O zamanlar bomboş çayırlıklar, tek tük evler, at arabaları.. Şimdi baktığımda küçücük, ama çocukluğumun kocaman Demirkapı ve Bağlar Caddeleri.. Önce tek katlı, sonra iki katlı, sonra 3 katlı bahçe içinde evimiz. O zamanlar evler bir seferde pek bitmez, paramız oldukça üzerine bir kat çıkmak şeklinde yıllar süren bir inşaat serüveni yaşanırdı. İlk yıllarda ben daha ilkokuldayken tek katlı evimizin girişi çini , odalar tahta döşemeydi. Bu döşemeleri annnem tahta fırçasıyla fırçalaya fırçalaya temizlerdi.. Daha sonra bu döşemelerin üzeri muşambalar ile kaplandı. Ben küçük olduğum için tahta fırçalamadım, ama muşamba döneminde henüz vileda yokken dizlerimin üzerinde yer silmeye yetiştim. Aynen bu resimdeki gibi döşenirdi. Arada bazı tahtaların çürüdüğü olurdu, bunlar değiştirilirdi. Devir rutubet devriydi . Evin duvarları rutubet alır, ahşap pencereler çürür, macunları dökülürdü. Paramızın tümünü inşaata verdiğimiz için hep sıkıntı yaşar, işçilik ...