Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Van'da 19 Mayıs

2006 Yılında 19 Mayıs ile hafta sonu birleşiyordu. Bu 3 günlük bir seyahat için mükemmel bir birleşimdi. Uçak biletlerimizi alıp, Van Gölü kıyısındaki Merit Şahmaran oteline rezervasyon yaptım. Amacım Van'ı çevresiyle birlikte tekrar dolaşmak, Hamit'in de doğudaki bu ilimizde benim yaşayıp hayran olduğum duyguları yaşaması. Van'da bir apartmanın altında gördüğüm seyahat acentesi ile günübirlik tur da yapma imkanımız oldu. Sabah otobüsle erken çıkıp akşam döndük. Turumuzda Muradiye Şelalesi , Doğubayazıt, İshakpaşa Kalesi var.  Her birini tek tek anlatmayacağım. Doğubayazıt'ta çarşısında şöyle bir dolaştıktan sonra birer çay içmek için bir lokantada mola verdik. Otururken mutfak tarafında koca koca tencerelerde kepçe ile bir şeyler pişirdiklerini gördüm. Kalktım yanlarına gittim. Hayırdır ne pişiriyorsunuz? deyince "Çorba" dedi. Ben "ne büyük tencere" falan derken içer misin? diye sordu.. "Hayır teşekkür ederim karnım...

Asi Ruh :))

Aziz Yıldırım'la Tanışma

18 Eylül 2012.  Ankara Hilton'dayım. Bir toplantı için buradayım..Sabah toplantım var, öğleden sonra İstanbul'a dönüyorum.. İşim bittikten sonra lobide oturuyorum. Karşıda oturan bir grup bey var. Orada bir hareket oldu..  otel çalışanlarından 1-2 kişi yanlarına gitti, konuştular. O zaman dikkatle bakmaya başladım. Fenerbahçe Başkanı   Aziz Yıldırım'ı   hemen tanıdım. Makinamı alıp yanlarına gittim.. "Siz de otelde mi çalışıyorsunuz?" dediler.. Kendimi tanıttım. Doğrudan satışla hayli ilgilendiler, sorular sordular.  Aziz Yıldırım gruptaki birini göstererek  "Kiğılı'yı tanıyıp tanımadığımı sordu". Tanımaz mıyım?  " Hangisini tanıyorsun? bir fakiri var bir zengini? "  dedi.  Birbirleriyle dalga geçiyorlardı :)) "Eşimin çok beğendiği ama benim sevmediğim bir marka"  dedim.. Şaşırdılar.. "Bana göre hiç bir şey yok, eşim dolaşırken benim canım sıkılıyor"  deyince Aziz Yıldırım Kiğılıya takılıyor.  "Abdulla...

Samatya'da Unutulmayan Filmler

Samatya  bizim genellikle iş yemekleri yediğimiz güzel bir mekandır. Misafirlerimizi ağırlamak için bu eski yerleşim yerini çok severim.  Bir çok filme ev sahipliği yapmış bir mekandır. " İkinci Bahar ” dizisi;   Samatya’da  yaşayan insanları, komşulukları, dar gelirli yaşamları, küçük sıkıntıları, büyük hayalleri ve sıcak insan dokusuyla biçimlenen mahalle kültürünü anlatır. Develi'nin tam karşısında Ali Haydar Usta'nın yeri var.  Bu mekan   "İkinci Bahar"  filminin çekildiği mekan..  Bu dükkanın duvarlarında film sırasında çekilen fotoğraflar var. Ocakbaşı ve yemeklerin hazırlandığı mutfak, Şener Şen ve Türken Şoray'ın yemek pişirdikleri tezgahlar aynen orada.. İçeri girdiğimde kendimi bir filmin içinde hissederim. Su andaki sahibi de aynı Ali Haydar'a benziyor. Kim kime benziyor? Şener Şen filmde size mi benzetildi?  Bu sorumuzu  Ali Haydar Usta hep gülümseyerek  "onu da size bırakıyorum, siz yorumlayın"  diyerek ortada bı...

