Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk Yıllar - Yeniköy Yılları

Yeniköy Yılları 1981-1988 Evlendiğimizde Yeniköy'de orta halli bir mahallede oturuyorduk.    Sekiz yıl boyunca bu evde yaşadık. İlk yıllar tamamen tasarrufa odaklıydık. Para biriktirmek için değil, geçinebilmek için.. Salondaki gaz sobasını işten gelince sadece akşamları yakıyor, çamaşırları sobanın bacasında kurutuyorduk.   Sadece bir odamız ısınıyordu.  Yatak odaları soğuk oluyordu. Zaten oturduğumuz odada da gaz sobası sönünce oda hemen soğuyordu. Ben Suquibb İlaç Fabrikasında çalışıyordum. Hamit'te evlendikten kısa süre sonra iş değişikliği ile Kelebek Mobilya'dan Banat Fırça'ya  Muhasebe Departmanına geçmişti. Satıştan muhasebeye ilk geçişiydi.  Hem evlilik hem de iş hayatında her ikimizde büyük değişimler yaşıyorduk. Hamit'in bekarken girdiği Erenköy'deki kooperatife taksit ödüyorduk,  kiradaydık.. Üstelik evlendikten 10 ay sonra Gürcan doğmuştu..  Babam haberi duyunca  "ne aceleniz vardi  kızım, biraz evliliğinizi...

İsviçre'nin Neyi Farklı?

İsviçre geçen hafta bir referandum yaşadı.  Halk kullandığı oylarla yeni asgari ücreti reddetti. Nasıl oluyor da halkın meclisten öte bir yetkisi oluyor?  Referandum yapıyorlar. 2011 Yılında İsviçre'ye gittim.. Dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ülke topraklarında hiç savaş olmamış.  Dünyanın Bankası durumunda. Herkesin parası orada..  Şimdiye kadar hiç bir savaşta buralara kıyamamışlar :))  Hitler bile buraya gelince durmuş.. İsviçre muhteşem bir doğaya sahip. Yıllardır bunu yeşertmiş, korumuş.. Heidi'nin memleketi.. Teyzesi tarafından Alp'lerdeki  çocukları sevmeyen aksi dedesinin yanına yerleştirilen ve Peter'le arkadaş olan Heidi.. Yaşadığı yerlere, dağlara, yeşilliklere, mutluluğuna o zamandan hayranız.. İsviçre'ye Alp Dağları'na giderken tek tanıdığımız oydu. Dağ bayır dolaşırken izini göremesek te, yaşadığı yerler muhteşem doğasıyla  hayal bile edemeyeceğimiz güzellikteydi. Alp Dağlarının eteklerinde kurulu bir yerleşi...

Sırtımızdaki Yükü Kim Yükledi?

Bugünlerde ülkemizin iş kazalarının diğer ülkelerle mukayese edildiği günler.   Amerika'nın, İngiltere'nin 100 yıl önceki örnekleriyle  bizim bugünümüz mukayeseye uyuyor.  Yani biz 100 yıl geriden gidiyoruz. Türkiye sermayenin insanı sömürdüğü bir cennet halini almış.  Biraz önce Uğur Dündar Soma'daki maden işçileriyle konuştu.  Neden istemedikleri oyları Sendika yöneticilerine verdiklerini? neden güvensiz çalışmaya seslerini çıkarmadıklarını konuştular.. Hepsi bankalara borçlular. . işe ihtiyaçları var ve işveren ne derse yapıyorlar. Kendilerini para kazanabilmek için tamamen teslim etmişler, tehlikeyi bile bile güvensiz çalışıyorlar.. Ne yapalım  "para kazanmak zorundayız" diyorlar.. O zaman acaba bankalara neden borçlular?  diye düşünüyorum..  Köyde yaşıyor ve 1500 lira kazanıyor.. Taksitle neler aldılar?  neleri borçlandılar?  oralardaki tüketim alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını bilmiyorum. ama şehirleri biliyorum..  Bira...

Mutluluk Nedir?

Ben Nasıl Mutlu Olacağım?   yazımı okuyunca  arkadaşlarım bana moral vermeye çalışmışlar.. Sağolsunlar.. bir de düşenin dostu olmaz derler..  "Merak etme düzelecek" demişler :)) Ancak korkulacak bir durum yok..  dar alanda kısa paslaşmalar ile hayatı yaşıyoruz.. Zaman geçiyor.  benim zorum Ülkemle  ve insanımla ilgili.. yoksa bir can sıkıntısı içinde değilim.. Çoğu kişi şunu yap-bunu yap diye önerilerde bulunuyor.. ya da  "sen iş yapmadan duramazsın"  diyor .. ya da merak edip  "emeklilik nasıl gidiyor"  diye soruyor.. 35 yıl boyunca zamanımı para kazanmak için şirketlere sattım..  ve zamanımı onlar için harcadım..  şimdi emeklilik zamanı.. zaman benim.. istediğim gibi harcıyorum.. Ne mi yapıyorum? Akşamları istediğim saatte yatıp, ertesi gün kaygısı duymuyorum.. ertesi gün geç kalkıyorum :)) Hiç saat kurmuyorum.. Sabahları evimizin ön tarafındaki çamlıkta yürüyüş yapıyor, spor aletleriyle çalışıyorum.  Gen...