Eczacıbaşı'ndaki işim gereği Türkçe'yi çok iyi ve hatasız kullanmam gerekiyordu. Bir çok yazışma yapıyor, yazılar yazıyordum. Zaten Eczacıbaşı da bize özel yazım kuralları yayınlıyor, Türkçe'yi hatasız kullanmamızı istiyordu. Kendime bir imla klavuzu almıştım, sürekli elimin altında duruyordu.
Eczacıbaşı hem iç hem de dış yazışmalarında kurum kimliğini yansıtmaya çok özen gösterirdi. Bir yazışmada antetli kağıda sağdan soldan bırakılacak boşluklar kaç cm olacak, nereden başlanacak? nerede bitirilecek, devam sayfalarına ne yazılacak? sayfa numaraları nasıl verilecek? imzalar nasıl oturtulacak? imza atılan kalem ne renk olacak? detaylarına giren yazılar yayımlıyor ve bu standarda uyuyorduk..
Şimdilerde de Eczacıbaşı Kültür ve Sanatla olan bağlantısını sürdürüp güçlendiriken, çok güzel noktalara parmak basmaya devam ediyor. Hepimizin son zamanlarda Türkçe'yi yıprattığı bir dönemde harika bir odak.. Konuşurken birçok yabancı kelimeyi de sanki Türkçe'ymiş gibi rahatlıkla dilimizin içine geçirip kullanıyoruz. Eczacıbaşı bu erozyonla ilgili kendi bünyesinde bir çalışma başlatmış.. Ben bayıldım. eski şirketime de çok yakıştırdım..
Keşke daha fazla kurum farkına varabilse ve Türkçe'ye sahip çıkabilse.. Çünkü şirketler artık kendi yabancı diline odaklanıyor, Türkçe kimsenin umurunda değil..
Bakın neler yapmışlar ?
Haber Şöyle ;
Özellikle plaza çalışanları arasında yaygın olan ve Türkçe-İngilizce sözcüklerin karışık kullanıldığı uydurma dile karşı başlatılan “Uydurukça’ya Son!” kampanyası, Eczacıbaşı Topluluğu dışında da büyük ilgi ve destek gördü. Başlangıçta 20 olan uydurukça kelime sayısı, Topluluk içinden ve dışından gelen önerilerle 100’e ulaşırken, kampanyanın bilinirliği de hızla artmaya başladı.
Yıllardır dildeki bozulmayı üzülerek izlediğini belirten Piyale Madra, “Kendimizi en iyi şekilde ifade edebilmek, konuşmalarımızı seçtiğimiz kelimelerle renklendirmek için Türkçe’de 170.000'den fazla kelime var. Ama maalesef bizler ortalama 400 kelime ile kendimizi sınırlamış durumdayız. Ayrıca Türkçe karşılıkları varken yabancı kelimeler kullanıldığını ve hatta uydurulmuş kelimelerle konuşulduğunu görmek üzücü” dedi.
Türkçe’nin doğru kullanımı için çaba gösterilmesinden ve kampanya için destek istenmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirten Piyale Madra, “Umarım karikatürlerimin bu mücadeleye bir katkısı olur” diye konuştu.
Piyale Madra’nın “Uydurukça’ya Son!” kampanyası için çizdiği karikatürler, Eczacıbaşı Topluluğu’nun tüm iç iletişim mecralarının yanı sıra web sitesi ve sosyal medya sayfalarında da paylaşılacak.
Öte yandan, kampanya kapsamında Eczacıbaşı Topluluğu çalışanları arasında gönüllü olarak gerçekleştirilen “her uydurukça kullanımında bağış kutusuna 5 TL atılması” uygulaması sayesinde toplanan bağış ile alınan Türkçe yazım kılavuzu ve sözlükler, Eczacıbaşı Gönüllüleri tarafından 250 okula ulaştırılıyor.
Harika değil mi? İşte Eczacıbaşı.. Ne şanslıyım ki bir okul gibi bir çok şey öğrendiğim bu kurumda 12 yıl çalıştım..