Van'da Ertesi Gün

O zaman Van uçakları ile İstanbul'a dönüş saat 10:00-11:00 gibi..  Sabah İstanbul'a dönüşe hazırlanıyorum. Kahvaltıyı otelde yapmak yerine arkadaşlarımın  "Van Kahvaltısı yapmadan gelme"  nasihatlerine uymak istiyorum. Yine resepsiyondayım :))   Bu sefer  kahvaltı yapmak ve oradan da havaalanına gitmek istediğimi söylüyorum. Bana yine bir taksi çağırılıyor. Ben yine aynı soför gelir diye bekliyorum. Bu sefer farklı biri geliyor.  Yine resepsiyondaki görevli  "bayan önce kahvaltı edecek oradan da havaalanına gidecek" diyerek talimatı veriyor. Çantamla arabaya yerleşip yakınlarda kahvaltı edilecek bir yer olup olmadığını soruyorum. "Bakalım" diyerek yola çıkıyoruz. Ben kahvaltı için nereye gidilir? bilmiyorum, hiç bir bilgim ve fikrim de yok :))  Bazı caddelerden ve sokaklardan geçerek bir kahvaltı salonunun önünde duruyoruz. Teşekkürler.. deyip iniyorum.. Dünkü tecrübeden sonra tetikteyim, bakalım şimdi ne olacak? Arabadan iniyor, benimle bir...

Bebek Pastam

Geçen yıl  Adana'dayız..   Tülay, Zeynep, Nalan, Özlem birlikte çalışıyoruz. Bir yandan muhteşem şeyler yiyiyor, bir yandan tartışıyoruz.   Öyle güzel çalışmalar çıkardık ki ; arada bir mutluluktan ve özlemden birbirimize sarılıp resimler çektiriyoruz. Akşamüstü  ne yesek diye düşünürken Waffle getirelim dedi garson, bizim buranın waffle'ı muhteşemdir.. Geliyor.. gerçekten muhteşem.. Bakar mısınız? ben böyle waffle tabağı görmemiştim.. Hem birlikte yiyiyor hem de resimlerimizi tüm ekip arkadaşlarımıza gönderip, verimli bir çalışma nasıl olur örnek olmaya çalışıyoruz. Hatta Tülay elleriyle Zeynep'i besliyor :)) Bu hareketli günün sonunda yine hep birlikte  Adana'da kebap mekanımız olan Yüzevler'de buluşuyoruz. Yemekler yendikten sonra  "Kahve alır mısınız?"  kısmında garson elinde bir pastayla masamıza geliyor.. Üzerinde maytaplar yanan PEMBE bir pasta. Nasıl güzel anlatamam. Bebek süsleriyle süslenmiş, etrafı pembe tülle bezeli.. Yine ...

Van'da dolaşmak isterseniz, ne olur?

Van'a ilk gittiğimde daha uçaktayken büyülendim. Nemrut Dağı'nın krater gölü üzerinden uçmak ve sanki Van Gölü'ne inecekmiş gibi tam gölün yanındaki havaalanına inmek.. Şimdiye kadar daha uçaktayken etkilendigim yerlerden biri oldu. Van'a depremden çok önce gittim. 6-7 yıl öncesiydi. Benim için çok bilinmezdi, merak içindeydim ve yalnızdım.. Gündüz işimi bitirdikten sonra otele yerleştim, akşam yemeğimi yedikten sonra resepsiyona indim. Acaba akşam göl kenarında gezilecek, yürüyüş yapılacak yer var mıydı? sordum.  Resepsiyondaki orta yaşlı görevli  "Olmaz olur mu abla"  dedi "yalnız sizi böyle yalnız başınıza gönderemeyiz, tanıdık bir taksi çağıralım".  Kabul ettim.. 5 dakika içinde bir adam otele girdi. Bu beni götürecek olan taksi şoförüydü. Oteldeki görevli   "Bu abla göle gezmeye gidecek... O'nu  götür dolaştır, sonra da geri getir"  dedi. Taksiye binip Van Gölü kıyısına gittik. Şoför taksiyi park etti ve arabadan çıktı. O s...

