Miami den TAM Airlines ile 8,5 saat suren bir yolculugun ardindan Brezilya ya ulastik. Gece ucakta karanlik gokyuzunde ilk defa gökyüzündeki yildizlari seyrettim. Tam Airlines Guney Amerika' nin ucus firmasi. Havaalanina geldigimizde Miami den 3, New York' tan 3 ucak Brezilya ya indi.
Havaalanindan taksi tutarak otele yerlestik. Yolda bu karanlik sehiri ve sokaklari seyrettik. Taksi numarayi bulamadi, buralarda bir yerde dedi bizi indirmek istedi ama biz otelin onune gelmeden inmedik. Sokaklar eski, kara bir goruntusu var. Allah allah burasi ne guvensiz dedirtiyor. Otele gelince icimiz rahatladi. Hemen yerlesip sokaklara ciktik.
Brezilya nin ucsuz bucaksiz kumsalina yayildik. Pazar gunuydu, kumsali size anlatmaya kelimelerim yetmez..
Binlerce siyah insan, igne atsan yere dusmez derler ya oyle.. Coluk cocuk binlerce.. sahile dizilmisler, herkes ayakta duruyor, sorf yapilacak boyda buyuk dalgalar var. Denize girmek mumkun degil. Biz Karadenizi biliriz ama yaninda kucuk kalir, bu ne de olsa okyanus.
Kumsal ucsuz bucaksiz ince sari kum. Hava sicakligi 35-37 derece. O genis kumsali gecebilmek ve rahatca insanlarin yurumesi icin pratik cozum bulmuslar. Bizim sicak kumsallarimizda tahta doserler, burada hortum dosemisler :) Hortumun her yeri delik devamli su puskurtuyor, islanan kum uzerinde siz de serin serin gidiyorsunuz.
Plajda oyle plastik uzanma sezlonglari yok. Semsiye ve oturma sezlongu kiralayabiliyorsunuz. Pratik duslar da var. Aksam olunca sokup kollarinin altina alip gidiyorlar. Kuma sapliyorlar, kucuk motorlari var suyu yer altindan cekiyor, altta bir teskilat var sanirim. Duslar surekli akiyor, oyle musluk falan yok.
Denizin rengi kumla karisik, mavilik yok. Sadece kiyida durmayi basarmak bile cok zor, oyle bir carpiyor ki ayakta durana bravo. Bu yuzden buralarda denize girmek diye bir sey yok, sadece ayakta durmak var, su buz gibi. Benim dizlere bayagi buz tedavisi gibi oldu :)
Yurumek isterseniz ucsuz bucaksiz kumsal. Kadinlarin cogu tangali, popolar meydanda. Hepsi zenci, kalcalar Jennifer Lopez, vucutlar cirkin. Bu ulkede kadinin kac gocu yok. Gece bile bikinili kadinlar sokakta rahatca dolasiyor.
Pazar gunu caddelerden akin akin insan geliyor kumsala. Herkes sortunu giymis, ellerinde sezlonglari, semsiyeleri.. Bir tatil kasabasi gibi... ama zaten Coppacapana dayiz sadece Brezilya nin degil Dunya nin en meshur plajlarindan.
Ben bu kadar kalabalik bir sehir gormedim.. her yerde yuzlerce insan var. Brezilya'nin resmi dili Portekizce. Nerden nereye? 1500 yilinda Portekizli bir gemici tarafindan Hindistan'a gidiyorum derken kesfedilmis. Burada Portekiz hukumranligini ilan etmis.
Avrupadaki savaslar buradaki her seyin dengesini degistirmis. Portekizliler Ispanya hakimiyetine girince Brezilya da Ispanya somurgesi olmus. Portekiz Napoleon tarafindan isgal edilince de Kral, ailesi ve devletin ileri gelenleri Brezilya ya kacmislar. Ondan sonra da baskenti Rio ya tasimislar.
Brezilya bayragindaki sari renk topraklarindan cikarilan bol miktardaki altini, mavi denizi, yesil ormanlari temsil ediyormus.
Ulkede nufusunun cogu zenci. Zencilerin cogu calistirilmak uzere Afrika dan getirilmis ve bence burada cok cogalmislar. Herkesin yaninda 3-5 cocuk..
