Avon'da çalışırken potansiyeli olan ve gelecekte farklı adımlar atmamızı gerektirecek hareketli bölgeleri görmek için ziyaret ettiğim bölgeler ve iller olurdu..

Kahramanmaraş'a bağlı Elbistan'da merak ettiğimiz bir coğrafyaydı.. İkimiz de daha önce hiç gitmemiştik..
Elbistan İl olamamış büyük bir yerleşimdi.. herkes oradaki zenginlikten bahsediyordu. Afşin-Elbistan Termik Santralı oradaydı.. Birçok çalışanı vardı, çok kazanıyorlar ve lojmanlarda yaşıyorlardı.. "Çok kazanıyorlar" sözünün izafi olduğunu ve yerel olduğunu henüz bilmiyorduk..
Özlem'le birlikte Elbistan'a doğru yola çıktık. Dağlık bölgelerden, dar geçitlerden geçtik. İlk olarak otelimize yerleştik. Elbistan'da karşıma çıkan bu otel beni çok şaşırtmıştı. O uzaklıklarda böyle oteller bulmak zor olurdu.
Resepsiyondaki görevliye hemencecik sordum.. "Hayırdır, buralarda kim gelip otelde kalıyor?" sonra çok luzümsuz bir soru olduğunu anladım.. Bu bölgede bir termik santral vardı ve bir çok yurt içinden-dışından teknik personel ve misafir gelip otelde konaklıyordu. Üstelik bir de Elbistan'da Meslek Yüksekokul 'u vardı. O zaman otel niye olmasındı?
Bölgeyi dolaştıktan sonra buraya kadar gelmişken Termik Santralı görmeliyiz, mutlaka gidelim dedim.. O bölgelerde yaşayan ve çalışan bu arkadaşım santrala hiç gitmemişti :)) Nasıl gireceğiz? ne diyeceğiz? diye sorular gelmeye başladı.. "Valla ben bilmem.. beni Termik Santralın Müdürüne kadar götüreceksiniz" diye bir de hedef vermiştim.. arabada hem gidiyor hem de olası senaryolar üzerine konuşuyorduk.. Uzaktan upuzun ve dumanlar çıkaran kuleleri gördük.. Kocaman bir araziye yayılmış olan ülkemizin en büyük enerji üretim tesislerinden birine gidiyorduk ..
Arabamız güvenlik kapısında durdu. Arkadaşımız provasını yaptığımız gibi "Müdür Bey'le görüşmek istiyoruz, Avon'dan geliyoruz" dedi.. güvenlik bir yerlere telefon etti ve bizi bir görevliye yönlendirdi.. böylece kolayca içeri girmeyi başardık . İsteyince her şeyin mümkün olduğunu zor diye bir şey olmadığını öğrenmiş olduk.. :)
Bizi doğruca Termik Santral'ın işletme Müdürü'nün odasına götürdüler. Koca termik santralda kömürlerin, buharların ve erkeklerin arasında üç takım elbiseli, topuklu ayakkabılı bayan düşünün :)) Komik geliyor değil mi :)
Müdür Bey'in odasına alındık. Müdür Bey'in makam odasında başka misafirleri de vardı. Masanın önündeki sandalyelere buyur edildik ve oturduk... Müdür Bey "Buyrun" dedi.. Termik Santralla ilgili bilgi almak istediğimizi söyledik.
Müdür Bey "Tabiiki sizinle Güngör Bey ilgilensin sizi dolaştırsın" dedi.. Bu kadarını da beklemiyordum :)) Odada bulunan diğer misafirler "Müdür Bey siz yanlış anladınız.. bu hanımlar gezmek için gelmişler" deyince Müdür Bey düzeltti.. "Aaaa ben sizi yanlış anladım. Şu sırada Termik Santral'in biri bakımda birçok firma teklif vermek için geliyor ve santralı dolaşıyor, geziyor, sizi de onlardan biri zannettim" deyince hepimiz gülümsüyoruz :)) Bu sefer biz merakımızı ve bilgi almak için geldiğimizi anlatıp anlaşıyoruz...
Sanırım bu ilk kez başlarına geliyordur. Termik Santral'e turistik gezi... " Santral şu anda bakımda, dolaşarak bir şey öğrenmeniz ve anlamanız mümkün olmaz, ancak siz çok şanslısınız" dedi.. Çünkü santralı anlatan bir sunum yeni hazırlanmış ve bitmişti.. Bu filmi izlemek ister misiniz? diye sordu..
Olmaz mı? harika olur tabii ki..
Hemen bir görevli eşliğinde bir toplantı odasına alındık.. bir görevli gelip ne içmek istediğimizi sordu :)) soğuk limonatalarımız da gelince filmi seyretmeye başladık. Fon müziği "Sarı Gelin" olan bir film düşünün.
Olmaz mı? harika olur tabii ki..
Hemen bir görevli eşliğinde bir toplantı odasına alındık.. bir görevli gelip ne içmek istediğimizi sordu :)) soğuk limonatalarımız da gelince filmi seyretmeye başladık. Fon müziği "Sarı Gelin" olan bir film düşünün.
İşte o coğrafya ve Afşin-Elbistan Termik Santralı
Santralın kapasitesi, Türkiye'deki büyüklüğü, kömür madeni, miktarı, kalorisi.. kömür kırma, taşıma, kazan, ocak, su kaynağı, buhar tribünleri, soğutma suları, elektrik üretimi ve dağıtımı, çalışanları gibi birçok bilgiyi gözümüzü kırpmadan hikayesiyle dinledik..
