Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Içimizdeki Çocuk..

Sadece oyuncaklar olmadı hayatımızda.  Her fırsatta gülünecek bir görüntü, komik bir resim, bir poz bulduk :))   Kendimizi komik yapmayı çok sevdik, birçok kişi komik duruma düşmekten ya da insanların kendisine gülmesinden korkar ve bu resimlerde hiç yer almak istemezken biz  komik olmaktan hiç korkmadık.   Sanırım bu cesaret bana Hamit'ten geçti. Çünkü O her türlü hatasını, konuşmasını, esprisini komik olarak algılayan biri. En çok kendisine gülüyor zaten. Sanırım ondan alıştım.  Evdeyken Gürcan'da bizi her halimizle görmek isterdi. Aldığı t-shirtleri önce babasına giydirir, araba aldığında önce bize kullandırır, müzik aletlerini elimize tutuşturur, kendi deneyimlediği hayatın içinde bizi de görmek isterdi. Panjur gözlüklerimle.. Aynalarda kendimize çok güldük.. Macaristan'da Kral ve Kraliçe.. Prag'da bir seyyar satıcıda bulduğumuz şapkayla..  Takıp resim çekmek bedava, poz harika.. Taksim'de...

Oyuncaklarım - 2

Çocukluğumdan bugüne kadar hep oyuncaklarım olmaya devam etti.  Büfemizin bir çekmecesi oyuncak dolu.  Saçlı korkunç maskeler, kurulunca yürüyen bir tavuk, atınca ses çıkaran bir kuş, zürafa, top, kalın camlı şaka gözlükleri, kukla gibi elini içine geçirip oynatılan  kundakta bir maymun bebek. Hatta bu oyuncağı  birkaç yıl önce Zincirlikuyu'da arabada giderken trafik sıkışınca ortaya çıkan seyyar satıcılardan almıştım. Satıcı  "kime alıyorsun abla"   demişti de  ben de  "kimseye değil.. kendime alıyorum"  demiştim. Satıcıyla bu duruma ikimiz de gülmüştük de bana esaslı bir indirim yapmıştı.. Evlendikten sonra Hamit benim oyun arkadaşım oldu. Aynı şeylere çok güldük, birçok oyunla oynadık. Maskeler, oyuncaklar aldık. Çirkin suratlı  maskelerle bir çok kişiye sürprizler yaptık :) Evimize gelen arkadaş ve akrabalarımızı bu maskelerle karşıladık.. Nurşen bizi gördüğünde  "ne o estetik ameliyat mı oldunuz? güzelleşmişsiniz" ...

Oyuncaklarım

Sokakta oynadığımız oyunlar çoktu. Herkesin evden getirdiği kilim örtü, kaşık, çatal, tabak gibi eşyalarla oynadığımız evcilik oyunu hayal gücümüzü çalıştırırdı. Çeşitli senaryolar oluşturur, bir aile olmaya çalışırdık. Aramızda rol dağılımı yapar, ne yapıp ne söyleyeceğimize karar verir ve bu senaryoyu oynardık. Daha çok büyüklerimiz gibi konuşur, onları taklit eder, temizlik yapar, bebek bakardık. Hayal gücümüze sınır tanımazdık.  İlk bebeğimin adı     Lale'   idi.  İlk zamanlar annem evimizin terasında beni bir örtünün üstünde oturtur, benimle oynardı.  Bebeğim Lale'nin bedeninin içinden geçen lastikler kopar, sıklıkla bacakları ya da kollarındaki lastikleri annem tekrar düğümlerdi. Bazen evde lastik olmaz, bebeğimin bir kolu ya da bacağı bir müddet çıkık dururdu. Zaten çok merak ettiğim için bacağını ya da kolunu çekiştirip içine bakardım. İçi boştu.  Lale'yi kimi zaman ben kimi zaman annem konuşturuyordu. Çeşitli kumaş parçaları...