Bakimsiz bir sehir goruntusu veriyor, sehir aydinlik degil karanlik. Duvarlar, kaldirimlar hep eski.
Dukkanlar bizim 40 yil evvelki bakkallarimiz gibi. Yemek yiyecek yer bulmak cok zor, yiyecek bir sey yok. Tarzlari bize uymadi. Kucuk bufelerde hamur isi bir takim yiyecekler var ama goruntusu beni ye demiyor. Vitrin camlari hep kirli.
Hic kimse Ingilizce 1-2 kelime bilmiyor, genclere soruyoruz, maalesef rakamlari bile bilmiyorlar.
Anlasmak cok zor.. Beden dilinden de hiiicc anlamiyorlar.
Shopping diyorsunuz agzi acik bira geliyor. How much diyorsunuz mesrubat veriyorlar. Hic anlasmaya niyetleri yok. Anlamis gibi
yapiyorlar, cizemiyorlar bile.
Bir gorevli bize durak tarif edecek edemiyor.. habire Portekizce konusuyor, çiz dedim kalemi eline alip tarif edemedi, bir sey cizdi ne cizdigini Hamit le 1-2 dakika dusunduk bulamadik, arkadasini cagirdi, olmadi.. Sonra da anlatamayinca hep beraber kahkahalarla gulduler. Valla bu ulke nasil Dunya Kupasi na ev sahipligi yapacak hic bilmiyorum, cok zor.
Sahil boyunca uzanan kocaman caddeleri ve cadde kenarlarinda genis spor olanaklari sunan parkurlar var. Pazar gunu caddenin sahil tarafindaki koca seridi trafige kapatilip yayalara ayrilmis, araba calismiyor, sadece bir yon calisiyor. Sasirdim.. Binlerce kisi bu yollarda kosuyor, bisiklete biniyor, yuruyor. Acayip geliyor insana, ne hos, nasil yani.. falan oluyor insan. Allahim bu nasil bir yazlik sehir, nasil bir plaj?
Aksam oldugunda tum sahil temizlikci akinina ugruyor, tum copler toplaniyor, sandalyeler, semsiyeler onlari kiralayan kisilerce toplaniyor, araclara yukleniyor, plajda hic bir sey kalmiyor. Hani bizde plajin kenarina zincirle baglanan sandalyeler, semsiyelerden, duslardan, motorlardan eser yok, hepsi tasiniyor.
Gece olunca baska bir resim basliyor. Yine Pazar gecesi bu binlerce insan giyinmis hepsi sahil boyunca siralanan kucuk barlara, kafelere gelmisler. Bazilarinda canli muzikler, programlar var. Yine cogu kisi ayakta.. 6-7 kisi grup olmus ellerinde biralari sohbet ediyorlar.. Binlerce insan.. Eger kafelerden pahali bulup almak istemezseniz evden getirdigi bir uyduruk sogutucu kutu icinde mesrubat ve bira satan kisilerden de alabilir, muzigi olan bir barin onunde dikilip pekala sohbet edebilirsiniz.
Aksamustu gunes battiktan sonra sahilin isiklari yaniyor. Tum kumsal isikli. Sahil boyunca yuzlerce ag gerilmis, plaj voleybolu oynaniyor. Hemen hemen hepsi dolu, kimi takimlar halinde formali, kimi amator, kimi takim kurmus, kimi 3-4 kisi. Bu arada caddelerde bisiklete binenler, kosanlar, yuruyenler, kay kay yapanlar. Gece boyunca spor yapanlar hic bitmiyor, caddeler ve kumsal dolu.
Brezilya futbol da 5 kez dunya sampiyonu olmus, volaybol, basketbol, tenis, yuzme, plaj voleybolunda , sorfte, otomobil yarislarinda, yelkencilikte Dunya capinda basarilar elde ediyor. Dunya futboluna da onemli oyuncular katmaya devam ediyor. Ben caddeleri ve sahili gorunce bunu nasil yapabildiklerini anladim, inanilmaz..