Santralın birisi bakımda olduğu için kapalıydı. Birçok mühendis ve çalışanı vardı.. Bakımı için yabancı firmalar gelip gidiyordu. Santralın kuruluşu da böyle olmuştu. Gerçekten çok etkilenmiştik.. Hayal ettiğimizden daha fazlasını bulmuştuk. Böyle bir fırsatı bulmuş olmaktan dolayı çok mutlu olmuş, inanılmaz derecede haz almıştık..
Daha sonra santralda çalışanların lojmanlarına gitmiş aileleriyle konuşmuştuk.. Bölgede dolaşan tüm söylentilerin cevaplarını direkt olarak almıştık..

Daha sonra kendi çalışmalarımızı da tamamlayarak akşam otelimize yerleştik. Merakımız yakamızı bırakmıyordu. Bu yüzden yorulmak bilmezdik :))
Otelden akşamüstü tekrar dışarıya çıkarak ana caddede yürümeye başladık.
Bir fotoğrafçının önünden geçerken vitrindeki kocaman büyük bir resme gözümüz takıldı.
Resimde bir adam sandalyede oturuyor, arkasında da şalvarlı başı kapalı bir yaşlı kadın ayakta duruyordu. Fotoğraf stüdyoda çekilmişti.
Özlem'le vitrinin önünde fotoğraf hakkında konuşmaya başladık. Böyle bir resim ne için çekilmiş olabilirdi?
O sırada içerden fotoğrafçı kapıya geldi ve açıklamaya başladı. Bu oturan adam akli dengesi yerinde olmayan ama parası olan birisidir. Kadın da bunun tersine kimsesiz, parası olmayan ama akıllı birisidir. Bu iki kişi köyde bir araya gelir ve birlikte yaşamaya başlarlar. Kadın adama hem çok iyi bakmakta hem de onun parasını yönetmektedir.
Bu hayranlık duyduğum hikayede sınırları nasıl bizim belirlediğimizi, Anadolu'nun bir köyünde insanların sınırları koymadan nasıl yaşayabildiklerini görünce çok şaşırdık..
Bu hayranlık duyduğum hikayede sınırları nasıl bizim belirlediğimizi, Anadolu'nun bir köyünde insanların sınırları koymadan nasıl yaşayabildiklerini görünce çok şaşırdık..
Bir fotoğrafçı neden bir Gelin-Damat fotoğrafını, bir bebek resmini ya da bir vesikalık pozu büyütüp asmak yerine bu resmi asmıştır? Toplumun değerlerinde öne çıkan şeyler bir fotoğrafçının vitrininde de öne çıktığında bu toplumda fark yaratır diye düşündüm. Bizde yarattığı etki gibi..
Kendileri mi bu fotoğrafı çektirdiler? Niye? Bu soruyu biz sorarken içerden birkaç tabure kapının ağzına sıralanmış biz de oturmuştuk, çaylarımızı içerken çok düzgün konuşan, fikirleri ve değerleri ile bir sanatçı kimliğini taşıyan bu fotoğrafçıyla sohbet etmeye başladık... Fotoğrafları yine kendisi gibi fotoğrafçı olan oğlu çekmişti. Başka bir fotoğraf daha var diyerek yine büyütülmüş ama henüz çerçevelenmemiş bir resim getirdi. Bu fotoğrafta da karlı bir havada 4 yaşlı dede ve nine tek sıra halinde ve el ele tutuşarak caddede karşıdan karşıya geçiyordu. Hepsi yaşlı.. Bazılarının gözü görmüyor.. Ama hepsi birbirlerini hayata taşıyorlar :))
Bu iki resim de bana aynı şeyleri anlatmıştı.. Farklılıklarımız birbirimizi desteklemek için çok iyi bir fırsattır. Güçlü yönlerimizden gücü yetmeyenler yararlanmalıdır. Hayat ancak birlikte olduğumuzda gücümüzü paylaştığımızda daha güzel ve anlamlıdır.
İnsanların sıcaklığını, değerlerini hissediyorduk.. Sohbet ilerledikçe sabah kahvaltısına dükkana bekleriz.. akşam düğüne gidiyoruz, bekleriz.. davetleri bitmiyordu.. Hele İzmir'de Üniversite okuyan kızı ile tanışıp O'nun kendi kararlarını kendisinin vereceğini babasından duyunca PES dedik.. Ben hep Anadolu'nun bu sıcaklığıyla ısındım..
Fotoğrafları ise hiç unutamadım.. Bir günde yaşanılanlar ne çok değil mi :) Ne hoş..
Tabii sizi üzmemek için otele dönünce lobide elimizde raporlar gece yarısına kadar nasıl çalıştığımızı, sabaha karşı uyuduğumuzu ve saat 7:00'de güne tekrar nasıl başladığımızı anlatmayacağım :))
İnsanların sıcaklığını, değerlerini hissediyorduk.. Sohbet ilerledikçe sabah kahvaltısına dükkana bekleriz.. akşam düğüne gidiyoruz, bekleriz.. davetleri bitmiyordu.. Hele İzmir'de Üniversite okuyan kızı ile tanışıp O'nun kendi kararlarını kendisinin vereceğini babasından duyunca PES dedik.. Ben hep Anadolu'nun bu sıcaklığıyla ısındım..
Fotoğrafları ise hiç unutamadım.. Bir günde yaşanılanlar ne çok değil mi :) Ne hoş..
Tabii sizi üzmemek için otele dönünce lobide elimizde raporlar gece yarısına kadar nasıl çalıştığımızı, sabaha karşı uyuduğumuzu ve saat 7:00'de güne tekrar nasıl başladığımızı anlatmayacağım :))