralı tesisi.. Park Zirve
Eğitim sırasında Nalan
telefon goruşmesi için dışarı çıkıyor, sigara tiryakileri ara vermeyelim devam
edelim modunda, aralarında mola verelim diyenlerde var, sonunda “mola
vermeyelim” de birleşiyorlar.. bir yerde gariplik var, çok kolay fikirbirliğine varıyorlar.
Saat 11:30 civarında kapı
açıldı ve tesisin görevlisi kapıdan seslenerek
“odaları acilen boşaltmamız gerekiyor, klimalarda bir elektirk arızası
oluştu” dedi. Ben de zaten 12:00 de yemeğe çıkacağımızı bu nedenle 10-15 dakika
devam etmemizin iyi olacağını söyledim. Görevli maalesef mümkün olmadığını
odayı boşaltmamız gerektiğini söyledi. Ben de “o zaman yemeğe erken çıkalım”
deyince de klimalar arızalı olduğu için yemek salonuna inmek yerine yandaki
oadaya geçebileceğimizi, bizi 15 dakida sonra yemeğe alabileceklerini söyledi.
Hepbirlikte yandaki toplantı
odasına geçtik. Odada yuvarlak bir masa ve bir sandalye vardı. Ben sandalyeye oturdum.. İşte o andan itibaren senaryo
işlemeye başladı...
Önce içeri bir Palyaço girdi.
Elinde balonlar, üzerinde fişekleri ateşlenmiş bir pasta arabasını iterek içeri
girdi. O anda yanlış girdi herhalde odayı şaşırdı diye düşündüm. Ancak palyaço
bir yandan da “O bir Lider”, “O bir yaşam koçu”, “O bir dost” vb.. kim duysa
bayılacak şeyler söylüyor. Bana doğru gelip de bizimkiler de alkışlayınca
anladım. Bu kutlama bana..
Tam palyaço yanıma geldiğinde
tepemde bir patlama oldu, konfetiler başıma döküldü.. o sırada arkada bir müzik çalmaya başladı
“Ağrı Dağın Eteğinde”, bizim şarkımız ..

Bu kadar havalanmamıştım.
Kendimden geçtim. Resmen uçtum.. Neler söylendi, başka detaylar var mıydı?
Aklım başımdan gittiği için bu kadarı hatırlayabiliyorum..
Doğum günüme 15-20 gün varken,
birlikte kutlayalım işte diyerek organize eden, organize olan arkadaşlarım.. Bu
yaşananlar bende derinden izler bıraktı. Bu yüzden her doğum günümde teşekkür ederken bir şiir yayınlardım. Şimdi
de Behçet Necatigil’in hayranı olduğum şiirini buradan tüm arkadaşlarıma
armağan ediyorum. İyi ki sizleri tanıdım..
Sevgileri yarınlara
bıraktınız
Çekinden, tutuk, saygılı
Bütün yakınlarınız sizi
yanlış tanıdı
Bitmeyen işler yüzünden (siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken
anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar
umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir
sevgiyi söylemek
Yılların telaşlarda bu kadar
çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi
Gizli bahçenizde açan
çiçekler vardı
Gecelerde ve yalnız
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı..
Behçet Necatigil
Öyle arkadaşlarım oldu ki ;
sevgilerini hiç yarınlara bırakmadılar, bitmeyen işlerimizin arasında bile
sevgilerini söyleme yollarını buldular, ne vermeye az buldular, ne de vaktini
beklediler. Canım Arkadaşlarım..