Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni bir iş bulmam lazım..

Unkapanı Dersanesinde çalışıyorum ama artık işyerimi, işimi, patronumu daha iyi tanıyordum.  Yine yaz gelecek ve ben işsiz kalacaktım. Yaz gelmeden iş aramaya başladım. Gazete ilanlarını takip ediyordum. O zamanlar iş aramak sadece gazete ilanlarını takip ederek oluyordu.  Bilgisayar ve İnternet yoktu. Gazeteleri takip ederken bazı ilanları işaretliyor, sonra telefonla arıyordum. Genellikle ilanlarda telefon numarası olurdu. Arayınca ya pozisyon doldu derler, ya da ön bilgi alıp, bir adres verip görüşmek için randevu verirlerdi. Bazen de sadece form doldurmaya gidilirdi. CV'ler posta yoluyla gönderilirdi. Mektup gibi yazılırdı. Öyle uzun uzadıya bir İnsan Kaynakları süreci olmazdı. O sırada hala okulum devam ediyor,  Çalışmaya devam ediyorum.. Üniversitede  ikinci sınıfa başladım.. Bir ilan gördüm. İSOTAŞ diye bir şirket  Sekreter arıyordu.  Eh.. aranan niteliklere aşağı yukarı uyuyordum. Ofis makinalarını kullanabilirdim.  Kendi kendime öğrendiğ...

Teyzem beni evlendirmeye çalışıyor..

Teyzem. Gençliğinde, daha henüz bekarken bize çok sık gelir kalırdı. Annemle akşamları sinemaya giderler,  Abimle bizi evde bırakırlardı.  Mahallemizin etrafında yürüyerek gidebileceğimiz 4-5 sinema vardı.  Hepsinde iki film oynardı.   İlk film yabancı olur, film bitince 15 dakika ara verilir, esas film olan Türk filmi başlardı.  Arada frigo satılır, çekirdek çitlenirdi. Birinci filmin ne olduğu hiç önemli değildi. Önemli olan Türk Filmiydi. :)) Annem ve Teyzem kol kola girer akşamları yürüye yürüye sinemaya giderlerdi.  Abim beni evden göndermek için  planlar yapar, peşlerine takardı.  " Onları belli bir mesafeden takip et, tam gişeye geldiklerinde yanlarına git, artık seni geri gönderemezler, ama zamanlamayı iyi yap" derdi. Ben de seve seve peşlerine takılır, uzaktan takip ederdim, gerçekten son anda beni gönderemezler, geri de dönemezler beni de almaya mecbur olurlardı. Niye götürmüyorlardı acaba? herhalde ödevim vardır, erken yatmam gereki...

İkinci yıl çok farklıydı..

İlk yıl tecrübesi bitip dersaneden ayrıldıktan sonra yaz dönemini geçirdim. Öğrenciler için okul dönemi başlarken  evdeyim..  Ağustos sonundaki günlerden birinde Annem yanıma geldi   "Dershaneden geldiler" dedi.. Şaşırdım.. Pencereden baktım inanamadım..  Kapının önünde bir araba, arabada Dershane'nin Edebiyat Öğretmeni ve Müdürü  Reha Bey  ve yanında bir iki  arkadaşım gelmişler.  "Hadi dediler.. yeni dönem başlıyor, Özer Bey senin işe devam etmeni istiyor".. Yeni bir belirsizliğin olacağını bilerek kararsızdım.  Dershane yine yazın kapanacaktı. Ancak tekrar davet edilmekten dolayı da çok gururlandım. Üstelik eve kadar gelmişlerdi, beni ikna ettiler..  Hemen tekrar başladım.Zaten başka da alternatifim yoktu. O zamanlar Banka'da çalışmak çok iyi bir seçenekti. Ancak ben 18'imi doldurmamıştım, önümde daha uzun bir yıl vardı.  Bir tanıdığımız "yaşını mahkeme kararıyla büyütün" dedi. Mahkemeye müracaat ettik. "Aslında erken doğd...

Lise bitince çalışmaya başladım..

Liseyi bitirdikten hemen sonra çalışmak istedim. Annem "Aman kızım işi boşver, sen okumana bak" dediyse de  "yok ben çalışmak istiyorum"  dediğimde 17 yaşındaydım. Üniversite sınavlarını kazandım. Okulum  İstanbul Ticari İlimler Akademisi / İstanbul İktisat ve Ticaret Yüksek Okulu,  Aksaray. Okulun sonraki değişimi  -  Ek bilgi :  Daha sonraları bir kanunla   Galatasaray İktisat ve İşletmecilik Yüksek Okulu,  Aksaray Yüksek Ticaret Okulu  ve  Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulu'nun her biri  fakülteye dönüştürüldü, Böylece sayısı dörde çıkan fakülteler birleştirilip Marmara Üniversitesi’ne bağlı tek bir fakülte haline getirildi. Gece bölümündeyim. Dersler öğleden sonra başlıyor. Bir gün annem gazeteleri incelerken Unkapanı Dersanesi'nin eleman aradığını söyledi.  " Unkapanı.. ben orayı istemem"  dedim..  Annem de  "aman canım olursa olur, yoksa gezmiş oluruz" dedi.. Malum Unkapanı'na Aksaray'...