Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Heyecanlı Tanışmalar..

Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyordu.. Okula gitmek iyice zorlaşıyordu. Farklı grupların çıkardığı olaylar nedeniyle derslere giremiyor, ya da dağılıyorduk. Herkes sigara dumanıyla dolu kafeteryaya doluşuyor ve siyaset yapıyordu. Okula gitmek derse girmek pek mümkün olmuyordu. Bu yüzden çok az gitmeye başlamıştım, ama sınavlara giriyordum. İkinci sınıf  devam ediyordu.  12 Eylül  1980'de  İhtilali yaşadık. Sabah kalktığımda haberi duydum ve işe gidemedim, sokağa çıkma yasağı vardı. Haberleri sadece radyodan ve televizyondan dinleyebiliyorduk.     Bu müdahale ile  Süleyman Demirel 'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alındı,  TBMM    lağvedildi..  Hamit'le buluşmaya ve birlikte eve dönüşlere devam ediyorduk.  Tanışalı  6 ay  olmuştu.  Bir gün Topkapı'da minibüs beklerken  "bu ne kadar devam edecek?"  dedim..  "Eğer senin için uygunsa hemen  ailelere açılabiliriz" ...

Sevinç'i kaybetmiştim.. 30 yıl sonra buldum..

Hayat devam ederken ve işler-güçler yoğunken  Sevinç'i bulma kararı aldım.  Aradan tam 30 yıl geçmişti. Nasıl bulacağımı bilmeden aramaya başladım..  Sevgi'yi bulma hikayeme benzer bir hikaye de Sevinç'i bulurken yaşadım. Yıl  2009.. Bundan 3-4 yıl önce  birdenbire  "Sevinç'i bulmam lazım"  dedim.. Bu isteğimi tüm arkadaşlarımla paylaşmaya başladım.   Eski bir arkadaşımı bulmak istiyorum. 30 yıldır görüşmüyoruz.  Nasıl bulabilirim acaba?. Önce Facebook'tan aradım, bulamadım Soyadı değişmişti. Evlendiğindeki  soyadını biliyordum ama sonra ayrılmışlardı. Soyadını bilmeden de bulmak çok zordu. Hamit'le konuştuğumuzda  "Maltepe'de oturuyorlardı, Tapu'dan falan bulabiliriz" dedi.  Bir ara gidip araştırmalıydık. Ama belki de evleri çoktan satılmıştı?? Hangi isimle arayacağımızı da bilemiyorduk. Acaba Teyzesi'nin adını mı sorgulamalıydık? Adı neydi? Ayrıldığı eşinden ulaşabilir miyim acaba?   Adı-Soyadı değişmeyen bir O...

Seviç'ten Arda'ya Mektup

Yıllar yıllar önce, 70' li yıllar sonu, yaşım 19.. Liseyi bitirdikten sonra bir yıl yabancı dil kursu daha sonra ekmek parası kazanma sorumluluğu kapımızı çaldı. Tanıdıklar " Odakule Han' da bir şirket var " dediler,, "Ben öyle hanlarda çalışmam, hem de Galatasaray'da... istemem dedim" .. Böyle dememin nedeni, tozlu, eski merdivenli, rutubet kokan, kapılarının önünde tavla oynayıp, kahvelerini yudumlayan insanlarla dolu bir han geldi gözlerimin önüne.. Bana "hayır öyle değil, gel gidelim bir başvuru yap" dediler. İşte hayatım o zaman Arda ile kesişti. Kitapta mavi elbisenin iş müracaatı için uygun olacağını okuyup, terzi Nebahat Hanıma diktirdiğim elbiseyi giyip gittim. Hayal bile edemediğim Odakule İş Merkezi' nin 7. kat asansör kapısı açılınca, üzerinde beyaz bluz, altında gri etek ve beyaz topuklu ayakkabılarıyla , benim yaşlarda, cin bakışlı, görünüşünden çok becerikli olduğu belli olan, saçları dışarıya doğru sarılmış, ortadan ayrı...

Hamit'le Sürpriz Şekilde Tanışıyorum

Ben Beyoğlu'nda  Odakule'de  işe başlayınca  Teyzem  bir haber getirdi. "Hamit'te  senin işe girdiğin şirkette çalışıyormuş" ... Nasıl yani?   Ben Hamit diye birini tanımadım!!!!! Hamit aynı  şirketin Karaköy Şubesi'nde çalışıyormuş"  dedi..  Ben Beyoğlu'ndayım, O Karaköy'de..   Görüşmemiz mümkün değil..  Tesadüf bu kadar olur.   "Peki"   dedim geçtim.  Ben işe başlayalı aşağı-yukarı bir hafta olmuştu.   Henüz 11. kattayız.  Masamda çalışıyorum.  Gözlüklü, takım elbiseli, orta boylu, genç bir adam ofisi dolaşıyor, herkesin elini sıkıp vedalaşıyor. Sıra benim masama geldiğinde  "Merhaba ben Hamit, Nurşen'in kayınbiraderiyim"  diyor ve tanışıyoruz.  "Bugün itibariyle işten ayrılıyorum, bundan sonra Kelebek Mobilya'da çalışacağım" diyor. Peki, hayırlı olsun.. diyorum, O dolaşmaya devam ediyor.  Bu tanışmadan dolayı yüzüm kızarıyor, heyecanlanıyorum.  Unkapanı Dersane...

Odakule'de İşe Başlıyorum

İşe Odakule'nin 11. katında başladım.  Bana bir masa gösterdiler.. Şirketin Genel Sekreteri Güngör Tuncel ile yan yana çalışıyoruz. Şimdilik sadece 2 kişiyiz. Tüm personel yavaş yavaş tamamlanıyor. İSOTAŞ  büyük bir arazi üzerinde 15.000 konutluk  YENİKENT isminde bir proje yapacak.  1979 yılının Gazete İlanları.. Unkapanı Dersanesinden sonra yeni işimde bambaşka bir çevreye dahil oldum. Girdiğim şirketin yapısını, ortaklarını bilmiyordum. Sadece Odakule gibi o zamanın şahane binasındaydık. O kadar. İşe başladıktan sonra beni işe alan  Güngör Tuncel' in profesyonel futbol hakemi olduğunu öğrendim. Dünya tatlısı  Güngör Bey bana işe girişimle ilgili daha sonraki konuşmalarımızda  "eğer annenle gelmeseydin seni almazdım"  demişti..   Güngör Bey'in daha sonra benim Nikah Şahidim olacağını o zamanlar ikimiz de bilmiyorduk :)) Bir şirketin ilk yerleşme ve kuruluşunda bulunmak, tüm evreleri yaşamak, işe başlamal...