Mustafa Koç ansızın aramızdan ayrıldı. Acı haberi aldığımda gözlerim yaşarmıştı. Hiç bir anım olmamasına ve hakkında çok şey bilmememe rağmen Türkiye'nin aydınlık yüzünü temsil eden bu adam için bir değerimizi kaybettik dememek elde değildi. Hamit'le birlikte Taksim'e gitmişken bir taziye bildirmeden dönmeyelim dedik ve Divan Oteli'nin yolunu tuttuk. Hava kararmaya başlamış, kar yağmaya devam ediyorken otelde uzun bir taziye kuyruğuyla karşılaştık. Böylesi bir taziyeyi ilk defa yaşıyordum. Otelin girişinden alt katına kadar kuyruk ilerliyordu. Takım elbiseli, kravatlı, paltolu beyler, saçları bakımlı şık giyimli kadınlar.. Siyasetçiler, sanatçılar, iş adamları ve biz.. Otelin giriş katında beklerken etrafa bakıyor ve Gezi olayları sırasında otelin giriş katının gençlere açıldığını ve destek verildiğini hatırlıyorum. Burası otelin resepsiyonu.. içeri gaz bombası atılmışken.. Tavandan sarkan kırmızı kocaman ihtişamlı avizeler...