Kordon Sefası

Birkaç yıl önce iş için geçici olarak İzmir ve civar illere de gitmiştim. Bu seyahatlerimin en güzel yanı İzmir Kordon'da arkadaşlarımla birlikte harika yemekler yemek ve sohbet etmekti. İzmir diğer illerden farklı.. Akşamları işinden çıkan Kordon'a geliyor. Güzel esintili bir hava, deniz kenarına sıralanmış balık pişiricileri, birahaneler, kafeler, yemek yenilecek çeşitli mekanlar.. Masalar büyük ve hep etrafı kalabalık. 6-7 kişi buluşmuş sohbet ediyorlar. Biz de öyle yaptık.. Bir yaz günü Kordon'da mükemmel bir yemek yiyip harika bir akşam geçirdik. Birlikte sohbet ettik.. Kendimizden, ailemizden, çocuklardan, daha çok ta işimizden bahsettik.  Başarılar ard arda geldi :)) Biz de kerevetine çıktık.. Hatta bununla da yetinmeyip Kordon sahilinde "Fayton"  sefası bile yaptık. Benim arkadaşlar İzmir'de doğup büyümüşler ama hiç faytona binmemişler! Hep akıllarından geçirmişler, istemişler  ama kısmet olmamış.. "Haydi"  dedim..  "Fayton...

Eğitimli Doğum Günüm-2

Yıl 2010.. İstanbul Radisson SAS Oteli.. Şeflerle birlikte  Stratejik Planlama Eğitimi'ndeyiz. Eğitmen MCT'den Arif Gürdenli.  Eğitimde bazı senaryolar üzerinde çalışılıyor.  Bu senaryoları  Arif Bey'le birlikte hazırladık.  Uygulamaları olan,  içeriği zengin  gayet ciddi bir eğitim.. İkinci yarıda bir senaryoyu Arif Bey dağıttı üzerinde çalışılmasını istedi. Birini de bana verdi..  Okumaya başladım.. Bu senaryo farklıydı. "Herhalde farklı bir uygulama ilave edildi" diye düşündüm.  Okumaya başlayınca gördüm ki  bu tamamen farklıydı ve  bana aitti.  "Vakamız Türkiye Avon'da geçiyor"   başlığıyla bir yazı yazmışlar ve eğitime entegre etmişler :)) Bir çok güzel söz ve yorum :))  okudukça çok duygulandım.. Arif Bey'i de planlarına dahil etmişler.. Yani yine bir senaryo yazmışlar :) En sonuna da ; Seni çok seviyoruz Arda Ulusoy. İyi ki doğdun, Nice Mutlu Yaşlara demişler.. Rezzan, Nala...

Eğitimli Doğum Günüm

Yıl 2009.  Günlerden 2 Ağustos..  Adana’da  eğitimdeyiz. Yaklaşık 10 kişilik bir katılımımız var. Mekanımız da Adana’nın en güzel göl manzaralı tesisi.. Park Zirve Eğitim sırasında Nalan telefon goruşmesi için dışarı çıkıyor, sigara tiryakileri ara vermeyelim devam edelim modunda, aralarında mola verelim diyenlerde var, sonunda “mola vermeyelim” de birleşiyorlar.. bir yerde gariplik var, çok kolay fikirbirliğine varıyorlar. Saat 11:30 civarında kapı açıldı ve tesisin görevlisi kapıdan seslenerek  “odaları acilen boşaltmamız gerekiyor, klimalarda bir elektirk arızası oluştu” dedi. Ben de zaten 12:00 de yemeğe çıkacağımızı bu nedenle 10-15 dakika devam etmemizin iyi olacağını söyledim. Görevli maalesef mümkün olmadığını odayı boşaltmamız gerektiğini söyledi. Ben de “o zaman yemeğe erken çıkalım” deyince de klimalar arızalı olduğu için yemek salonuna inmek yerine yandaki oadaya geçebileceğimizi, bizi 15 dakida sonra yemeğe alabileceklerini söyledi. H...