Coppacabana plajini yuruyerek bitiremiyorsunuz, halbuki devaminda bir baska plaj daha var ama gorunmuyor, Ipanema. Orada da ayni resim var. Yerlesim olarak daha zengin kesime hitap eden, yeme icme konusunda cesitli restaurantlar, kafeler sunan, daha duzenli, daha renkli bir yerlesim. Plaj ayni.
Her iki plajin bitimindeki kaldirimlarda ayni tip duzenlenmis yeme icme yerleri var. Yapimi suren yerler de var. Yer altina inen tuvaletler yapilmis ama yukardan bakilinca pis gorunuyor
Aksamustu ictigim votkali, limonlu hafif tatli, bol buzlu ickiyi hic unutmayacagim, aman ne lezizdi..Adı Kaipirinha. Arkamda guvenlik gorevlileri.. buralar sicak çalışanlar sortlu..
Yemek konusunda hic secenegimiz olmadigi icin, dukkanlardan icimize sinmeyen birsey yiyecegimize, sahilde patates kizartmasi ve bira ile şenlendik.
Oturdugumuz kafede canli muzik vardi, harika soyluyorlar. capraz masamizda 3 genc oturuyorlar, biri bayan. Erkekler Turkce konusuyor. Sohbet ettik, onlar da 20 gun boydan boya Amerika turu yapmislar. Zaten Amerika ya is icin gelip uzatmislar. Microsoft ta calisiyorlarmis. Cok sey paylastik, bize haritalar verdiler, onerilerde bulundular, cok iyi oldu.
Metro sistemi var, cok daginik ve karmasik degil, basit. Metro ile Centro denilen merkeze gittik. Burasi is dunyasinin yasadigi yer. Daha sehir gibi. Magazalar, kafeler, yine binlerce insan.. Dolasirken kalabalik bir alana geliyoruz, bir liman. Gemiye biniliyor. Hemen 2 bilet alip, nereye gittigimizi bilmeden biniyoruz. Sadece ogrendigimiz her yarim saatte bir donus var. Gidis yarim saat :)) Oleeeyyy.. ben deniz yolculuklarina bayiliyorum, sehre uzaktan bakmak, denizi koklamak harika..
Karsi kiyiya indigimizde alisverisin canli oldugu, seyyar saticilarin, fast foodlarin, bir suru kucuk saticinin bulundugu yerlesime geliyoruz. Otobus terminallerinin bulundugu ilginc bir alan yapmislar. İci alisveri, yeme- icme yerleriyle dolu, otobusunuze ilk durak oradan biniyorsunuz. bir cok cikis kapisi va otobus var, bir terminal.
Brezilya da otobus cok fazla, yollara pespese siralaniyorlar. Tum metro cikislarinda otobusler bekliyor, her yer otobus kayniyor. Otobusler eski. Biletsiz iceri kacmayin diye icine turnike yapmislar.
Ilk indigimizde aaaa.. burada bizim paramiz degerli, onlarin 3 lirasi bizim 1 liramiz dediysek te fiyatlari gorunce anladik. Bir kilo elma 15 lira. Muzun Miami de kilosu 75 cent, Meksikada 3 dolar. Tarim urunlerinden sadece patates ucuz. Marketleri falan cok eski, kucuk. Bakkaldan biraz buyuk. Hic bir yabanci yatirimci buralarda yok. Hic bir uluslararasi firmayi goremiyorsunuz. Sanki cagin gerisinde kalmislar gibi. Turkiye nin 30 yil onceki haline benziyor.
Ancak yasadiklari kriz nedeniyle bazi onlemler almak durumda kalmislar. Devletin parasi olmadigindan ozellestirmelerle gelir elde etmeyi planliyorlarmis. En son toplu tasima ucretlerine yapilan zam nedeniyle halk ayaklanmis, buyuk olaylar cikmis, halk polisle catismis. Bu catismalar hukumet aleyhtari eyleme donusmus. Ayni zamanda bu kadar ulke zor durumdayken Dunya Kupasi icin yapilan yeni stada ve organizasyon icin ayrilan butceye de karsi cikiyor ve istemiyorlar.
Brezilya nin Cumhurbaskani bir kadin. Cikan haberler soyle ;
-----------
Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, ülkede günlerdir devam eden hükümet karşıtı gösterileri ve gerginliği sona erdirmeyi amaçlayan bir dizi reform planı açıkladı.
Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, ülkede günlerdir devam eden hükümet karşıtı gösterileri ve gerginliği sona erdirmeyi amaçlayan bir dizi reform planı açıkladı.
Barışçı protesto gösterilerini düzenleyen grupların liderleriyle görüşmek istediğini açıklayan Rousseff, onların 'katkısına, enerjisine ve becerisine ihtiyaç duyduğunu' belirtti. Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, kaydedilen ve tüm ülkede televizyondan ve radyodan yayınlanan açıklamasında, protestocuların endişelerini ve taleplerini dinlediğini söyledi.
"Kurumlarımızın daha şeffaf ve yapılacak yanlışlıklara karşı daha dirençli olmasını istiyorum" diyen Cumhurbaşkanı Rousseff, protestoların bir başka gerekçesi olan, ülkesinin 2014 Dünya Kupası'na ev sahipliğini yapacak olmasını da savundu ve "Konuklarımızı saygıyla ağırlayacağız ve harika bir Dünya Kupası düzenleyeceğiz" dedi.
Rousseff, "Halkımın ödediği vergilerin, sağlık ve eğitim yerine Dünya Kupası'na harcanmasına izin
vermem mümkün değil" dedi.
Brezilya'da halkı yolsuzluk, polis şiddeti, kamu hizmetlerinin yetersizliği, Dünya Kupası'na fazla bütçe ayrılması gibi nedenlerle sokağa döken hükümet karşıtı tutum, Haziran ayından bu yana devam ediyor.
-–-------------
iste Dunyayi dolasmanin boyle bir guzelligi oluyor. Benzerlikleri ya da benzemezlikleri daha kolay ayirdediyor insan. Bir de daha cok sahip cikiyor. Bu benim Dunyam.. diyor, sınırlarını genisletiyor.
Biz de bir yuruyuşe sahit olduk. Buyuk guvenlik onlemleri vardi. Kucuk bir grubun arkasinda onlarca polis, polis arabalariyla gruba eslik etti ve arkalarindan yurudu.
Futbol dunyasi da biraz karisik. Haberler soyle, sendikalasma calismasi icinde olan futbolcular soyle demis :
" Dünya Kupası için stadyumlar inşa edilirken, Brezilya'daki profesyonel oyuncular hâlâ ideal olmaktan uzak şartlara katlanmak durumunda: kötü sahalar, pespaye soyunma odaları ve son zamanlarda gördüğümüz gibi güvenlik meseleleri. Eylül ayından bu yana binden fazla futbolcu her maç öncesinde kollarımızı kavuşturarak yaptığımız oturma eylemi gibi eylemler yapan Sağduyu hareketine katıldı.
Ancak bu, bazı Avrupa liglerindeki örnekleri tecrübe eden ve ülkeye döndükten sonra 'daha azına razı olmayacak kadar iyi' olan futbolcuların bir hareketi değil. Atlantik'in iki tarafı arasındaki altyapı ve mali durum farklarını biliyoruz. Ama bu, çözülebilir sorunları görmezden gelmemiz için bir sebep olmamalı.
------
diyerek mucadele veriyorlar. Biz de gidip bir gorelim dedik ama Maracana stadina hayran olduk. Luks icinde harika bir stad. Tabii futbolcularin antreman sahalarini bilmiyoruz. Maracana 5 yildizli bir otel gibi.. Hatta belediye acisindan yetersiz hizmet veren bir ulkede disardan bakilinca aaaa Maraca bu muymus dediginiz bir beton yiginiyken icine girince sizi sarmaliyor.
Avrupa da bir cok takimin stadin icinde muzesi oldugu halde burada olmadigini
ogreniyoruz. Keske Brezilya tarihini de yazabilseydi, bu kadar basarilar elde et, tarihe gecmis futbolcular yetistir, sonra bu hikayeleri kimseye anlatma. Iste egitim ve kultur duzeyinin burada onemi cok ortaya cikiyor. Avrupa ve Amerika her seyi gelecek kusaklara anlatma cabasinda, tarih yaziyor, her seyi anlatiyor, muze yapiyor. Amerikalilar yuksek bir bina yapmis 50 dolar veriyorsunuz binanin hikayesini dinliyorsunuz.. Brezilya da ise hic hikaye yok.. Pele nin sadece bir heykeli sizi selamliyor o kadar. Oysa Ispanya da Real Madrid stadindaki muzeyi gezdiginizde bugune kadar kimler yonetti, kim oynadi, oduller, resimler, maclar herseyi gorebiliyorsunuz, dolas dolas bitmiyor. Hatta dokunmatik ekranlarla istediginiz macin istediginiz golu.. Ben bu kulture bayiliyorum. Muzecilik baska bir sey.. Bizde de maalesef hic gelismemis, burada da oyle.. Kendi hikayesini yazamayan bir toplum.
Sehirde eskiden kalmis, guzel bir mimariyle yapilmis bina gormek mumkun degil. Hepsi siradan. Turistik bolgeler ya da eserlere iliskin yonlendirmeler cok zayif, hep kendi cabanizla bulabiliyorsunuz, ekstra bir caba sarfedip yonlendirme yapmiyorlar. Zaten dil yuzunden hic bir sey ogrenemiyorsunuz. Uzak mi dedi yakin mi dedi? ne onerdi? heyhaaattt...
Bakmak istedigim parmaklari yildirim carpmasi sonucu kirilan Kurtarici Isa Heykeli ne cikabilmek icin gittik ama sansimiz yoktu, yolda bir yangin ciktigi icin tren bugun heykele cikmiyormus, yarin gelin dediler, biz de yarin donuyoruz, cikamadik. Ama bir cok yerden uzaktan da olsa gorduk. Yaya cikmayi denedik ama yokusu gorunce vazgectik. 37 derece sicakta hakkin rahmetine cabucak erebilirdik :))
Son gun plajlarin arka tarafinda kalan Isa heykelinin bulundugu daglik bolgenin arkasindaki kocaman golun kenarina gittik. Bu gol kenarinda asirlik agaclar, yemyesil daglar, yine golun kenarinda kilometrelerce spor parkurlari.. Ahh dedim su guzel manzarada bir de oturup bir seyler icecek bir iki kafeterya olsaydi. ama yok. sadece spor var :) Bisiklete binmek burada harika ama firsat olmadi. Sicakta goze de alamadim. Sehir bisikletleri var ama kiralama icin internetten islem yapiliyor, alanlari seyrettim zor geldi, bosverdim..
Son gun yine denizin tadini cikardik. Guneslendik, deniz kenarinda yuruduk, ayakta durduk :) buz gibi sularda serinledik. Gunesi, Atlas okyanusunu, ucsuz bucaksiz plajlarini icimize cektik..
vermem mümkün değil" dedi.
Brezilya'da halkı yolsuzluk, polis şiddeti, kamu hizmetlerinin yetersizliği, Dünya Kupası'na fazla bütçe ayrılması gibi nedenlerle sokağa döken hükümet karşıtı tutum, Haziran ayından bu yana devam ediyor.
-–-------------
iste Dunyayi dolasmanin boyle bir guzelligi oluyor. Benzerlikleri ya da benzemezlikleri daha kolay ayirdediyor insan. Bir de daha cok sahip cikiyor. Bu benim Dunyam.. diyor, sınırlarını genisletiyor.
Biz de bir yuruyuşe sahit olduk. Buyuk guvenlik onlemleri vardi. Kucuk bir grubun arkasinda onlarca polis, polis arabalariyla gruba eslik etti ve arkalarindan yurudu.
Futbol dunyasi da biraz karisik. Haberler soyle, sendikalasma calismasi icinde olan futbolcular soyle demis :
" Dünya Kupası için stadyumlar inşa edilirken, Brezilya'daki profesyonel oyuncular hâlâ ideal olmaktan uzak şartlara katlanmak durumunda: kötü sahalar, pespaye soyunma odaları ve son zamanlarda gördüğümüz gibi güvenlik meseleleri. Eylül ayından bu yana binden fazla futbolcu her maç öncesinde kollarımızı kavuşturarak yaptığımız oturma eylemi gibi eylemler yapan Sağduyu hareketine katıldı.
Ancak bu, bazı Avrupa liglerindeki örnekleri tecrübe eden ve ülkeye döndükten sonra 'daha azına razı olmayacak kadar iyi' olan futbolcuların bir hareketi değil. Atlantik'in iki tarafı arasındaki altyapı ve mali durum farklarını biliyoruz. Ama bu, çözülebilir sorunları görmezden gelmemiz için bir sebep olmamalı.
------
diyerek mucadele veriyorlar. Biz de gidip bir gorelim dedik ama Maracana stadina hayran olduk. Luks icinde harika bir stad. Tabii futbolcularin antreman sahalarini bilmiyoruz. Maracana 5 yildizli bir otel gibi.. Hatta belediye acisindan yetersiz hizmet veren bir ulkede disardan bakilinca aaaa Maraca bu muymus dediginiz bir beton yiginiyken icine girince sizi sarmaliyor.
Avrupa da bir cok takimin stadin icinde muzesi oldugu halde burada olmadigini
ogreniyoruz. Keske Brezilya tarihini de yazabilseydi, bu kadar basarilar elde et, tarihe gecmis futbolcular yetistir, sonra bu hikayeleri kimseye anlatma. Iste egitim ve kultur duzeyinin burada onemi cok ortaya cikiyor. Avrupa ve Amerika her seyi gelecek kusaklara anlatma cabasinda, tarih yaziyor, her seyi anlatiyor, muze yapiyor. Amerikalilar yuksek bir bina yapmis 50 dolar veriyorsunuz binanin hikayesini dinliyorsunuz.. Brezilya da ise hic hikaye yok.. Pele nin sadece bir heykeli sizi selamliyor o kadar. Oysa Ispanya da Real Madrid stadindaki muzeyi gezdiginizde bugune kadar kimler yonetti, kim oynadi, oduller, resimler, maclar herseyi gorebiliyorsunuz, dolas dolas bitmiyor. Hatta dokunmatik ekranlarla istediginiz macin istediginiz golu.. Ben bu kulture bayiliyorum. Muzecilik baska bir sey.. Bizde de maalesef hic gelismemis, burada da oyle.. Kendi hikayesini yazamayan bir toplum.
Sehirde eskiden kalmis, guzel bir mimariyle yapilmis bina gormek mumkun degil. Hepsi siradan. Turistik bolgeler ya da eserlere iliskin yonlendirmeler cok zayif, hep kendi cabanizla bulabiliyorsunuz, ekstra bir caba sarfedip yonlendirme yapmiyorlar. Zaten dil yuzunden hic bir sey ogrenemiyorsunuz. Uzak mi dedi yakin mi dedi? ne onerdi? heyhaaattt...
Bakmak istedigim parmaklari yildirim carpmasi sonucu kirilan Kurtarici Isa Heykeli ne cikabilmek icin gittik ama sansimiz yoktu, yolda bir yangin ciktigi icin tren bugun heykele cikmiyormus, yarin gelin dediler, biz de yarin donuyoruz, cikamadik. Ama bir cok yerden uzaktan da olsa gorduk. Yaya cikmayi denedik ama yokusu gorunce vazgectik. 37 derece sicakta hakkin rahmetine cabucak erebilirdik :))
Son gun plajlarin arka tarafinda kalan Isa heykelinin bulundugu daglik bolgenin arkasindaki kocaman golun kenarina gittik. Bu gol kenarinda asirlik agaclar, yemyesil daglar, yine golun kenarinda kilometrelerce spor parkurlari.. Ahh dedim su guzel manzarada bir de oturup bir seyler icecek bir iki kafeterya olsaydi. ama yok. sadece spor var :) Bisiklete binmek burada harika ama firsat olmadi. Sicakta goze de alamadim. Sehir bisikletleri var ama kiralama icin internetten islem yapiliyor, alanlari seyrettim zor geldi, bosverdim..
Son gun yine denizin tadini cikardik. Guneslendik, deniz kenarinda yuruduk, ayakta durduk :) buz gibi sularda serinledik. Gunesi, Atlas okyanusunu, ucsuz bucaksiz plajlarini icimize cektik..